/

Pis Roman: Yazarın Planları Rüveyda’nın Polisle İşbirliği-23

7 mins read

Rüveyda, yazarın İzzeddin’le yaptığı konuşmanın ardından Abdulgaffar’ı aradı. Yazarın, birini öldürmesi için İzzeddin’i görevlendirdiğini, romanın bu nedenle değiştiğini, ama kimi öldüreceğini bilmediğini anlattı. “Hüseyin, yazar belki de beni öldürecek! Bilmiyorum, her şey olabilir…” dedi. Abdulgaffar ona endişelenmemesini, yazarın onu öldürmesinin hiçbir mantığı olmadığını söyledi. “Rüveyda, unutma! Sen bu romanın her yerini okuyabilen tek karaktersin. Sümeyye’de okuyor ama o yazarın kontrolünde değil, ona rağmen okuyor, aralarında husumet var. Öldürmek isterse onu öldürür. Hatta belki de Sümeyye’yi öldürecektir.” dedi.

Rüveyda bu telefon konuşmasıyla rahatlamıştı ama yine de Kevkavus’a haber vermesi gerektiğini düşündü. Ona bir e-mail ya da bir mesaj mı atsaydı. “Evet, bir mesaj atayım. Hem yazdıklarımı okuyup okumadığını da görmüş olurum.” diye içinden geçirdi. “Keykavus Abi, birkaç saat önce çok kötü bir şey öğrendim ve sana haber vermek istedim. Romanın yazarı, İzzeddin’e karakterlerden birini öldürmesi için görev verdi. Daha o bölümü yazmadığı için kimi öldürmek istediğini bilmiyorum.”

Beş dakika sonra WhatsApp’ta mesajın okunduğunu gösteren mavi işaret göründü. Ardından “Sana sonra döneceğim…” cevabı geldi.

Bu arada İzzeddin, Jelibon Cundi ile görüşmesini yapıyordu.

-Şimdi İzzeddin kardeşim, olay şu; bizim bu bölgede yaklaşık on yedi kişi seyyar satıcılık yapıyor. Bunlardan altısı kestaneci, diğerleri işte haşlanmış mısır falan satıyor. Bir tane kestane arabamız boşaldı. Afganlı çocuk biraz para yapıp, Avrupa’ya geçmek için bizden izin istedi. Biz de izin verdik…. İyi, efendi çocuktu. Sınırı geçmesi için yardımcı da olduk. Bu arada Muiniddin beni aradı. Biz de bu arabayı sana verelim dedik. Böyle iyi de oldu. Kestane arabasına bakan üç Afganlı, bir Suriyeli, bir de Mardin’li Kürt var. Sen de olursan bir de Türk olacak. En azından memleket insanından iki kişi olacak. Denge sağlanmış olur. Polis kimi zaman baskı yapıyor. “Hep kaçak göçmen çalışıyor! Olmaz Jelibon böyle!” diye. Şimdi gardaş, bize ayda 25 bin lira ödeme yapacaksın. Gerisi sen ne kazanırsan kazan, bizi ilgilendirmez. Mal aramak için pazara falan gitmeyeceksin. Kestane ayağına gelecek. Sen sadece satışla uğraşacaksın o kadar. Ne diyorsun şimdi?

-Cundi abi, 25 bin lira çok değil mi?

-Değil Sen işe sarılır, müşteri ile iyi geçinir, kendini sevdirirsen; verdiğinin iki katı kazanırsın. Kazanamazsan bırak git kardeşim! Öyle olursa sana başka işte ayarlanır istersen. Biz de iş çok…

-Tamam abi, deneyelim o zaman…

-Eyvallah… Öyleyse yarın buraya gel. Yanında da 5 bin lira getir. Arkadaşlara bir yemek yedirelim. Hem hayırlı olsun, hem de kaynaşmış oluruz diye. Anladın değil mi?

-Evet abi.

İzzeddin kafası karışık, oradan uzaklaşırken “Şu anda yapacak bir şey yok. Bir deneyelim, ne kaybederiz…” dedi içinden. Tam o sırada Rüveyda, Keykavus’tan gelen mesajı okuyordu. “Rüveyda, bu işler bizim işimiz değil! Asayiş şube bakıyor o işlere.  Sen bu işlere kafanı yorma. Yazarın ne yaptığı seni ilgilendirmez. Ben zaten senden ne istediğimi söyledim kızım. Sadece Abdulgaffar’a destek ol, o kadar!”

Keykavus, Rüveyda’dan gelen mesajın ardından Abdulgaffar’ı azarlamak için aradı. “Olum Abdulgaffar! Bu kızı kontrol et…  Emniyetin bana verdiği telefon numarasına mesaj atıyor. Olacak iş mi lan bu! Polis kendi sınırlarını bilmeli. Neye karışıp karışmaması gerektiğini… Benim görevim belli. Başka bir görevle ilgilenmiyorum. İlgilenemem… Sizin işiniz Hayrullah olayıyla sınırlı. Romanın sağlık, selameti için bu görevi aşmayacaksınız, anladın mı!”

Abdulgaffar “Tamam abi, ben konuşurum.” dedi. Keykavus’un Abdulgaffar’ı aradığı sırada aslında Rüveyda da yanındaydı. Rüveyda’ya dönüp “Sen neden bana haber vermeden Keykavus’a mesaj atıyorsun? Ben sana ne dedim!” dedi. Rüveyda “Adam polis değil mi? Nerden bileyim o kadar tepki vereceğini? Allah Allah… Ben Sümeyye ablaya ulaşmaya çalışayım en iyisi. Belki de dediğin gibi onu öldürmeye çalışıyordur.”

Rüveyda’nın adını söylediğini işiten Sümeyye, bütün bu olup bitenleri okuduktan sonra şu mesajı attı, “Rüveyda hemen Rahnuma’ya ulaş. Büyük ihtimalle yazar Rahnuma’yı öldürecek!”

Rüveyda “Hım olabilir evet… Rahnuma’nın müfettişlerle görüşecek olması yazarı korkutmuş olabilir. Nasıl oldu da aklıma gelmedi?” dedi.

Hayati Esen

In 2005, he published his first book "Why Sufism". Then in 2012, he published essays on theology, politics and art in various magazines and newspapers. In 2014, he founded the website fikrikadim. The website is published in Turkish and English. In 2023, he wrote a post-truth novel called "Pis Roman". He still publishes his articles on fikrikadim.


Fatal error: Uncaught TypeError: fclose(): Argument #1 ($stream) must be of type resource, bool given in /home/fikrikadim/public_html/wp-content/plugins/wp-super-cache/wp-cache-phase2.php:2386 Stack trace: #0 /home/fikrikadim/public_html/wp-content/plugins/wp-super-cache/wp-cache-phase2.php(2386): fclose(false) #1 /home/fikrikadim/public_html/wp-content/plugins/wp-super-cache/wp-cache-phase2.php(2146): wp_cache_get_ob('<!DOCTYPE html>...') #2 [internal function]: wp_cache_ob_callback('<!DOCTYPE html>...', 9) #3 /home/fikrikadim/public_html/wp-includes/functions.php(5420): ob_end_flush() #4 /home/fikrikadim/public_html/wp-includes/class-wp-hook.php(324): wp_ob_end_flush_all('') #5 /home/fikrikadim/public_html/wp-includes/class-wp-hook.php(348): WP_Hook->apply_filters('', Array) #6 /home/fikrikadim/public_html/wp-includes/plugin.php(517): WP_Hook->do_action(Array) #7 /home/fikrikadim/public_html/wp-includes/load.php(1270): do_action('shutdown') #8 [internal function]: shutdown_action_hook() #9 {main} thrown in /home/fikrikadim/public_html/wp-content/plugins/wp-super-cache/wp-cache-phase2.php on line 2386