Dehr Terimi ve İslam Dünyasındaki Felsefi Boyutları

11 mins read

İslam dünyasında felsefi düşüncenin önemli bir konusu olan “dehr” terimi, genellikle “mutlak zaman” anlamına gelir ve İslam felsefesinde ateist ve materyalist düşünce akımlarını temsil eden “dehriyye” adlı bir felsefi akımı ifade eder. Bu terim, İslam dünyasındaki felsefi tartışmaların merkezinde yer almış ve çeşitli düşünce akımlarını içine almıştır. Bu makalede, “dehr” teriminin kökeni, tarihsel gelişimi ve İslam dünyasındaki felsefi boyutları incelenecektir.

Dehr Teriminin Kökeni ve Anlamı

“Dehr” terimi Arapça kökenli olup, “zaman” veya “devir” anlamlarına gelir. İslam öncesi dönemde, Câhiliye Arapları arasında, “dehriyye” adı altında bir materyalist dünya görüşünün bulunduğuna dair bazı işaretler Kur’an-ı Kerim’de yer almaktadır. Ancak, “dehr” terimi zaman içinde çeşitli filozofların inkârcı tezlerini kapsayacak şekilde genişlemiş ve hatta belirsizleşmiştir.

Gazzâlî’nin sınıflandırmasına rağmen, birçok kelâm kitabında bulunan bilgilerdeki belirsizlikler nedeniyle dehrî terimi kimleri tam olarak ifade ettiği konusunda hâlâ net değil. İslam düşünce tarihinde yer alan bazı kavramlar, Allah’ın inkârı, yeniden dirilişin reddi, âlemin ezelîliği inancı, tabiatın bir fâil olarak kabul edilmesi gibi düşünceler, belirgin bir felsefi akıma özgü olmasa da, “Bizi helâk eden dehrden başkası değildir” diyen eski Araplar dahil olmak üzere çeşitli düşünce akımlarının belli yönlerden paylaştığı kavramlar olarak değerlendiriliyor. Bu düşünceler, genel anlamda bir felsefi ve kozmolojik duruşu işaret etmektedir.

Örneğin, Mâtürîdî, dehrîleri âlemin kıdemine olan inançlarıyla öne çıkarır ve onlara “ashâbü’t-tabâi‘” adını verir. Tabiatın ezelden beri varlığını sürdürmesine inanmak, Allah’ın bir fâil olarak inkâr edilmesi anlamına geldiği için tabiat kavramı reddedilir; oluş-bozuluş süreci ise hem fiil hem de hal anlamında Allah’ın yaratmasına bağlanır. Sünnî kelâm, tabiat kavramına yönelik olumsuz bir tavır sergiler, çünkü bu tavır, tabiatı bir fâil olarak tanımlayan düşüncelere bir tepki olarak ortaya çıkar. Mâtürîdî aynı zamanda, cismanî özellikteki atomların ezelden beri var olduğuna inanan ve arazları inkâr eden Demokritos atomculuğunu da dehrî akımı içinde değerlendirir. Yine Mâtürîdî’ye göre, âlemin ilk maddesini (tıynet, heyûlâ) eni, boyu, derinliği olmayan ezelî bir imkân (kuvve) olarak tanımlayan ve oluş-bozuluşu yalnızca arazlarda gören Aristocu felsefe de dehrî akımı içindedir. Burada dikkate alınan ölçü, Allah’ın varlığını kabul veya inkâr etmek değil, heyûlânın ezelîliği fikridir.

Dehr Terimi ve İslam Dünyasındaki Felsefi Boyutları

Dehriyye Akımı ve Temsilcileri

Dehriyye, İslam dünyasındaki felsefi akımlar arasında öne çıkan bir akımdır. Bu akım, genellikle Allah’ın varlığını reddeden, âhirete inanmayan ve tabiatı mutlak bir ilke olarak gören düşünce akımlarını içermektedir. İslam dünyasındaki ilhâd hareketleri ve buna karşı gösterilen tepkiler, dehriyye teriminin anlamını etkileyerek belirsizleştirmiştir. Dehriyye, belirgin şahsiyetlerin oluşturduğu bir akım olup, İslam dünyasındaki Meşşâiyye ve İşrâkıyye gibi diğer felsefi akımlarla kıyaslandığında öne çıkmaktadır.

İslam dünyasındaki Dehriyye akımın öncülerinden kabul edilen İbnü’r-Râvendî’nin tenkitleri, dinlerin, peygamberlerin ve mûcizelerin inkârına kadar varan eleştirileri, İslam öncesi İran literatürünün etkisiyle ilişkilendirilmektedir. İbnü’r-Râvendî, ez-Zümürrüd adlı eserinde, naklin gereksizliğini, aklın üstünlüğünü, İslam’ın aklın tersine olduğunu, mûcizelerin uydurma olduğunu, bilimin nübüvvet fikrine zıt olduğunu, ibadetlerin anlamsız olduğunu savunmuştur. Ancak, bu düşüncelerini Brahmanlar’a ait olduğunu söylemiştir, ki bu da Hind kültürünün temsilcileridir. Oysa din tarihçisi Hasan b. Mûsâ en-Nevbahtî’nin belirttiği üzere, Brahmanlar tam aksi inançlara sahiptirler (bk. Fıraḳu’ş-Şîʿa, s. 23-24).

İbnü’r-Râvendî’nin Brahmanlar hakkındaki bu yakıştırması nedeniyle, kelâm literatüründe, Berâhime nübüvveti inkâr eden bir grup olarak değerlendirilmiştir. Mu‘tezilî kökenli olan ve daha sonra Şiîliğe yönelen İbnü’r-Râvendî, ünlü mülhid Ebû Îsâ el-Verrâk ile karşılaştıktan sonra, uydurma Brahmanlar’ın ağzından ateizmin sistemli bir propagandasını başlatmıştır (bk. Abdurrahman Bedevî, s. 35-44, 50-54, 71-74, 97-98, 115-119, 128-131, 153, 186). İbnü’r-Râvendî’ye reddiye yazan Mu‘tezile kelâmcısı Ebü’l-Hüseyin el-Hayyât, onun Kitâbü’t-Tâc adlı eserinde cisimlerin yaratılmışlığını inkâr ettiğini, âlemin Allah’a delâlet eden bir şey olmadığına, âlemin ve içindekilerin kadîm olduğuna ve bir yaratıcı ve yöneticiye sahip olmadığına inandığını belirtmektedir. İbnü’r-Râvendî’nin dehrî düşüncesini onaylayan Hayyât, Ebü’l-Hüzeyl el-Allâf, Câhiz, İbrâhim en-Nazzâm gibi Mu‘tezilî düşünürlerin de benzer fikirlere sahip olduğunu iddia etmiş ve adı geçen Mu‘tezile düşünürlerinin gerçek tevhid ehli olduklarını ısrarla belirtmiştir.

İslam Öncesi Arap Dünyasında Dehrîlik

İslam öncesi Arap dünyasında, dehrîlikle ilişkilendirilen dünya görüşü, kâinattaki olayları dehrin gücüne bağlamış ve âhirete inanmayan bir anlayışı yansıtmıştır. Bu dönemde, tabiatın ezelden beri var olduğuna inanan, arazları reddeden ve oluş-bozuluşu tabiatın birleşip dağılmasıyla açıklayan düşünce akımları da dehriyye adı altında değerlendirilmiştir.

Dehr Teriminin İslam Dünyasındaki Tartışmaları

İslam dünyasındaki ilim adamları ve filozoflar, dehr terimi etrafında çeşitli tartışmalar yürütmüşlerdir. Kelâm kitaplarında dehrîleri tanımlayan belirli niteliklerin yanı sıra dehrîliği genel bir fikir veya kişiyi tanımlayan kavramlara dair çeşitli yaklaşımlar bulunmaktadır. İslam dünyasında ilhâd hareketleri ve dehriyye düşüncelerine karşı gösterilen tepkiler, dehriyye teriminin anlamını genişleterek karmaşıklaştırmıştır.

Sonuç

Dehr terimi, İslam dünyasında ateist ve materyalist düşünce akımlarını temsil eden bir terim olmakla birlikte, içerdiği felsefi çeşitlilik nedeniyle sistematik bir tanımın belirlenmesini zorlaştırmaktadır. Bu akımın geniş bir yelpazede anlaşılması, İslam dünyasındaki düşünsel çeşitliliği ve tarihî gelişmeleri anlamak açısından önemlidir. Dehr terimi, İslam dünyasındaki felsefi düşüncenin evrimi içinde önemli bir rol oynamış ve günümüzde bile tartışmalara konu olmaya devam etmektedir.


Fatal error: Uncaught TypeError: fclose(): Argument #1 ($stream) must be of type resource, bool given in /home/fikrikadim/public_html/wp-content/plugins/wp-super-cache/wp-cache-phase2.php:2386 Stack trace: #0 /home/fikrikadim/public_html/wp-content/plugins/wp-super-cache/wp-cache-phase2.php(2386): fclose(false) #1 /home/fikrikadim/public_html/wp-content/plugins/wp-super-cache/wp-cache-phase2.php(2146): wp_cache_get_ob('<!DOCTYPE html>...') #2 [internal function]: wp_cache_ob_callback('<!DOCTYPE html>...', 9) #3 /home/fikrikadim/public_html/wp-includes/functions.php(5420): ob_end_flush() #4 /home/fikrikadim/public_html/wp-includes/class-wp-hook.php(324): wp_ob_end_flush_all('') #5 /home/fikrikadim/public_html/wp-includes/class-wp-hook.php(348): WP_Hook->apply_filters('', Array) #6 /home/fikrikadim/public_html/wp-includes/plugin.php(517): WP_Hook->do_action(Array) #7 /home/fikrikadim/public_html/wp-includes/load.php(1270): do_action('shutdown') #8 [internal function]: shutdown_action_hook() #9 {main} thrown in /home/fikrikadim/public_html/wp-content/plugins/wp-super-cache/wp-cache-phase2.php on line 2386