Amazon Yağmur Ormanları 2050 Yılında Çökebilir: Korkunç Sonuçlara Hazır Olun!

7 mins read

Yeni bir araştırmaya göre, Amazon yağmur ormanları 2050 yılına kadar büyük ölçekli bir ekosistem çöküşüne yol açabilecek bir baskı dalgasıyla karşı karşıya. Bu durum, hem bölge hem de dünya için korkunç sonuçlar doğurabilir.

Dünyadaki biyolojik çeşitliliğin %10’undan fazlasını barındıran Amazon, gezegeni ısıtan karbondioksiti depolayarak küresel iklimin dengelenmesine yardımcı oluyor. Fakat ormansızlaşma, kuraklık, yangın ve artan sıcaklıklar gibi birçok etken, Amazon’un bu kritik işlevini yerine getirmesini engelliyor.

Bilim insanları, bu stresin önümüzdeki on yıllarda Amazon’u geri dönüşü olmayan bir değişime sürükleyebileceği ve “devrilme noktası” olarak adlandırılan bir olayı tetikleyebileceği konusunda uyarıyor. Nature dergisinde yayınlanan son çalışmada, 2050 yılına kadar Amazon’un %10 ila 47’sinin bu devrilme noktasından etkilenebileceği tahmin ediliyor.

Eğer bu gerçekleşirse, Amazon’un depoladığı karbon atmosfere salınacak ve küresel ısınmayı daha da hızlandıracak. Bu durum, aşırı hava olayları, deniz seviyesinin yükselmesi ve gıda kıtlığı gibi birçok yıkıcı sonuca yol açabilir.

Araştırmanın başyazarı Bernardo Flores, “Potansiyel büyük ölçekli bir devrilme noktasına yaklaşıyoruz ve daha önce düşündüğümüzden daha yakın olabiliriz” diyor. Bu durum, acil ve küresel bir çabayı gerektiriyor. Amazon’u korumak için ormansızlaşmanın durdurulması, sürdürülebilir kalkınma modellerinin geliştirilmesi ve küresel ısınmaya karşı mücadele edilmesi gerekiyor.

Beyaz Kumlu Savanlara Dönüşen Bir Gelecek: Amazon’u Bekleyen Tehlike

Araştırmacılar, Amazon yağmur ormanlarının 2050 yılına kadar beklenmedik bir şekilde dönüşebileceğini ve büyük bir çöküşe maruz kalabileceğini gösteren yeni bir araştırmaya imza attılar. Orman sistemlerini inceleyen bilgisayar modelleri, gözlemler ve geçmiş veriler, Amazon’un geleceği için endişe verici bir tablo çiziyor.

Araştırmaya göre, küresel ısınma, kuraklık ve ormansızlaşma gibi stres faktörleri bir araya gelerek geri besleme döngüleri yaratıyor ve bu da Amazon’un savanlaşmasına yol açabilir.

2050’de Su Stresi:

Araştırmacılar, 2050 yılına kadar Amazon’un daha önce hiç görülmemiş bir su stresi yaşayacağını tahmin ediyor. Bu durum, bazı bölgelerin “beyaz kumlu savanlara” dönüşmesine neden olabilir. Bu savanlar, halihazırda Amazon’da orman yangınlarının ardından genişlemekte olan bölgelerdir.

Yanmaz Ağaçlar ve Bambu Ormanları:

Amazon’un diğer bölgelerinde ise yangına dayanıklı ağaçlar ve bambu gibi hızlı büyüyen bitkilerin hakim olduğu bir görüntü ortaya çıkabilir. Daha ıslak alanlarda ise ormanların bozulmasına ve daha az ağaç türüne rastlanabilir.

Karmaşık Bir Kader:

Araştırmanın ortak yazarı Adriane Esquivel-Muelbert, artan sıcaklıkların, aşırı kuraklıkların ve yangınların ormanın işleyişini ve ağaç türlerini nasıl etkileyebileceğini gösteren kanıtlar olduğunu söylüyor. Bu durum, Amazon’un geleceğinin önceden tahmin edilenden daha karmaşık ve belirsiz olduğunu gösteriyor.

Kuraklığın Pençesindeki Amazon: Küresel Bir Endişe

Amazon bölgesi, son aylarda yaşanan acımasız kuraklığın etkisiyle sarsılıyor. Kuraklık, önemli su yollarını kurutmuş, ekinleri soldurmuş ve orman yangınlarını körüklemiştir.

World Weather Attribution grubundan bilim insanları, bu tarihi kuraklık döneminin doğal bir olaydan ziyade iklim değişikliğinin bir sonucu olduğunu belirtiyor. Araştırmacı Bernardo Flores, bu şiddetli kuraklığın 2030’ların başında bölge için beklenen iklim koşullarının habercisi olduğunu söylüyor.

Kuraklık, bölgedeki yerel ve yerli halkları da büyük bir şekilde etkilemiş durumda. Büyük nehirlerin kuruması, bu halkları aylarca izole halde ve kıt yiyecek ve suyla baş başa bırakmış.

Amazon yağmur ormanları, karbondioksiti emerek küresel ısınma ile mücadelede önemli bir rol oynuyor. Fakat kuraklık gibi etkenler, bu ekosistemin işlevini bozarak CO2 “yutağından” CO2 “kaynağına” dönüşmesine yol açabilir.

Bu durum, önümüzdeki yıl Brezilya’da gerçekleşecek önemli uluslararası iklim müzakerelerinde de büyük önem taşıyor. Flores, yağmur ormanlarının kaderinin ve orman kaybının sonuçlarının sadece bölgeyi değil, tüm dünyayı etkilediğini vurguluyor.


Fatal error: Uncaught TypeError: fclose(): Argument #1 ($stream) must be of type resource, bool given in /home/fikrikadim/public_html/wp-content/plugins/wp-super-cache/wp-cache-phase2.php:2386 Stack trace: #0 /home/fikrikadim/public_html/wp-content/plugins/wp-super-cache/wp-cache-phase2.php(2386): fclose(false) #1 /home/fikrikadim/public_html/wp-content/plugins/wp-super-cache/wp-cache-phase2.php(2146): wp_cache_get_ob('<!DOCTYPE html>...') #2 [internal function]: wp_cache_ob_callback('<!DOCTYPE html>...', 9) #3 /home/fikrikadim/public_html/wp-includes/functions.php(5420): ob_end_flush() #4 /home/fikrikadim/public_html/wp-includes/class-wp-hook.php(324): wp_ob_end_flush_all('') #5 /home/fikrikadim/public_html/wp-includes/class-wp-hook.php(348): WP_Hook->apply_filters('', Array) #6 /home/fikrikadim/public_html/wp-includes/plugin.php(517): WP_Hook->do_action(Array) #7 /home/fikrikadim/public_html/wp-includes/load.php(1270): do_action('shutdown') #8 [internal function]: shutdown_action_hook() #9 {main} thrown in /home/fikrikadim/public_html/wp-content/plugins/wp-super-cache/wp-cache-phase2.php on line 2386