Kozmos Vatandaşı: Parayı Tahrif Et! Diyojen’in Kayıp Diyalogları

13 mins read
Parayı Tahrif Et! Diyojen’in Kayıp Diyalogları

Kozmos Vatandaşı: Parayı Tahrif Et! Diyojen’in Kayıp Diyalogları

Parayı Tahrif Et! Diyojen’in Kayıp DiyaloglarıHiç kimsenin duygularını incitmeyen bir filozof neye yarar ki?

*Seni besleyeni besle ve doğa ile uyum içinde yaşa. Bilmen gereken tek şey bu.

*Bir adamın bilgeliğinin anlaşılması için başka bir bilge adam gerekir.

*İnsanlar sakatlara ve körlere sadaka verirken, neden filozoflara asla vermezler? Çünkü genç adam, insanlar bir gün kör veya sakat olabileceklerini bilirler, ancak filozof olacaklarını hayal bile edemezler.

*Tanrılar insanlara mutlu olma imkânı veriyorlar genç kardeşim, yine de insanlar hayatlarını, kendilerini ve ötekileri sefilleştirmeye adıyorlar.

*Medeniyet köprüsü çok uzun zamandır ve çok yavaş bir şekilde parçalanmakta, bu insanlar parçalanmanın farkında değiller. Çöküş kaçınılmaz ve bizim görevimiz onurlu şekilde çökmek.

*Özgür olduğunu düşünen köleler ve köle olduğunu düşünen özgür ruhlardan oluşan bu toplumda yeni bir bilinçten daha önemli bir şey yok.

*Çökmüş ve düşmüş zamanımızın erkek ve kadınları gibi, sen de zenginlik ve gücün birer araç olduğunu unutup, amaçmış gibi davranıyorsun. Bu sebeple, yanlış şeylerin peşinde koşarken hayatını harcıyorsun. Eğer gerçek sona daha yakından bakarsan, ne kadar az araca ihtiyacın olduğunu keşfedersin.

*İnsanlar zenginliği ve gücü geleneksel olarak amaç edinirler ve bu sebeple daha yukarıya çıkmak için diğerlerini durmadan aşağıya iterler. Anlayacağın, kültürümüzdeki çoğu insan daima daha sonra iyi yaşamayı bekler -ve sonra ölür. Bu korkunç bir utanç, çünkü her an, erimekte olan bir kar tanesi gibidir.

*Parayı maddi, gücü ise diğerleri üzerinde kurduğun otorite ile ilgili bir şey olarak düşünüyormuş gibi görünüyorsun. Bunlar sadece açgözlü, dar görüşlü, kuş beyinli aptallara yakışan çocukça düşünceler.

*Hayatımızı nasıl yaşayacağımızı düşünürken karşı karşıya kaldığımız en karmaşık sorunlardan birisi maddi zenginlik meselesidir: Ne kadarı yeterli?

*Tam şu anda ölüm yatağında yatmakta olduğunu hayal et. Öteki dünyaya geçmek üzeresin. Hayatını hangi hedefler ve tutum ile tanımlarsın? Ün ve sosyal statüye çok önem verir misin?

*Çok sayıda insanın açlık ve hastalıktan öldüğü bir dünyada birçok dünya nimetini kendinin kabul etmen fazlasıyla sapkınca.

*Açgözlü bir tiran olarak etkilediğin insanlar yalnızca sahtekârlar, sana arkadaşça davranan bu insanlar sadece kendi çıkarlarını düşünürler. Demek ki onlar gerçek arkadaş olamazlar. Bu durumda sen sadece sahtekârlar ve aptalların hayran olduğu, arkadaşsız, megaloman bir insansın.

*İnsanlar mutsuz çünkü mutluluğa karşın ortada bir karanlık var.

*Hayatın kendisi sanattır. hayatımızı aptal toplumun aptallarının beklentilerine göre yaşamamalıyız, bunun yerine değerli bir şeyler ortaya koymalıyız.

*Zenginlik ve güç dediğin o gereksiz şeylerle o kadar meşgulsün ki kendi değerli portreni yapmak için ne zamanın ne de enerjin var.

*Eğer bir yasa bütün insanlara eşit davranmıyorsa, herkese gelişmesi için eşit şartları sağlamıyorsa, o yasa adaletsizdir ve reddedilmesi gerekir.

*Bir yasa sadece demokratik toplum tarafından yapıldığı için adaletli’ değildir Platon. Halk, tiranlar yaratabilir. Demokrasiler tarafından yapılmasına rağmen adaletsiz olan birçok yasa var. Demokrasinin adaletsiz bir yasa üretmesi halinde, insanların bu yasaya saygı duymak gibi bir zorunluluğu olmadığını kabul ediyor olmalısın.

*Kişi yasaları, gelenekleri ve töreleri düşünmeden kabul etmemeli, bunları kişinin eleştirel bilincinin yüksek otoritesinin karşıtı olarak değerlendirmelidir. Bu yüzden ben herhangi bir şehrin ya da ülkenin vatandaşı değilim Platon. Ben kozmosun vatandaşıyım.

*Ben kozmosun vatandaşıyım çünkü benim görev bilincim ve sevgim şehir devletlerinin ya da imparatorlukların sınırlarında başlayıp bitmez, bütün bir hayat alanına yayılır.

*Aydınlanmış bir varlık, ayağının altındaki toprağı bile sever ve ona hafifçe basar.

*‘Yeterlilik’ algısı olmayan bir yurttaş her zaman ‘fazla’yı isteyecektir. Bu durum ‘çok fazla’ üretime ve tüketime yol açacaktır.

*Dünya herkesi besleyecek kadar büyük. Eğer birileri daha fazlasını almaya başlarsa, dünya herkesi besleyemez. Adil bir devlet, açlık veya savurganlık olmamasını garantiye almak için birikimi sınırlandırmalıdır.

*Bugünlerde paylaşmak huzur bozuculuk olarak görülüyor.

*Hayatımın adaletsiz bir sahtelikle kaplı olduğunu biliyorum ama bunu bırakabileceğimi hayal edemiyorum. Cesaretim yok.

*Diğer köpekler sadece düşmanlarını ısırırlar, oysa ben onları kurtarmak için dostlarımı da ısırırım.

*zenginlik içinde yaşayan ama bu zenginliğin meşru olduğuna inanmayan sayısız insan vardır. Biz bir ordu kadar kalabalığız, burası kesin! Biz her yerdeyiz.

*Hepimiz pazardan satın alamayacağız kadar derin bir tatmin peşindeyiz.

*İnsanlar, yazarlardan çok farklı değil. Yazarlar da, insanlar da kendi hikâyelerini yazıyorlar. O kadar uzun zamandır kendimiz hakkında bir hikâye anlatıyoruz ki esasen yeni bir hikâye anlatmayı hayal bile edemiyoruz.

*İnsanlar yeni bir hikâye anlatabileceklerini bildikleri halde, hayal gücü olmayan korkaklar gibi eski hikâyeyi anlatmakta direniyorlar, çünkü uyumlu olmak istiyorlar.

*Herkese gelişmeleri için eşit hakların tanındığı tarafsız bir dünyada yaşamıyoruz. Bu bakımdan tarafsız bir dünya mümkün değil. Bütün toplumlar, ekonomiler, yönetimler belli yaşam biçimlerini destekler ve diğer kalanları engellerler. Biz maddi yaşam biçimini destekleyen ve senin uyguladığın basit yaşamı reddeden bir dünyada yaşıyoruz.

*Hayat ahlaki belirsizliğin karmaşasıdır.

*Dürüst, cesur, yaratıcı ol. Karşılaşacağın gerçek zorluk nasıl yaşadığın değil, yaşayıp yaşamadığındır.

*Yaşam biçimini tanımlayan zenginliğin kanunsuz, keyfi ve sıkıcı bir ayrıcalık olduğunu kabul ettikten sonra, inançlarının ne kadar cesur olduğunu göstermek zorundasın. Cesur ol -uyumsuz olmak için cesur ol! Delirmiş görünmek pahasına da olsa deli dünyada aklı başında olmak için cesur ol! Yeni bir şeyler yarat!

*Hayatın sonuna geldiğinde bütün zamanını aptalların takdirini kazanmak için harcadığını keşfetmek kahredici olmalı.

*Eğer stadyumda koşuyorsam, bitiş çizgisine yaklaştığımda yavaşlamalı mıyım yoksa hızlanmalı mıyım? Hayat, sonuna varmak için yaşanır.

*Yaşamın bir lanet olmadığını, aksine, insanlar beyhude uğraşlarını bir yana bırakır ve gerçek mutluluğun kaynağı olan basit yaşama kucak açarlarsa, bir lütuf olabileceğini fark ettim. Deneyimlerimin ardından anladım ki bu derece basit bir varoluş özünde sevgiyle beslenmiş, saygıdeğer ve bilinen yüce bir hediyedir.

*Eğer bu çirkin, yıkıcı dünyayı biz kurduysak, o zaman onu yıkabilir, yerine daha özgür, daha iyi ve daha insancıl bir dünya inşa edebiliriz.

*Toplumun gerçek bir sanat eseri kadar güzel olabileceğine inandım, fakat aynı zamanda inancımı kaybettim. Bazen kendi yaşadığımız zamanı anlamak için bütün karanlık duyguları kucaklamamız gerekir.

*Eğer yeni bir dünya için mücadele etmezsen kalbindeki ve ruhundaki soylu şey yok olacaktır. Savaşı kaybetsek bile bu kaybı asil bir şekilde yaşayabileceğimiz. Bu kendimizi hazırlamamız gereken bir meydan okuma.

Asıl mesele ne yapmalı?’ değil ‘nasıl biri olmalı?’dır. Cesur olalım!
(Samuel Alexander/ Parayı Tahrif Et! Diyojen’in Kayıp Diyalogları)
=Kendime Kitap Notları=

Mustafa Everdi

Yazar, düşünür ve Noter'dir. Siyasetle ilgilenir, yayın dünyasıyla içli dışlı biri olarak bilinir...