Duygusal Zeka Neden Önemlidir
- Duygu sistemlerimiz, bazen garip olsalar da, atalarımızın uyum sağlamasına, hayatta kalmasına ve çoğalmasına yardımcı oldukları için evrim geçirdi.
- Günümüzde duygusal zeka olarak bilinen şey hakkındaki anlayışımız, Darwin, Paul Ekman, John Mayer ve Peter Salovey’in hem akademik hem de genel halk arasında olağanüstü ilgi uyandıran araştırmalarına dayanmaktadır.
- Başkalarının duygusal durumlarını okuma ve kendi duygusal durumumuzu başkalarına iletme becerimiz temeldir ve bu becerilerin eksikliği ciddi sosyal, romantik ve profesyonel sorunlara neden olma eğilimindedir.
İşte basit bir düşünce deneyi:
Durum A: Dünyanızda, başkalarının duygusal durumlarını anlamada son derece zayıf olduğunu düşündüğünüz kişiyi düşünün. Bu kişi, örneğin yaklaşan bir son teslim tarihi konusunda stresli olan başkalarıyla çevrili bir odada olabilir ve bunu anlamayabilir. Ya da bu kişi bir cenazede kutsal bir katedralin içinde birini görebilir ve herkes açıkça kederliyken neşeli bir merhaba diyebilir.
Şimdi iki basit soruyu düşünün:
Bu kişinin başkalarının duygusal durumlarını doğru bir şekilde tespit edememesinin arkadaşlıklarda zorluklara yol açabileceğini düşünüyor musunuz?
Bu kişinin başkalarının duygusal durumlarını doğru bir şekilde tespit edememesinin, sağlam bir romantik partnerle ilişki kurmakta ve sürdürmekte zorluklara yol açabileceğini düşünüyor musunuz?
Durum B: Kendi dünyanızda duygusal durumlarını başkalarına ifade etmekte aşırı derecede zayıf bulacağınız kişiyi düşünün. Bu kişi, kendisini küçümseyen bir iş arkadaşına kızmış olabilir, ancak öfke veya üzüntü ifade etme konusunda tam bir yetersizliğe sahip olabilir. Ya da bu kişi, bir arkadaşının kendisine verdiği bir doğum günü hediyesi ile heyecanlanabilir, ancak o anda mutluluk veya minnettarlık gösterme kapasitesine sahip olmayabilir.
Şimdi iki basit soruyu düşünün:
Bu kişinin duygusal durumlarını etkili bir şekilde ifade edememesinin arkadaşlıklarda zorluklara yol açabileceğini düşünüyor musunuz?
Bu kişinin duygusal durumlarını etkili bir şekilde ifade edememesinin, sağlam bir romantik partnerle ilişki kurmada ve sürdürmede zorluklara yol açabileceğini düşünüyor musunuz?
Bu sorularla anket yaptığım çoğu öğrenci gibiyseniz, bu dört sorunun her birine hızlı bir şekilde “evet” yanıtını veriyorsunuz. Başkalarının nasıl hissettiğini ya da dünyayı gördüğünü anlamayan birini düşündüğümüzde, kolej yaşındaki kızımın da ifade edebileceği gibi, can sıkıcı biri olduğunu düşünürüz. Birisi duygusal olarak etrafındakilerle aynı sayfada değilse, bu her türlü iletişimi ve etkileşimi zorlaştırır. Ve neredeyse arkadaşlıklar üzerinde olumsuz etkileri olması gerekiyor. Sonuçta, duygularınızı anlayan iyi bir arkadaşınız mı yoksa iç duygusal dünyanız hakkında hiçbir fikri veya ilgisi olmayan birini mi tercih edersiniz? Ve elbette, uzun vadeli bir romantik partner düşündüğümüzde, tüm bunlar esasen ikiye katlanıyor. Duygusal durumlarınızı hisseden ve anlayan bir eşiniz mi yoksa nasıl hissettiğiniz konusunda tamamen ipucu olmayan bir eşiniz mi olmasını tercih edersiniz? Cevap çok açık.
Aynı şey duygusal ifade konusu için de geçerli. Duygularını ifade etmekte gerçekten çok etkili olmayan biriyle arkadaş olmak zor. Böylesi bir metanet, çoğu zaman insanları okumayı zorlaştırır ve bu da çok çeşitli kişilerarası problemler yaratabilir. Ve yine, bu mesele, samimi, romantik ilişkilerin sınırları içinde büyütülüyor.
