Charles Ignatius Sancho’nun Gizli Günlükleri – Paterson Joseph incelemesi – Georgian döneminin bir devi

3 mins read

Aktörün gerçek bir hikayeye dayanan ve Britanya’da oy kullanan ilk Siyah adam hakkındaki ilk romanı aydınlatıcı ve merhamet dolu

Aktör Paterson Joseph’in Britanya’da oy kullanan ilk Siyah adamın hayatını anlatan ilk romanı, tek kişilik bir oyun olarak hayata geçti. Roman, 1775 yılında Charles Ignatius Sancho’nun günlüklerini yeniden gözden geçirme ve oğlu Billy için hayatını kaleme alma niyetini beyan etmesiyle açılıyor. Sancho 1729 yılında bir köle gemisinde doğar ve yetim kalır. Eve döndüğünde efendisi küçük çocuğu Greenwich’te ona evcil hayvan gibi davranan üç bakire teyzeye hediye eder.

Sancho, Montagu Dükü ile arkadaş olduğunda, ona gizlice okuma ve yazma öğretilir. Sancho 20 yaşına kadar dükün yardımseverliğinden yararlanır, ancak defteri kız kardeşler tarafından keşfedildikten sonra onların mahzenine hapsedilir. Bir hizmetçi Sancho’nun kaçmasına yardım eder ve bundan sonra Londra’da kendi yolunu tek başına çizmek zorunda kalır. Hayat zordur, önyargılar yaygındır ve Sancho, kötü şöhretli köle avcısı Jonathan Sills’in pençelerinden kurtulmak için çaresizce yaşamak zorundadır. Sonunda Samuel Johnson’ın yardımıyla dükün kızı tarafından sefaletten kurtarılır.

Joseph her ne kadar sevimli bir raconteur yaratmış olsa da, zaman zaman okuyucuyu dahil etmek yerine bilgilendiriyor. Örneğin, Sancho Oxford Road’daki gecekondu mahallelerini ziyaret ettiğinde, “çocukluklarının çok kısa sürdüğü, sadece hastalık ve erken ölüm nedeniyle değil, aynı zamanda küçük karınlarını doyuracak parayı kazanmak için yedi yaşından itibaren çalışmak zorunda kalacakları” söylenir.

Romanın bir kısmı Sancho ile müstakbel eşi Anne arasındaki mektuplaşmalarla geçiyor. Anne’in mektupları, teyzesine bakıcılık yaparken Karayipler’deki iki köle plantasyonunda geçirdiği üzücü günleri anlatıyor, ancak mektuplaşma biçimi bizi uzakta tutuyor. Joseph, tanıdık bir zemindeyken en iyi performansını sergiliyor ve Sancho’nun kısa ömürlü Othello olarak sahneye çıkma girişimlerini anlatırken hikâye alevleniyor. Ancak inişli çıkışlı olsa da, gerçek bir adamın hayatının bu kurgusal anlatımı şefkatle yankılanıyor ve Gürcü İngiltere’sindeki Siyahların varlığına dair hoş bir içgörü sunuyor.

Kaynak link