Bebekler çok sevimli! Onları gördüğümüzde anında gülümseriz; masumiyetleri ve küçük sevimli hareketleri günümüzü güzelleştirir. Bebekli bir evde her şey yaşanır – gülmek, ağlamak, bütün gece uyumamak, doktor ziyaretleri, büyüme, gerginlik ve çok daha fazlası.
Bebekler kelimelerle konuşmazlar, ancak ipuçları ve eylemleriyle (burada kesinlikle “eylemlerin kelimelerden daha yüksek sesle konuştuğunu” söyleyebiliriz) ruh hallerini ve isteklerini belirlerler. Bu işaretler arasında ağlama, gülme, ellerini ve bacaklarını hareket ettirme ve gülümseme yer alır. Bu temel işaretlerin tümü, ebeveynlerin küçük çocuklarının ne talep ediyor olabileceğini anlamalarına yardımcı olur.
Eğer bir ebeveyn bebeğin işaretlerini okuyamaz ve isteklerini yorumlayamazsa, sözsüz iletişim başarısız olur ve sonunda bebek ağlamaya başlar.
Bebeklerden gelen ipuçları
Ebeveynler tarafından verilen ipuçlarına geçmeden önce, bebeklerin ebeveynlerine verdiği çeşitli ipuçlarını detaylandırmak önemlidir.
Bu ipuçlarından biri, bebeklerin sadece iştahlarını tatmin edecek sütü tüketmeye odaklanırken huzurlu ve sessiz görünmeleridir.
Oynamak istediklerinde ve bir şey hakkında heyecanlandıklarında ellerini ve bacaklarını hareket ettirirler.
Dikkatleri dağıldığında ya da beslenirken ve doyduklarını hissettiklerinde başlarını başka bir yöne çevirirler.
Bebekler acıktıklarında dudaklarını yalarlar; hatta parmaklarını emebilir ve ağızları açık bir şekilde etraflarına bakabilirler.
Bebekler büyüdükçe bilişsel yeteneklerini ve algılarını geliştirecekleri için beyinlerinde çok fazla bilgi yoktur, ancak bebekler çevrelerinde olup bitenleri belirli bir dereceye kadar hissedebilirler. Sakinleştirici bir etkisi olan bakıcılarının (annelerinin) kokusunu ve sesini bilirler.
Bebekler acıktıklarında dudaklarını yalarlar; hatta parmaklarını emebilir ve ağızları açık bir şekilde etraflarına bakabilirler.
Bebekler büyüdükçe bilişsel yeteneklerini ve algılarını geliştirecekleri için beyinlerinde çok fazla bilgi yoktur, ancak bebekler çevrelerinde olup bitenleri belirli bir dereceye kadar hissedebilirler. Sakinleştirici bir etkisi olan bakıcılarının (annelerinin) kokusunu ve sesini bilirler.
Bebeklik Döneminde Gelişim: İletişim
Bebekler konuşamasalar da çevrelerinde olup bitenleri anlarlar. Algıları bir yetişkin gibi değildir, ancak hafif derecede farkındadırlar. Konuşarak olmasa da ağlayarak ve miyavlayarak iletişim kurarlar.
Bebekler zaman zaman çevrelerinde olup bitenleri dinler, tanıdıkları birini gördüklerinde gülümser ve hatta bakıcılarıyla oynayabilirler. Hatta bebekler mırıldanarak (‘oooh, ve ‘aah’ sesleri çıkararak) konuşmaya veya iletişim kurmaya çalışırlar. Tüm bunlar bebekler için çok önemlidir, çünkü nefes almak için havalarını kontrol etmeyi ve konuşmak için seslerini kullanmayı bu şekilde öğrenirler.
Bebekler vücutlarının içinde neler olup bittiğini anlayamazlar ve belirli bir anda ne hissettiklerini tam olarak bilmeseler de, tüm bunları sesleri ve ifadeleri aracılığıyla iletirler. Hatta çeşitli duygular için farklı ağlamaları vardır (Kaynak).
Ebeveyn İpuçları ve bebeğin anladıkları
Ebeveyn ipuçları, ebeveynlerin sözlü iletişim olmadan ifadeler, beden dili, ses tonu vb. şeklinde sinyaller sergilemesini ifade eder. Ebeveynler bebeğe ipuçları verir ama bebek bunları anlar mı?
Yenidoğanlar, başlangıçta iletişim ipuçlarını da içeren geniş kapsamlı duyusal yargı setleriyle doğarlar. Bebekler doğdukları andan itibaren çevrelerinden duygusal ipuçları alabilirler. Çevrelerindeki ruh halini tanımlar ve aynı enerjiyi sergilerler. Bir bebekte duygusal gelişim erken bebeklik dönemlerinde gerçekleşir ve dünyayı nasıl algılayacaklarını ve yanıt vereceklerini öğrenirken, bebekler zihinsel ipuçları için ebeveynlerini izlerler.
Küçük çocuklarla konuşurken, ebeveynler ve diğer insanlar sıklıkla yavaş konuşmayı ve vurgulanan ses ve perde değişiklikleri yapmayı içeren bebeğe yönelik konuşmayı kullanırlar. Bu, bebeğin dikkatinin artmasına neden olur.
Bebekler fiziksel işaretleri anlar mı?
Bebeklerin dünyayı algılamaları doğumdan hemen sonra mümkün değildir; bu yetişkin düzeyindeki algılama ve anlamaya eşdeğer değildir, ancak etraflarında neler olup bittiğini bir dereceye kadar bilirler.
Bir bebek bakıcısının ipuçlarını küçük bir seviyede anlayabilir ve buna göre algılar. Mutlu olduklarında durumlara tepki verirler, oynamak istediklerinde ellerini ve bacaklarını havaya kaldırırlar ve acıktıklarında veya sinirlendiklerinde ağlarlar (ancak bunu yalnızca olumsuz bir duygu olarak algılayabilirler).
Bir ebeveynin stresi de çocuklarını etkileyebilir. Ebeveynlerin ruh hallerinin ve verdikleri ipuçlarının bebeklerini etkilediğini anlamaları gerekir, bu nedenle bebekleri olumlu bir ortamda tutmak çok önemlidir.
Yazar Hakkında: Sarah Hashmi, Indore’deki SAGE Üniversitesi’nden Psikoloji alanında lisans derecesine sahiptir. Ruh Sağlığı konusunda tutkulu ve aynı zamanda hayvan haklarını savunan bir hayvansever. Sosyalleşmeyi ve yeni insanlarla tanışmayı seviyor
Kaynak: https://www.scienceabc.com
