//

Pis Roman: Hayrullah’ın Kendisiyle ilgili Gerçekleri Öğrenmesi-XVI

9 mins read

“Sevgili Hayrullah, son bir hafta içinde yaşadığın ağır travmayı okuyunca gerçekten çok üzüldüm. Ülken adına, genç nesiller adına; onların daha özgür ve müreffeh yaşamaları için gösterdiğin çabanın karşılıksız kalmasının hayal kırıklığını gayet iyi anlıyorum. Ben de bu hayal kırıklığını çok farklı bir nedenle yaşadım. Sen bilmezsin! Yazar, “Pis Roman”ı yazmadan önce kaleme aldığı fakat yayınlamadığı ve müsveddeler halinde kalan ilk romanında kumarbaz bir adamla evlendirmişti beni. O genç kızın harika evlilik hayallerini düşünsene… Kendi yuvanı kuracaksın; çocukların, ailen, huzurlu bir evin büyük bir aşkın olacak. Yazar ne yaptı peki? Beni kumarbazla evlendirdi. Bir kumarbazla evli olmanın ne demek olduğunu bilemezsin. Hem kendi hayallerini hem senin hayallerini kemiren bir fare gibidir. Ufak kemirişlerle neyin eksildiğini fark etmezsin, büyük acılar yaşarsın. Sen hiç fare ısırığı aldın mı? O keskin dişleriyle bir bistürinin dokuya açtığı kesik gibi o anda hissedilmeyen fakat aradan geçen saliselerle inanılmaz bir acıya dönüşmesi biçimindedir. Yaran önce oluşur ama acı sonradan ortaya çıkar…

Yazar romanı yazarken bütün isyan etmelere, “Beni bu adamdan kurtar!” çığlıklarıma rağmen izlenimci roman denen bir türle diegetik bir roman yazıyordu ve beni duymuyordu. Hiçbir karakteri duymuyordu. Allah’tan onu yayınlamadı ve ben insanların hafızasında öyle bir karakter olarak yer almadım. Düşünsene, insanlar beni aciz, bir erkeğin gölgesine sığınmış, çektiği bütün acılara rağmen sesini çıkarmayan bir kadın olarak tanıyacaktı. Bir yazar kendi karakterlerini nasıl dinlemez anlamıyorum. Ben o romanların karakterlerine gerçekten üzülüyorum. Hani derler ya, roman tarihinin aşılamaz eserlerinden biridir Dostoyevski’nin Karamazov Kardeşleri… Bense böyle olduğu kanaatinde değilim. Dostoyevski romanını yazarken mesela; Alyoşa’ya hiç sordu mu? “Sen, kilisede dindar idealist bir hristiyan mı olmak istiyorsun?” diye. Sormadı… Ona bir kader biçti ve onu o hayatın en karmaşık ilişkileri içinde saf,  her şeye inanan, ailesinin bütün yükünü çeken bir role büründürdü. Hadi bunları geç! O kadar idealist bir karakter çizdi ki insanlığa yardım etmek için bir misyon üstlendiğine inanan bir kahraman olduğuna inandırdı . Düşünsene insanlığı kurtarmak gibi bir yük… Ah Alyoşa! Ben olsam sana bu kadar ağır yükler yüklemezdim. Ama Dostoyevski ona bunu yaptı ve hiç kimse Dostoyevski’ye bir insanı neden bu hale getirdiğini sormadı. Tersine tarihin en büyük edebiyatçısı yaptılar. Bak, ben soruyorum Hayrullah! Bunu bizim yazara da sordum. Beni neden istediğim gibi biri değil de senin istediğin gibi bir dünyanın karakteri yapıyorsun? Egemen olman her şeyi senin planlayıp yapmanı mı gerektirir, diye. Hiç aldırış etmedi. Belki Alyoşa, Dostoyevski’ye baş kaldırsaydı bütün roman yazarları bambaşka bir şey yazardı ya da  Dostoyevski de onu öldürürdü.

Yazarlar her zaman çok gaddar ve zalim insanlar… Bak, sana bizim yazarın yaptıklarını görüyor musun? Polislerin elinde oyuncak yaptı. İnsanlığı kurtaracak bir karakter masalına alet etti. Oysa sen de diğer gençler gibi neden müzik, sanat, edebiyatla uğraşmayasın. Onları da geç… Seni neden fabrikada çalışan mutlu, mesut, ailesi olan bir ortaokul mezunu işçiye çevirmedi. Çünkü. çünkü çünkü… Ben bunun cevaplarını çok iyi biliyorum ama seni bunlarla yormak istemiyorum. Sadece sana şunu anlatmak istiyorum; yazarın sana taktığı bu tasmayı kır at! Sen kendi karakterini, kendi kaderini çizmeye çalış. Bunları kendi içinde sorguladığını biliyorum. Ben de sana ışık olmak istiyorum. Lütfen bu ablanı dinle! Sümeyye… “

Hayrullah evde uzandığı kanepenin üzerinde, telefonundan Youtube’da yayınlanan haberleri izlerken araya giren reklam jeneriğiyle kendisine seslenen bu kadının kim olduğunu anlamaya çalışıyordu. İlk olarak reklamı atlamak istedi fakat isminin geçtiğini duyunca bir an dinlemek için duraksadı. Sadece ismi de geçmiyordu. Reklamdaki konuşan kadın kendisine bir şeyler anlatıyordu. Bir an oturduğu yerden kalktı, halüsinasyon gördüğünü düşündü. Bir haftadır yaşadığı sıkıntılar mı neden oluyordu acaba….

Tam bunları düşünürken Rüveyda telefondan onu aradı. Daha selam sabah demeden;  

-Korkma halüsinasyon görmüyorsun. O bir gerçek… Sümeyye Abla seninle böyle iletişim kurdu.

Hayrullah hem bir korku aynı zamanda telaş ve şaşkınlıkla; 

-Sen nereden biliyorsun bunları? Sümeyye Abla kim?

-Hayrullah romanın her yerini okuyabiliyorum. Bütün kahramanların konuşmalarını, yazarın ne yazdığını vs..

Hayrullah neyle karşı karşıya olduğunu halen anlamaya çalışıyordu. Ne romanı?  Nasıl yani kendisi bir roman kahramanı mıydı! 

-Rüveyda biz romanın kahramanları mıyız? Sümeyye Abla dediğin kadın da roman vs diye zırvalıyordu…

-Tabi ki! Sen ne sanıyorsun? Ne olduğunun, kim olduğunun gerçekten farkında değil misin Hayrullah!

-Hayır, ben ben…

-Bütün bu yaşadıklarının gerçek olduğunu mu sanıyorsun? Sen bir roman kahramanısın. Sen bir hiçsin! Demek yazar bunu bile anlamana izin vermedi…

-Hassiktir…

Hayati Esen

In 2005, he published his first book "Why Sufism". Then in 2012, he published essays on theology, politics and art in various magazines and newspapers. In 2014, he founded the website fikrikadim. The website is published in Turkish and English. In 2023, he wrote a post-truth novel called "Pis Roman". He still publishes his articles on fikrikadim.


Fatal error: Uncaught TypeError: fclose(): Argument #1 ($stream) must be of type resource, bool given in /home/fikrikadim/public_html/wp-content/plugins/wp-super-cache/wp-cache-phase2.php:2386 Stack trace: #0 /home/fikrikadim/public_html/wp-content/plugins/wp-super-cache/wp-cache-phase2.php(2386): fclose(false) #1 /home/fikrikadim/public_html/wp-content/plugins/wp-super-cache/wp-cache-phase2.php(2146): wp_cache_get_ob('<!DOCTYPE html>...') #2 [internal function]: wp_cache_ob_callback('<!DOCTYPE html>...', 9) #3 /home/fikrikadim/public_html/wp-includes/functions.php(5420): ob_end_flush() #4 /home/fikrikadim/public_html/wp-includes/class-wp-hook.php(324): wp_ob_end_flush_all('') #5 /home/fikrikadim/public_html/wp-includes/class-wp-hook.php(348): WP_Hook->apply_filters('', Array) #6 /home/fikrikadim/public_html/wp-includes/plugin.php(517): WP_Hook->do_action(Array) #7 /home/fikrikadim/public_html/wp-includes/load.php(1270): do_action('shutdown') #8 [internal function]: shutdown_action_hook() #9 {main} thrown in /home/fikrikadim/public_html/wp-content/plugins/wp-super-cache/wp-cache-phase2.php on line 2386