/

Pis Roman: Jelibon Cundi Sahne Alırken-22

6 mins read

-Alo Muiniddin, ben Sultanahmet’e geldim. Senden, Jelibon Cundi’nin telefonunu almayı unutmuşum. Bana telefon numarasını atabilir misin?

-İzzeddin bi beş dakikaya kadar gönderiyorum Whatsapp’tan. Yoldayım, otobüs kalabalık… İlk durakta gönderirim.

-Tamam, bekliyorum.

İzzeddin’in aklı yazarla yaptığı telefon konuşmasındaydı halen. Muiniddin’i öldürmeyecekti de kimi öldürecekti? İnşallah romandaki rolüne yakışır bir cinayet olurdu. Belki bir gün başka bir yazar; onu, kendi romanında kullanmak isterdi. Sonuçta yazarlar karakterleri oluştururken birbirlerinden ilham alıyorlar. Hatta kimi zaman başka bir yazarın karakterini olduğu gibi kendi romanlarına aktarıyor sadece rol gereği ismini değiştiriyorlar. Değiştirmeden kullananlar da var… Mesela James Joyce’un Ulysses romanı. Adamın yazdığı roman, Homeros’un Odysseia’nın modern bir uyarlaması olarak kabul edilir. Homeros’un karakterleri Joyce’un eserinde yeniden ortaya çıkar. Belki bir gün İzzeddin’de böyle ölümsüz karakterlerden biri olabilirdi. Belki de ölümsüz bir sinema karakteri…

Whatsapp’ta mesajın geldiğini gördü. Jelibon Cundi’nin telefon numarası gelmişti. Hemen onu aradı.

-Alo, Cundi abiyle mi görüşüyorum?

-Buyur gardaş, benim.

-Abi ben, Muiniddin aracılığıyla arıyorum.

-Hangi Muiniddin?

-Belediye’de şoför Muiniddin.

-Şu fizikçi olan şöför mü…

– Evet abi o…

-Sen şimdi neredesin?

-Sultanahmet Meydanı’nda…

-Tamam. Şimdi Ayasofya ile Sultanahmet arasında aşağı doğru inen bir yol var. Caminin önünde büyük bir park var, oturaklar falan…

-Evet?

-İşte o yoldan aşağı doğru in. Jelibon Çay Bahçesi var, oraya gel.

-Tamam, beş dakikaya oradayım…

Yazdıklarımı okuyan Rüveyda, İzzeddin’in öldüreceği kişinin kim olduğunu araştırmak hem de yazarın planını haber vermek için polis memuru Kevkavus’u aramaya karar verdi. Çünkü İzzeddin’in kendisine çizilen rolden başka bir görevle görevlendirilmesi, romanda ona başka bir kaderin çizilmiş olması, Rüveyda’yı huylandırdı. Kendisi de İzzeddin’in hedefi olabilirdi? İzzeddin’se, Jelibon Cundi’yle görüşmeye doğru gidiyor. O görüşmede neler yaşandığını sonra öğreniriz…

Hayrullah’ın bir roman karakteri olduğunu öğrenmesinin üzerinden on üç gün geçti. Yaşadıklarını sorgulamaya devam ediyordu. Nasıl oluyordu da kendilerinin bir roman karakteri olduğunu bilen arkadaşları, bunu kabulleniyorlardı. Bu kurulu düzenin bir figüranı olarak yaşamayı normal karşılıyorlardı. Hayatları, kaderleri bir yazarın ya da binlerce yazarın elindeydi. Romandaki karakterler için bu, yazarın bir kurmacası olsa bile yaşadıklarının ontolojik bir anlamı olması gerekmez miydi? Neden bu kadar roman var? Neden bu kadar insan? Neden bu evren var? Roman karakterlerinin yaşamlarını geçirdiği mekanlar, orada yaşadıkları olaylar, bıraktıkları anılar… Bütün bunların bir anlamı olmalıydı, bir amacı… Bu dünyayı kimler nasıl yönetiyordu? Sadece yazarlar mı? Yoksa….

Hayrullah karşı karşıya kaldığı yenilmişlik duygusu ve gerçeği fark etmiş olmanın verdiği heyecanla bir manifesto yazarak arkadaşlarına seslenme kararı aldı. Bu dünyanın dilini, yapısını, amacını çözmeliydi. İlk yazar kimdi? Bu dünyayı, bu evreni nasıl yaratmıştı? İlk karakter kimdi mesela?

Google’a göre ilk roman aslında Japonya’da yazılmıştı. Adı Genji’nin Hikayesi’ydi. Peki ya Don Kişot’a ne oldu? Romanın hakikati nerede, kiminle başlamıştı? İlk nerede yaratılmıştı bu karakter, nasıl biriydi? Bir bahçıvan mıydı bir bahçede yaşayan? Yoksa bir terzi mi? Belki de hikayeleri okura anlatan Genji’nin kendisiydi. Ya da Don Kişot yaratıldı? Bütün bunların cevabını bulacak bir yolculuğa çıkmalıydı. Arkadaşlarının kendisine destek vermesini umuyordu? Bütün bu düzen değişmeliydi artık. Kendi mağarasından çıkma kararı aldı…

Hayati Esen

In 2005, he published his first book "Why Sufism". Then in 2012, he published essays on theology, politics and art in various magazines and newspapers. In 2014, he founded the website fikrikadim. The website is published in Turkish and English. In 2023, he wrote a post-truth novel called "Pis Roman". He still publishes his articles on fikrikadim.


Fatal error: Uncaught TypeError: fclose(): Argument #1 ($stream) must be of type resource, bool given in /home/fikrikadim/public_html/wp-content/plugins/wp-super-cache/wp-cache-phase2.php:2381 Stack trace: #0 /home/fikrikadim/public_html/wp-content/plugins/wp-super-cache/wp-cache-phase2.php(2381): fclose(false) #1 /home/fikrikadim/public_html/wp-content/plugins/wp-super-cache/wp-cache-phase2.php(2141): wp_cache_get_ob('<!DOCTYPE html>...') #2 [internal function]: wp_cache_ob_callback('<!DOCTYPE html>...', 9) #3 /home/fikrikadim/public_html/wp-includes/functions.php(5420): ob_end_flush() #4 /home/fikrikadim/public_html/wp-includes/class-wp-hook.php(324): wp_ob_end_flush_all('') #5 /home/fikrikadim/public_html/wp-includes/class-wp-hook.php(348): WP_Hook->apply_filters('', Array) #6 /home/fikrikadim/public_html/wp-includes/plugin.php(517): WP_Hook->do_action(Array) #7 /home/fikrikadim/public_html/wp-includes/load.php(1270): do_action('shutdown') #8 [internal function]: shutdown_action_hook() #9 {main} thrown in /home/fikrikadim/public_html/wp-content/plugins/wp-super-cache/wp-cache-phase2.php on line 2381