“Ejderha adam” (Dragon man) Çin’in Heilongjiang eyaletinin Harbin bölgesinde bulunan başka bir insan türüne ait kafatasının adıdır. Analizler sonucunda bazı bilim insanları kafatasının yeni bir insan türü olan Homo longi’ye ait olduğunu düşünmektedir. Ancak diğer uzmanlar kafatasının, henüz kafatasını keşfedemediğimiz bir başka insan türü olan Denisovalılarınkine benzediğini düşünüyor.
Ejder Adam’ın hikâyesi, şimdiye kadar duyduğunuz en şaşırtıcı hazine avı hikâyelerinden biri olabilir. Bu hikayede her şey var – kaçakçılık, bilimsel tartışmalar ve bildiğimiz tarihi yeniden yazma kapasitesi.
Ve şöyle başlıyor.
1933 yılında bir inşaat işçisi eski bir insan kafatası olduğunu düşündüğü bir şeye rastladı. Bu gizemli kafatasını Çin’in Heilongjiang eyaletinin Harbin bölgesinden geçen Songhua Nehri kıyısında buldu. Eyaletin adı kelimesi kelimesine Kara Ejder Nehri anlamına gelmektedir.
Bu nedenle, orijinal konumun onuruna kafatasına ‘Ejder Adam’ lakabı takıldı.
Şimdi de keşfi çevreleyen tuhaf olaylar dizisi başlıyor. İddiaya göre bu kafatası inşaat işçisinin evine kaçırıldı ve 80 yıl boyunca burada saklı kaldı!
İşçi ölüm döşeğindeyken keşfini ailesine açıkladı. İsimsiz bir aile üyesi daha sonra bir paleontolog aradı. Fosili, bugün hala bulabileceğiniz Çin’deki Hebei GEO Üniversitesi Yerbilimleri Müzesi’ne bağışladılar.
Kafatasını gün ışığına çıkaran aile üyesinin gerekçeleri hakkında kesinlikle spekülasyonlar vardı. Belki de kafatasının yasadışı olarak bulundurulmasından endişe ediyorlardı ya da evlerini ölülerle paylaşma fikrinden hoşlanmıyorlardı. Sebep ne olursa olsun, paleontolog gizli bir toplantı ayarladı ve Ejderha Adam gerçeğini ortaya çıkarmak için çalışmaya başladı.
Devam etmeden önce, paleontolog Ji Qiang’ın, gerçek olamayacak kadar iyi göründüğü için aile üyesinin kendisine anlattığı hikayenin tamamına inanmadığını belirtmek gerekir.
Yeni bir insan türüne ait kafatası
Bu kafatasını inceleyen bilim insanları onu yeni bir tür olarak sınıflandırdı ve bu türe -Homo longi- adını verdi. Bilim insanlarının yorumunu anlamak için, meşhur kafatasının taslağına kendimiz bir göz atalım.
Ayrıca ‘Ejder Adam’ın bazı harika resimleri için orijinal makaleye bakmanızı tavsiye ederim.
Paleontolog ve meslektaşları kafatasının kafatası kapasitesi (beyninizi barındıran kısım) de dahil olmak üzere çeşitli ölçümlerini yapmış ve kafatasının 1420 mL kapasite ile diğer birçok hominid türünden daha büyük olduğunu bulmuşlardır. Bu kafatası şaşırtıcı bir şekilde modern insana benziyor.
Yazarlardan biri kafatasının morfolojisini tanımlarken Live Science’a şunları söyledi: “[…] Yüzü, burnu ve çenesi çok genişti ve büyük gözleri vardı. Ancak yüzü alçak boyluydu, elmacık kemikleri narindi ve modern insanda olduğu gibi beyin gövdesinin altına sıkışmıştı.”
Modern insana benzer özelliklerin yanı sıra, bu kafatası da antik, tarih öncesi insan gibi güçlü bir kaş çıkıntısına sahipti.
İnanılmaz keşif öyküsünü araştıran grup, kafatasının gerçekten de Harbin bölgesinden olduğunu doğruladı. Jeokimyasal testler yaptılar ve Ejderha Adam’ın kimyasal bileşiminin aynı bölgedeki diğer fosillerle benzerlik gösterdiği sonucuna vardılar. Kafatasının en az 146.000 yaşında olduğunu ve belki de daha da eski olabileceğini iddia ediyorlar.
Bu da varoluş yaşını Pleistosen dönemine, yani Büyük Buzul Çağı dönemine yerleştirir!
Bu gerçekten yeni bir insan türü mü?
Kafatasının tanımından vurgulanması gereken önemli bir husus, Ejderha Adam’ın modern (örneğin, hassas elmacık kemikleri) ve antik (örneğin, güçlü kaş sırtı) insan benzeri özelliklerin bir karışımına sahip olmasıdır. Bu benzersizlik, bilim insanlarının bu türün yeni bir insan türü olduğunu iddia etmelerinin ve onu uzun süredir kayıp olan akrabamız olarak adlandırmalarının nedenidir.
Bu türlerin insan evrim hikayesinde nereye oturduğunu anlamak için bilim insanları, bilinen diğer türlerle karşılaştırırken kapsamlı bilgisayar analizleri gerçekleştirdiler.
Antik çağda keşfedilen tüm iskeletlerin DNA örneklerine sahip olmadığımız için, bilim insanları bir soy ağacı oluşturmak için kafatasının özelliklerine güvendiler.
Analizler, bu türün bize Neandertallerden bile daha çok benzediğini gösteriyor.
İnsan evriminin herkesin iddia ettiği gibi doğrusal olmadığını unutmayın. Neandertaller, Denisovalılar ve modern insanlar gibi bir dizi farklı insan türünün bir arada yaşadığı ve birbirleriyle çiftleştiği bir zaman vardı. Ancak bizim türümüz olan Homo sapiens, şu ya da bu nedenle gelişti ve bugün hayatta olan tek hominid olarak kaldı.
İnsan evrimine genel bir bakış sunan bir başka makale de bu web sitesinde bulunabilir. Evrimimiz hakkında daha fazla bilgi edinmek istiyorsanız mutlaka göz atın.
Bununla birlikte, herkes bu kafatasını yeni bir tür olarak kabul etmeye hazır değil. Cambridge Üniversitesi’nden bir profesör Ejderha Adam’ın aslında bir Denisovan olduğu konusunda ısrar ediyor.
Denisovan (farklı bir insan türü), bir grup Rus arkeoloğun Rusya’daki Denisova mağarasında bir insan parmak kemiğini ortaya çıkarmasının ardından keşfedildi. Bir serçe parmağı kemiği bulmaları ve hatta bunun ne olduğunu söyleyebilmeleri şaşırtıcıdır!
Harvard Tıp Fakültesi ve Max Planck Enstitüsü’nden bilim insanları DNA analizi sonucunda DNA’nın Neandertallere ya da modern insanlara benzemediğini tespit etti. Bu nedenle, bu yeni insan türü grubuna Denisovalılar adını verdiler.
Denisovalıların yaklaşık 300.000 yıl önce Asya’da yaşadıkları söylendiğine göre, Çin’de bir kafatası keşfedilmesi Denisovalılar için nihayet bir yüze sahip olabileceğimiz anlamına gelebilir.
Ejderha Adam çalışmasının yazarı, bunun muhtemelen Denisovan türüne ait olabileceğini kabul ediyor. Live Science’a şunları söyledi: “[…] Ancak tam bir kafatası (ya da daha iyisi, tam bir iskelet!) ile tam bir Denisovan genomuna sahip olana kadar, bu soruyu doğru bir şekilde çözemeyiz, sadece olasılıklar hakkında konuşabiliriz.”
Sonuç
Bir kafatasının çalınması ve 80 yıldan uzun bir süre saklanması kesinlikle hoş karşılanmasa da, Ejderha Adam’ın keşfi umarız insanoğlunun evrimi hakkında bize yeni bilgiler verecektir. Ejderha Adam’ın yeni bir tür mertebesine yükselip yükselmeyeceğini ya da kafatasının sadece garip arka planı için ölümsüzleştirilip ölümsüzleştirilmeyeceğini zaman gösterecek. Sonuç ne olursa olsun, keşiflerimizi paylaştığımız sürece hepimizin tarihi şekillendirme gücüne sahip olduğumuzu unutmayın!
Yararlanılan kaynaklar
