Fahrettin Altun / Türkiye Cumhurbaşkanlığı İletişim Direktörü.
Ülkenin önderliği, sıfır atığa ulaşma konusunda yurtiçinde ve yurtdışında ilerleme kaydedilmesine ilham vermiştir.
Uluslararası medya genellikle Türk dış ve iç politikasına odaklanırken, çevre sorunlarıyla mücadelede kaydettiğimiz ilerleme gibi bazı iyi haberleri gözden kaçırma eğilimindedir. Türkiye, iklim değişikliğinin insanlığın önüne koyduğu muazzam zorlukların üstesinden gelinmesine yönelik tüm uluslararası çabalara olumlu katkıda bulunmaktadır.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın liderliğinde Türk hükümeti sadece önemli iklim anlaşmalarına imza atmakla kalmamış, aynı zamanda hem ülkemiz hem de Avrupa için enerji kaynaklarının çeşitlendirilmesi çabalarına öncülük etmiştir. Türkiye’nin daha temiz enerji kaynaklarına yatırım yapma çabaları ve Orta Asya doğalgaz kaynaklarını Avrupa’ya getirmeye yönelik diplomatik çabaları ülkeyi bir enerji merkezi haline getirecektir. Bu, bölgemizdeki enerji güvenliğine katkıda bulunacak ve daha sürdürülebilir kaynaklara doğru ilerlememize yardımcı olacaktır.
Enerji karışımımızda yenilenebilir kaynakların payını arttırma konusunda yıllar içinde kaydettiğimiz büyük ilerlemenin yanı sıra, genel olarak karbon ayak izimizi azaltma konusunda da büyük adımlar attık. 2017’den bu yana bu alandaki ulusal seferberliğe öncülük eden Emine Erdoğan’ın liderliği ve inisiyatifi sayesinde Türkiye, küresel sıfır atık hareketinin lideri olarak ortaya çıkmıştır. Hareketin yorulmak bilmeyen bir savunucusu olan Emine Erdoğan, vatandaşlarımızı tüketim süreçlerimiz hakkında daha bilinçli düşünmeye teşvik ediyor.
14 Aralık’ta Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, Türkiye tarafından sunulan sıfır atık karar tasarısını kabul etti. Bu, BM sürdürülebilir kalkınma hedeflerine ulaşma çabalarımızda önemli bir kilometre taşıdır.
Türkiye’nin liderliği bir süredir iklim krizinin gerçek olduğunu ve acilen harekete geçmemiz gerektiğini kabul ediyor. Geleneklerimiz ve kültürümüz bize kaynakları israf etmenin ve dünyayı miras aldığımızdan daha kötü bir halde bırakmanın gelecek nesillere karşı bir haksızlık olduğunu öğretmektedir. Bu aynı zamanda dünyanın bize bahşettiği zenginliklerin ciddi bir şekilde kötüye kullanılmasıdır.
Bize verilenin tadını çıkarırken, biz insanlar için geride bulduğumuzdan daha iyi bir dünya bırakmak bir zorunluluktur. Bu, liderliğimizin diğer konuların yanı sıra iklim değişikliği konusuna yaklaşımındaki temel ilkedir.
Doğal kaynakların adil ve hakkaniyetli kullanımı ile gelecek nesillerin farkındalığı, sürdürülebilirliği gerçeğe dönüştürebilecek gerçekten etkili çözümlerle sonuçlanabilir. İnsanlığın ortak geleceği, çevre bilincimize ve daha sürdürülebilir bir yaşam tarzına olan bağlılığımıza bağlıdır.
Hem Başkanımız hem de First Lady’miz bu ilkeleri günlük yaşamlarında uygulamakta ve herkesin örnek alması gereken birer model teşkil etmektedirler.
First Lady’nin öncülük ettiği sıfır atık hareketi, ülkemizde bazıları uluslararası tanınırlık kazanmış sayısız girişim ve projeye yol açmıştır. Bazı kamu ve özel kuruluşlarımız sıfır atık hedeflerine kısa sürede ulaştı.
Örneğin Türk Havacılık ve Uzay Sanayii, atıklarının yüzde 99’unu geri dönüştürmeyi başardı. Bazı belediyelerimiz atık yönetimi ve kompost projeleriyle Avrupa kurumları tarafından ödüllendirildi. Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız bu tür projeleri teşvik eden hibeler sağlamaktadır.
Tarım ve Orman Bakanlığı, bugünlerde giderek daha değerli bir kaynak haline gelen su israfı gibi sorunları ele almak için projeler üretiyor. Plastik poşet kullanımını caydırmak için ücretler ve çöp atmayı, tehlikeli madde kullanımını, hava kirliliğini ve hatta gürültü kirliliğini önlemek için cezalar uygulamaya başladık.
Ülkemizdeki pek çok yaratıcı zihin sıfır atık hareketinden ilham alarak farkındalık yaratmak için plastik ve diğer atık ürünlerden sanat eserleri yarattı.
Türkiye, uluslararası forumlarda sıfır atık önlemlerini savunan lider ülkelerden biri olmuştur. First Lady Erdoğan her fırsatta dünyaya tüketim kalıplarımızı yeniden düzenlememiz ve geride ne bıraktığımıza dikkat etmemiz gerektiğini hatırlattı.
Faaliyetlerimize güç sağlamak için yeni enerji kaynakları bulmayı düşünmek önemli olmakla birlikte, karbon ayak izimizi azaltmak tüketim alışkanlıklarımızla başlar. Dönüştürücü teknolojiler ve daha temiz enerji kaynakları, iklim değişikliği sorunlarının ele alınmasında önemli bir rol oynayacaktır.
Ancak, vatandaşlar sıfır atık hareketinin bilinçli ve aktif katılımcıları olmadıkça bunlar yeterli olmayacaktır. Atıkları tüketim düzeyinde ortadan kaldırmak, faaliyetlerimiz sonucunda ortaya çıkan plastik veya diğer kimyasal atıkları geri dönüştürmeye çalışmaktan nispeten daha kolaydır. Sıfır atık hareketinin ülkemize kazandırdığı bilinçli tutum budur ve bu tutumun BM gibi kurumlar tarafından kabul gördüğünü görmek memnuniyet vericidir.
Hükümetimiz, gelecek nesiller için sürdürülebilir bir dünya adına çevremizi korumak ve karbon ayak izimizi azaltmak için harekete geçmeye kararlıdır. Hem Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan hem de eşleri Emine Erdoğan, bunu gerçeğe dönüştürecek tedbirleri hayata geçirmek ve hem ulusal hem de küresel düzeyde farkındalığı arttırmak için yoğun çaba sarf etmektedir.
Covid-19 salgını bize küresel zorlukların küresel dayanışma ve işbirliği olmadan ele alınamayacağını gösterdi. Günümüzün çevresel zorluklarının üstesinden gelinmesi söz konusu olduğunda da aynı şey geçerlidir. Uluslararası sistemdeki tüm istikrarsızlıklara rağmen Türkiye, daha sürdürülebilir bir gelecek için benzer düşünen uluslarla birlikte çalışmaya kararlıdır.
Türkiye’nin sıfır atık kararının BM tarafından kabul edilmesinden yararlanarak bu gündemi daha da ileriye taşıyalım. Sorumlu ve bilinçli tüketim, küresel iklim değişikliği sorunlarının ele alınmasına yönelik her türlü ciddi stratejinin bir parçası olmalıdır. Liderlerimiz üzerlerine düşeni yapıyorlar ve dünya liderleri de onlara katılmalıdır.
yazı ingilizce olarak https://www.aljazeera.com yayınlanmıştır…..
