Geliyor Gelmekte Olan!
Dont Up Look filmini ben de seyrettim.
Bütün dünya Türkiye’ye benzerse nasıl bir gezegen olurdu bu âlem?
Filmin mevcut dünyayı anlatması, mizahın gücü ve sarakaya alma yoluyla. Her şey parlak ışıklar altında oluyor. Sadece “gerçek” cüzzamlı muamelesine tabii tutuluyor. Çünkü gerçek artık makyajlanan, parlak kâğıttan kuyruklar eklenen bir genişleme, yayvanlaşma, kokuşmaya bulanıyor.
Saçmalığın bir yönetim ve yaşam tarzı olduğu dünyada hiçbir gerçek insanları kurumları devleti, etkilemiyor artık. Saçmalık her şeyi gülmekle ağlamak arasında bir şaşkınlığa sürüklüyor.
Posttruth çağında insanlar kadar devletler ve kurumlar yalan üretme merkezine dönüşmüş. Öncelikle beklentiler yönünde kaypaklaşıyor gerçek.
“Fakirlere fakir olmak istemiyorsanız sayısal loto rakamlarını iyi seçiniz!” diyen başkanlar var. İzmir Konağa gidip piyangonuzu garantili ikramiye çıkacak biletlerden seçmeyi bilmiyorsanız şikâyet etmeye de hakkınız yok” diyen milliyetçi vatanseverler var.
Dünya için felaket olacak bir kuyrukluyalan( pardon yıldız) kıyameti getirecek. Bütün dünya ortadan kalkıp herkes ölecek.
Kapitalistler bu felaketi zenginleşme sebebi görmekten kendisini alamıyor. Üstelik kitlelere fakirliği ortadan kaldıracak sonsuz bir sermaye müjdesi ile sunuluyor. Tıpkı doğalgaz, petrol, altın kuyuları bulunması gibi.
Yalnız küçük bir sorun var, zaten “zengin olan bir gurup aşağılık insanı daha da zengin etmek” siyaseti her şeyi berbat edebilir. ”Zenginlik madenini bulmak önemli değil iş onu elverişli bir şekilde işletip sermayeye katabilmek” Baştan niyet bozuk olunca güçlünün planları da yolunda gitmez çoğu zaman. Tam garantili teknoloji de çuvallayabilir.
Her zaman işler yolunda gitmez tabii. Temenni ile gerçekler değişmez. Kaderimiz gibi. Yaşanacak yaşanacaktır. Sadece aptallığın insanlığı kuşatan zırhları kafamızı gözümüzü yarmasa.
Siyasetin niyeti doğal olarak bana ne kadar oy getirir bu olay.
Onlar “şeytanî” denebilecek zekâya sahip değil ki. Sadece yönetim için emrine verilen güçlerle eksik kalan zekâyı şiddetle tamamlıyor. Olmazsa dünyayı kaderine terkedip Mars’a (veya yaşanabilir başka bir gezegene) kaçarlar.
Her şey kameralar karşısında olup bitiyor. Haber kuşağının adı Günlük Yırtık… Hayatı, dünyayı yırtan gerçeklere makyaj süren tv haber programı. Dünyaya çarpacak “gezegen katili”ni bile heyecan verici bulan tv.ciler anchorman.
Yalanın egemenliğine karşı çıkanlar için kullanılan tedbir: “Bu adamı sistemden çıkaracağız!”
Filmden çıkarılacak ders: Belki de yalnızca güçten zevk alıyoruz.
Ölüm yaklaşınca ‘andan” keyif almak kalır size. Ve ancak ‘amin’ diyebileceğiniz son duayı dindarlar okuyabilir.
Her şeyi bir kenara bırakın. Veri imparatorluğu algoritma ile sizi sizden daha iyi tanıyabilir. Artık öyle güçlenirler ki, hükmedecekleri halk kalmayınca hayat onları Adem-Havva ıssızlığında can sıkıntısına götürür.
Sıradan insanlar kıymetinizi bilin. Siz iktidarlara, ikonlara, politik ideolojilere hayat veren karıncalarsınız.
Kameraya gülümseyin ve sosyal medyada yayınlayın bu resmi.
Yoksa kimse sizin farkınızda değil.
Gerçek nasıl buharlaşır, anlamak için Yukarı Bakma (Dont Up Look) filmini seyredin.
Veri imparatorları haberdar olsun sizden. Yoksa sıkıcı filmlerle sizleri can sıkıntısına mahkum ederler.
Renkli bir dünya elbirliği ile delirmekten geçecek.
