Ayşe Böhürler “İlahi Ayşe Kulin!”

8 mins read
Ayşe Böhürler "İlahi Ayşe Kulin!"

Ayşe Böhürler “İlahi Ayşe Kulin!”

Ayşe Böhürler "İlahi Ayşe Kulin!"

Ayşe Kulin’in Armağan Çağlayan’a konuk olduğu programı ben de izledim. Ayşe Kulin beklediğimden daha samimi biri olarak göründü gözüme. Belki bu konuda daha detaylı yazılar yazmak mümkün ama Kulin’in bir kaç cümlesi benim de dikkatimi çekmişti. Peki neydi o cümleler? Örneğin şöyle diyordu Ayşe Kulin; “…televizyonu her açtığında kendini temsil ettiği değerlere tükürüldüğünü ve çarşafa dahi sokacak olsalar bu ülkede kalmakta direneceğini” diyordu. Bir edebiyatçı olarak kurduğu cümleler bana çok enterasan geldi. Ayşe Böhürler, Yeni Şafak gazetesinde yayınladığı yazısında bu konuya değinmiş. Ayşe Böhürler’in Ayşe Kulin’e seslendiği bölüm…

İLAHİ AYŞE KULİN!

Sevgili Ayşe Kulin Armağan Çağlayan’a konuk olmuş. İlgiyle dinledim. Ayşe Hanım İslam ile ilişkisi yakın olan iktidar odaklı kesimin çok kibirli olduğunu, insanlara tepeden baktığını söylüyor. Konakta büyümüş, büyükannelerinden gördüğü gerçek İslam’ın bu olmadığı inancında. Ayşe Hanım’ı dinlerken yukarıda yazdıklarımı da düşünerek acaba hiç farklı kesimlerden arkadaşı olmuş mu, çevresinde kendinden farklı birisinin bulunmasına izin vermiş mi diye merak ettim. Reklamcılık yaptığı dönemde tanıdığı figüranları kast etmiyorum tabii! Çünkü halkı yakından tanımak için metro ve otobüse bindiğini orada halkın çeşitliliğini gördüğünü söylüyor. Ha bir de bu ülkenin kendini “öteki” hissettirdiğini çünkü “uzun süredir oy vermediği bir iktidar tarafından yönetildiğini, televizyonu her açtığında kendini temsil ettiği değerlere tükürüldüğünü ve çarşafa dahi sokacak olsalar bu ülkede kalmakta direneceğini” söylüyor. Bu “çarşafa dahi sokacak olsalar” ifadesi bana komik geldi. Bir dönem “Başörtüsü serbest olursa Türkiye İran olur, Suudi Arabistan olur” sözü çok modaydı. Bir de tarihte çarşaf yasaklansın diyenler var. Ama bu olay da ta 1950’li yıllarda olmuş. Demokrat Parti’nin ilk yıllarında iki kadın milletvekili çarşaf yasaklansın diye Meclis’e teklif sunmuşlar. Osmanlı dönemindeki çarşaf yasaklarına hiç girmiyorum…

Aradan çok zaman geçti, çok şey değişti. Bunca yıldır aynı mahalledeyim, hiç zorla çarşafa giren birini duymadım, çarşaf çıkartanları da çok gördüm. Hatta geçenlerde yeni sosyal medya ortamı olan Clubhouse’da başörtüsünü çıkartan gençleri dinledim. Toplumda gördükleri “ayrımcılığın” hayatlarına etki etmesine izin vermek istemedikleri için başlarını açtıklarını söylüyorlardı.

İlahi Ayşe Kulin! Çağ değişti, kadınlar da, dindar kadınlar da! Bırakın çarşafı, başörtüsüne bakış bile değişti. Metro, otobüs dışındaki ortamlarda da halkı tanımaya ihtiyaç var. Ha bu arada ben “kıyafet yasaklarına karşı mücadele veren, isteyen istediğini giysin” diyen iktidar partisi kurucularından birisiyim. O zamandan beri fikrim hiç değişmedi. Ülkede kalmanızı çok isterim, sizi zorla çarşafa sokacak olan olursa lütfen haber verin birlikte mücadele edelim.

SİZİ SERBEST BIRAKMAYI MUVAFIK BULARAK TATLİK ETTİM

“Evlenme ve boşanma taraflarının şahsi bir hukuki hadisedir; sadece karı ve kocayı ilgilendirir taraflardan biri devletin kurucusu ve reisi olduğu takdirde veya evlilik tarihi bir mahiyete bürünür. 22 birlikte bir muzaffer kumandan ile yani Latife Hanım’ın Mustafa Kemal Paşa ile yaptığı ani evlilik de böyle bir tarihi hadisedir. Muzaffer kumandanın izdivacından sadece 9 ay sonra yeni bir devlet kurup, veya devletin başına geçmesi veya tarihi hadiseyi daha önemli hale getirmektedir. ” Murat Bardakçı bu talakı yani boşanma hadisesini gördüklerinde sonrasındaki görevleri resmi arşivlerden yeni belgelerinde araştırdı. Latife Hanım ile Gazi M. Kemal’in boşanma hikâyelerini “Sizi Serbest Bırakmayı Muvafık Bularak Tatlîk Ettim” başlığıyla kitaplaştırdı. İş Bankası Yayınları’ndan “kitap, boşanma evrakılarında detay ikisinin de karakterlerine dair ipuçları veriyor.

Belli ki fırtınalı evlilikmiş.

Belli ki Latife Hanım Gazi Mustafa Kemal’i yönetmeye kalkmış.

Belli ki bunu herkesin içinde ayan beyan etmiş.

Belli ki bu sonuca hazırlıklı değilmiş ve üstünlük taslamış.

Sonuçta imtizaç uyuşmazlığı fırtınalı bir ilişkiyi sonlandırmış. Bardakçı 2 sene 6 ay 8 gün ayak yani sadece 920 gün devam eden mutsuz evliliğin boşanma öyküsünü yazarken bir dönemi de aydınlığa kavuşturuyor.

FİKRİKADİM

The ancient idea tries to provide the most accurate information to its readers in all the content it publishes.


Fatal error: Uncaught TypeError: fclose(): Argument #1 ($stream) must be of type resource, bool given in /home/fikrikadim/public_html/wp-content/plugins/wp-super-cache/wp-cache-phase2.php:2381 Stack trace: #0 /home/fikrikadim/public_html/wp-content/plugins/wp-super-cache/wp-cache-phase2.php(2381): fclose(false) #1 /home/fikrikadim/public_html/wp-content/plugins/wp-super-cache/wp-cache-phase2.php(2141): wp_cache_get_ob('<!DOCTYPE html>...') #2 [internal function]: wp_cache_ob_callback('<!DOCTYPE html>...', 9) #3 /home/fikrikadim/public_html/wp-includes/functions.php(5420): ob_end_flush() #4 /home/fikrikadim/public_html/wp-includes/class-wp-hook.php(324): wp_ob_end_flush_all('') #5 /home/fikrikadim/public_html/wp-includes/class-wp-hook.php(348): WP_Hook->apply_filters('', Array) #6 /home/fikrikadim/public_html/wp-includes/plugin.php(517): WP_Hook->do_action(Array) #7 /home/fikrikadim/public_html/wp-includes/load.php(1270): do_action('shutdown') #8 [internal function]: shutdown_action_hook() #9 {main} thrown in /home/fikrikadim/public_html/wp-content/plugins/wp-super-cache/wp-cache-phase2.php on line 2381