Acaba diyorum, Sümeyye’nin gönderdiği mesajdan hareketle izini sürmek için emniyet istihbarattaki Ruhuniddin’e mi yardımcı olması için ricada bulunsam. Gerçi o da çok memur kafalı biri. Ya da Rahnuma’ya mı sorsam. Direk telekom üzerinden çözsün bu işi. Rahnuma daha cesur, hem beni kırmaz. Romanda ona da yer vereceğimi söylersem belki de çok sevinir. Adres takip işini onunla yaparsam Ruhuniddin’e de Sümeyye’yi yakalaması için ricada bulunurum. Bak o vakit yakalama işini yapar. Zaten ona romanda yer veremem. Beni deşifre ediyorsun diyerek itiraz eder. Ama Sümeyye’nin yakalanma sahnesinde kısa bir süreliğine bulunmaktan rahatsız olmaz. Evet öyle yapayım. En akıllıcası bu…
Belki de Sümeyye’yi bulduktan sonra İzzeddin’i ona yönlendirir ve bu işi kökten çözerim. İlk katil olma deneyimini Muuniddin’le değil de Sümeyye’de yaşasın. Romanın şimdiye kadar ki bütün kurgusunu değiştirmiş olacağım ama kimin umrunda. Ben yazıyorum bu romanı! Önce şu Rahnuma’yı arayıp ikna edeyim.
-Alo Rahnuma, nasılsın?
-İyiyim abi sen nasılsın?
-Valla iyidir. Ne olsun işte roman yazıyorum. Bak seni de romanıma dahil ettim. Umarım memnun kalmışsındır?
-Nee! Tabi ki kim istemez ölümsüz bir romanda yer almayı.
-Harikasın, valla ne kadar nazik ve iyi niyetli birisin, olayları anlayıp kavramakta zeki… Seni bir şey için aramıştım. Bana yardımcı olabilir misin?
-Ne demek abi…
-Rahnuma, yazdığım romanımda Sümeyye diye bir kadın karakter vardı. Aslında romanın baş kahramanıydı fakat yoldan çıktı, sapıttı. Ben gazaba gelip onu romanda öldürmek zorunda kaldım. Bunu içine sindiremedi. Nasıl yapmışsa ulaşamadığım bir yerde var olma imkanı bulmuş. Şimdi romanın bütün karakterlerini provoke ediyor. Onlara mektuplar gönderiyor, bana karşı kışkırtıyor. Dün bir hata yaptı ve Rüveyda’ya mesaj attı. Onun izini sürebilir misin, diyecektim.
-Hım… Abi bu biraz riskli, biliyorsun değil mi? Eğer farkedilirse hapse girerim.
-Tamam ben onu hallederim bana güven. Farkettiysen ben seni nasıl buralara kadar getirip telekomun en kritik, en değerli görevlerine getirmişsem onu da çözerim. Ceza yemezsin korkma. Bana güven kız!
-Tamam abi inşallah dediğin gibi olur. Bana mesajın geldiği telefonun numarasını verirsen gönderinin kimden, nereden geldiğini bulurum sana.
-Çok teşekkür ederim
-Ne demek abi. Yalnız önceden söyleyeyim iki günümü alır bu.
-Tamam… Bana o kadını bul da iki gün geçsin önemli değil.
-Bu arada abi, benim de bir ricam olacak senden…
-Elbet canım ne demek…
-Abi beni romanda beş numara gözlükle astigmat yaptın. Erkekler dönüp bakmaz bile bana. Acaba diyorum hani en azından onu değiştirsen.
-Ha ha! Ya siz kadınlar çok fenasınız. Hemen bir karşılık…
-Tamam peki nasıl istersen. Ama seni bu romanın en karizmatik, maceracı ve güçlü tam bir alfa erkeği olan İzzeddin’le tanıştıracak, sevgili yapacaktım. Fakat sen bilirsin. Sonradan başkaları hayatına girdiğinde yok efendim, bana bunu neden yaptın deme!
-Yok demem abi. Hayatımı kendim kurgulamak, kendim yaşamak istiyorum. Macera benim maceram. Hayatı istediğim gibi tecrübe etmek istiyorum.
-Tamam. Gözlüklerini çıkar o zaman artık ihtiyacın kalmadı.
-Ayy çok teşekkür ederim abi ya!
Bu arada size bir şey hatırlatayım. Rüveyda, Rahnuma’yla diyaloglarımızı tam olarak okuyamıyordu. Çünkü onun bu bölümü okumasını engellemek için geçici olarak gözlerini, allerjik konjunktivit yaptım. Gözlerini kaşımaktan yazdıklarımı okuyamıyor. Fakat yine de daha iyi bir tedbir mi alsam…
Ayrıca aklıma gelmişken hastanede karşılaştığım Muiniddin’in röntgen ve ultrason sonuçlarında bir sorun çıkmadı. Sağlığı gayet iyi. İzzeddin’le arkadaş oldular. Dün İzzeddin telefonla onu aradı. Bayağı konuştular. Bok herif halen karakoldan onu nasıl çıkardığımı anlatıp duruyor. Buna sinir oluyorum. Fakat Muuniddin’le arkadaş, kanka olmaları gerçekten iyi oldu. Böylece onu öldürmesi için ha bire takip etmesi, hakkında bilgi alması gereken sahneleri yazmak zorunda kalmayacağım. Sadece psikopatik dürtülerine denk geldiği bir günde öldürülebilir.
Muiniddin, Sümeyye’nin ona gönderdiği mektuptan beri benden nefret eder oldu. Onun canını acımasızca nasıl alacağımı düşünüyor. Oysa ben değil, İzzeddin onu öldürecek, katil olan o. Bunu ona nasıl anlatabilirim, anlamasını nasıl sağlayabilirim? Şu anda bir fikrim yok. Bana yardımcı olabilir misin acaba sevgili okur?
