/

Pis roman: Sümeyye Roman Düzeninin Radarına Girerken-25

10 mins read

Hayrullah’ın arkadaşlarına manifesto niteliğindeki e-mailinin ardından Rüveyda, Sümeyye’ye haber vermek için yol ararken onun adını anması yeterli olmuştu. Sümeyye “Durumdan haberim var. Seninle iletişime geçeceğim.” diyerek mesaj attı. Hayrullah’ın yayınladığı manifestoyu okuyan Sümeyye, açtığı bu yolun ne gibi sonuçlara ulaşacağını tam olarak çözümlemiş olmasa da etkilerinin neler olabileceğini anlamıştı. Ayrıca bu durumu kendisi için nasıl kullanacağının da planlarını yapması gerekiyordu. Sümeyye, hayal dünyasından Hayrullah’a bir ilham kaynağı olmuş; ona yeni bir amaç ve misyon yüklemişti. Peki ama Hayrullah’ın kendisine yüklediği bu yeni misyonun, Sümeyye’ye gerçekten bir faydası olacak mıydı?

Rüveyda, Hayrullah’ın manifestosunu ayrıca Abdulgaffar’a okumuş ve Hayrullah’ın yeni görev ve misyonunun neler olduğunu detaylıca ele almışlardı. Abdulgaffar, bu durumu haber vermek için Keykavus’a bir mesaj attı. Ardından Keykavus, Abdulgaffar’ı arayarak bunun kurulu düzene bir başkaldırı olduğunu söyledi. Roman dünyasında yeni ideolojilerin ortaya çıkacağını ve mevcut düzenin tehdit altında olabileceğini anlattı. Abdulgaffar’a kesinlikle ne olursa olsun Hayrullah’la ilişkisini koparmaması gerektiğini söyledi. Diğer yandan Sümeyye, Hayrullah’a ulaşmak ve ona seslenmek için yeni bir Youtube videosu hazırlıyordu. Fakat önce Rüveyda’ya bir e-mail attı.

“Canım kardeşim Rüveyda. Senin gibi birinin romanda benim yerimi almasından her zaman onur duydum. Sen bir kadında olması gereken her şeye sahipsin. Genç ve ne istediğini bilen bir kadınsın seninle tanıştığım için gerçekten çok mutluyum. Umarım kadınlar adına, yazara karşı bu dik duruşun her zaman devam eder ve bir kadının neler yapabileceğini ona gösterirsin. Tabi bu arada işbirliği yaptığın polis memuru Keykavus’u bir şekilde yanımıza çekmemiz gerektiğini de sana hatırlatmak isterim. Bunu nasıl yapacağız, şu anda bilmiyorum ama bir yolunu bulacağız ya da kaderin bize bir şekilde yardım edeceğini umucağız. Hayal dünyasında ona yönelik olarak çalışmalarım devam ediyor.

Abdulgaffar’ı kesinlikle kendinden uzaklaştırmamalısın. Ona çok ihtiyacın var bu dönemde. Keykavus’un seni yalnız ve sahipsiz görmesi; senin üzerine gelmesine, seni istediği gibi yönlendirmesine sebep olacaktır. Fakat ikiniz bir olursanız, sizi aynı anda kontrol edemeyeceğinden daha güvende olursunuz. Bunları öncelikle sana hatırlatmak istedim. Hayrullah’a gelince; inan şu anda onun yayınladığı manifestonun şoku içindeyim. Beni bir rehber, kurtarıcı, ilham veren yüce bir varlık olarak tanımlaması inanılmaz gururlandırdı. Romanda bir idealisti yanımızda görmek bize büyük bir güç verecektir. Onun örgütçü ve devrimci kişiliği, insanlığa yeni bir yol açacaktır. Bu aslında bütün kurulu düzenin yeniden sorgulanmasını sağlayacak ve benim de yazardan intikamımı almamı kolaylaştıracaktır. Kuşkusuz bu beklenmeyen durumu hem kendi yararımıza hem insanlık yararına kullanmamız gerektiğini düşünüyorum. O nedenle elimden geldiğince Hayrullah’ı hayal dünyasından beslemeye, ona ilham vermeye çalışacağım. Gerçekler bir gün ortaya çıkacak! Ve yazarın çirkin yüzünü herkese göstermiş olacağız. Yakında tekrardan görüşmek üzere, Ablan Sümeyye…” 

Sümeyye’nin gönderdiği e-maili okuyan Rüveyda hemen Abdulgaffar’a;

-Hayrullah’a ulaşsak ve ona destek versek çok iyi olur. 

-Haklısın ona destek vermemiz lazım. Destek vermek görevimiz. Onu gözetlememiz gerekiyor zaten.

-Ben Sümeyye abla için destek vermemiz gerektiğini düşünüyorum. Ondan bugün e-mail aldım.

-Sümeyye ne yazmış ki sana?

-Hayrullah’ın başkaldırısının, hayatlarımızı değiştireceğini hatta yazarın gerçek yüzünün ortaya çıkmasında inanılmaz bir etkiye sahip olacağını yazmış. 

-Kızım sen manyak mısın! Kafayı takmışsın yazara… Diyelim ki bizim yazar veya diğer yazarlar kötü insanlar… Hadi eylemlerinizle onların gerçek yüzünü herkes görecek. Tamam da bizi yaratan onlar! Biz onlarla nasıl baş edebiliriz? Bütün güç kudret onlarda. Sen hala bunu anlamıyor musun? Kaç defa tartıştık bunu seninle.

-Ben olayı senin gibi tek taraflı düşünmüyorum. Bizleri yaratan onlar ama bizler de onları etkiliyoruz, onları yönlendiriyoruz. Tek taraflı bir ilişki değil bu. Görmüyor musun yazarı? Sümeyye’ye bir şey yapamıyor. Bana da bir şey yapamıyor. Sana da bir şey yapamıyor. Hiç birimize bir şey yapamıyor! Biz olmasak o kime, neyi, nasıl anlatacak? Nereye kadar bizi yok edebilir? Bir de sen düşün bunları lütfen!

-Bak! Keykavus’un bize neler yapacağını bilmiyorsun. Adamı bir polis memuru olarak düşünme. O gücünü; arkasındaki düzenden, sistemden alıyor. Adamların elindeki imkanları sen bilmiyorsun. Onlar şimdi olayı anlamaya, yeteri kadar delil toplamaya çalışıyor. Ardından Hayrullah’ı hukuki olarak nasıl tezgaha getireceklerini araştırıyor. Sümeyye de doğal olarak onların radarına girdi. Sümeyye sadece yazarın sorunu değil artık. Keykavus’un yani bu düzeni kuranların da sorunu oldu.

-Sen şimdi Keykavus’tan, onun sırtını yasladığı sistemden, güçlerden korktuğun için böylesin öyle mi? Gerçekten sana inanamıyorum! Nereye kadar korkacağız bu düzenden?

-Rüveyda sana diyorum ki sadece yazar değil; bütün edebiyat dünyasını karşınıza alıyorsunuz. Yazar bile kendi çıkarı için sizi korumaya çalışsa, sırf romanı bitirmek için size sahip çıkmaya uğraşsa yapamaz diyorum. Çok ileri giderseniz yaşatmazlar sizi!

-Her zaman bir yol vardır Hüseyin!

-Yok!

-Var!

-Yok yok yok!

-Geber!

-Defol!

Abdulgaffar ile Rüveyda’nın kavgası gün boyunca devam etti. Ben de İzzeddin’le görüşmek üzere Beyazıt Kütüphanesi’ne gidiyorum. Sanırım Sümeyye hedeflerine ulaşmak üzere. Ve Pis Roman’daki yerel bir sorunu; karakterlerin var olma ve kendi isteklerini hayata geçirme taleplerini küresel bir soruna çevirmek üzere. Kuşkusuz buna izin vermeyeceğim. Az kaldı… İzzeddin’le bu sorunu çözeceğiz, biliyorum. Ayrıca Muinniddin’le de görüşmem lazım. Fiziki dünyadan hayal dünyasına nasıl ulaşacağımıza dair bir yol bulmalıyız. Belki de Kuantum mekaniğini ve ondan beslenen felsefî yorumun imkanlarını kullanabiliriz. Neden olmasın…

Hayati Esen

In 2005, he published his first book "Why Sufism". Then in 2012, he published essays on theology, politics and art in various magazines and newspapers. In 2014, he founded the website fikrikadim. The website is published in Turkish and English. In 2023, he wrote a post-truth novel called "Pis Roman". He still publishes his articles on fikrikadim.