Pis Roman: Otobüsten Sonraki Durak Bir Psikopatın Anatomisi-7

7 mins read

Otobüsteyim. Yan tarafımda oturan kadının kucağındaki çocuk ceketimin düğmeleriyle oynuyor. Hiçbir şey umrunda değil. Bir yandan ağzının salyaları akıyor, diğer yandan düğmeyi keşfetmenin şehvetini kollarını çırparak gösteriyor. Minik gözleriyle beni kesiyor. Ceketin düğmelerinin asıl sahibinin ben olduğumun farkında. Annesi bebeğinin yaptıklarını görse de sanki fark etmiyor gibi oralı değil. Şoförün sağındaki ön koltukta oturuyorum. Şoför aynadan bana bakıyor. Beni tanıdı…

-O Abi hoş geldin otobüsüme. Nasıl gidiyor abi roman?

-İyi… Biraz yavaşladım ama terketmeden sürdürmeye çalışıyorum.

-Bir gün biter inşallah da okuru çok olur abim. Ya dün akşam evde çay içerken hanıma senden bahsettim. “Sevgili yazarım beni romana dahil etti. Hem de beni bir övdü inanamazsın. Bir bilim adamı gibi tanıttı. Sevdiğim ama memur olarak atanmadığım bir bölüme girmiş olmanın üzüntüsünden bahsetmediği gibi beni belediyede şoför olmak mecburiyetinde bırakmış olan sisteme değinmeyip maceracı ve farklılıkları isteyen bir kahraman gibi göstermiş.” dedim hanıma. Hanım da “İyi adammış, Ben olsam seni bokuyla oynayan beceriksiz biri diye, yazardım.” dedi. 

Yanımdaki kadın gülerek şoföre baktı. Kadınlar hep böyledir. Erkeklerin kendilerini ezmelerini, alay konusu yapmalarını görünce eğlenirler. Bu arada aklıma gelmişken şoförün kim olduğunu anladınız değil mi? Tabi ki Muiniddin!

Orta boylu, tıknaz, yavaş yavaş ağarmaya başlayan saçları ve öne doğru büyüyen göbeğiyle orta yaş sınırını aşmayan ama onun da ortalarını aşmak üzere olan biri. Arkadan binenlere akbil sormayan tek İETT şoförü. Önden biniyorsanız asla affetmez. Bir defa sordum bunun nedenini. “Abi işini bilen adamdan nasıl alabilirsin akbili. Kurnaz adam, iyi adamdır abi yaa!” diyerek içinde çürümüş olan ahlak duygusunu rahatlıkla ifade etti. “Helal olsun lan Muiniddin! Açık yüreklilikle içinde çürüyen ahlakı ne güzel ifade ediyorsun.” demiştim.

Siz bilmezsiniz işe gitmek için otobüs kullanan Şukufe diye bir kadın vardı, bu Muiniddin ona her zaman asılırdı. “Seni alacam.” derdi. Kadın her akbil bastığında “Abi ben evliyim ayıp ya!” diyerek de azarlardı. Fakat şoförü belediyeye hiç şikayet etmişliği olmadı. Bu Muiniddin böyle de bir ırz düşmanıdır anlayacağınız. Belki de kadının hoşuna gidiyordu komplimanları. Şukufe çok tuhaf bir kadındı. Ağır depresif biriydi. Onu romanıma almayacağım zaten. Hayatımın tam yirmi yılı bu otobüslerde geçti. Ne insanlar gördüm burada…

-Muiniddin, önümüzdeki hafta Ankara’ya gideceğim. 

-Hayırdır abi?

-Romanda İzzettin diye bir psikopat karakter yarattım. Onu nasıl işleyebilirim diye gecekondu mahallelerini bir gezeyim, diyorum.

-Abi acaba, gecekondu semti değil de Ankara’nın şöyle lüks, kallavi semtlerinden birinden mi çıkarsan o karakteri?

-Olmaz Muiniddin! Bir defa adamı geçen bölümde kestaneci kılığında yazdım zaten. Oradan nasıl geri adım atarım.

-Abi adamın psikopatlıktan o işi yaptığını yazarsın. Allasen biraz kurgu yönünü geliştir. Kalem senin elinde. Biraz yaratıcı ol. Ne bu, hemen her yazarın psikopat karakteri varoşta bir yerlerde yetişiyor.

-Sende mi başladın Muiniddin bana akıl vermeye! Ya nedir bu arkadaş ya! Romanın kahramanı akıl veriyor, şöförü akıl veriyor, okuru akıl veriyor. Akıl veren verene…

-Tamam abi kusura bakma ama sen yine de bir düşün bunu. Senin durağa geldik abi.

-Hadi, sana kolay gelsin Muiniddin!

Romanda harika bir psikopat yaratmak istiyorum. En çok beğendiğim psikopatlar  İngiliz romanlarında var. İngilizler harika psikopat karakterler yaratıyor. Bunların en çok bilineni gerçek hayattan uyarlanarak romanlara ve filmlere konu edilen “Karındeşen Jack” dir. Ama benim halen en çok sevdiğim psikopat karakter ise çocukken komşularının evcil hayvanlarını öldürerek faaliyetlerine başlayan Dexter’dır. O durdurulamaz bir psikopattır. Biliyorsunuz Dexter, Miami Metro Polis Departmanı için çalışan Adli Tıp Kan Analiz Uzmanı. Acaba diyorum İzzeddin’i böyle okumuş, sistemin merkezinde olan bir psikopata mı çevirsem?

Acaba bir manyak beni mi takip ediyor? Lan İzzettin yoksa sen misin?

Hayati Esen

In 2005, he published his first book "Why Sufism". Then in 2012, he published essays on theology, politics and art in various magazines and newspapers. In 2014, he founded the website fikrikadim. The website is published in Turkish and English. In 2023, he wrote a post-truth novel called "Pis Roman". He still publishes his articles on fikrikadim.