Bakan Hulusi Akar: Bildiriyi yazanlar bedeli neyse ödeyecekler

21 mins read
Akar: Bildiriyi yazanlar bedeli neyse ödeyecekler

 Bakan Hulusi Akar: Bildiriyi yazanlar bedeli neyse ödeyecekler

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar’ın  “Yerli ve Milli Teknoloji İle Güçlenen Mehmetçik’in Yaşam Sergisi” katıldığı programda soruları cevapladı.  Habertürk TV Ankara Temsilcisi Bülent Aydemir imzasıyla yayınlanan röportaj haberde  “Milli Savunma Bakanı Akar: Bildiriyi yazanlar bedeli neyse ödeyecekler” ifadesi başlık olarak kullanılıyor

Milli Savunma Bakanı Akar: Bildiriyi yazanlar bedeli neyse ödeyecekler

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar ile birlikte Kara Havacılık Okulu’nda kurulmuş olan; sınır bölgelerimizde ve sınır ötesindekilerle aynı özellikleri taşıyan bir mobil üs bölgesini ziyaret ettik. Pandemi kısıtları olmasaydı bu ziyaret sınırdaki bir üs bölgemize yapılacaktı ancak Mehmetçiğin terörle mücadelede gösterdiği özveri, vatan sevgisi ve mücadele ruhunun izlerini, burada kurulmuş üs bölgesindeki personelde de görmek mümkündü. Terörle mücadelede geçmişe oranla büyük üstünlük ve başarı getiren üs bölgelerinde bulunan; silah, malzeme, teçhizat, araç-gereç, gece görüş kabiliyetleri, kameralar, kurşun geçirmez/rokete dayanıklı sığınaklar, mobil unsurlar, İHA ve SİHA’lar, zengin kumanya imkanları göğsümüzü kabarttı.

Milli Savunma Bakanı Akar, her türlü teknik imkân ve kabiliyete rağmen, insan unsurunun önemine ve Mehmetçiğin sahip olduğu ruha dikkat çekerken, “Artan tempoda, yükselen bir ruhla teröristlerin peşindeyiz. Lamı cimi yok. Kaçtığı yere kadar kovalayacağız” diyordu ve saha hakimiyetinin önemine dikkat çekiyordu. Türk Silahlı Kuvvetleri’nin yeni anlayışı ise bu üs bölgesine asılmış pankartta, “Etkin, Caydırıcı, Saygın Türk Silahlı Kuvvetleri” yazısıyla dikkat çekiyordu. “Yerli ve Milli Teknoloji İle Güçlenen Mehmetçik’in Yaşam Sergisi”nde; sahra fırınında hazırlanmış asker ekmeği yiyip, karavanadan çorba içtiğimiz programın sonunda Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, sorularımızı da yanıtladı. Bakan Akar, şunları söyledi:

Bakan Hulusi Akar: Bildiriyi yazanlar bedeli neyse ödeyecekler 1

104 AMİRALİN BİLDİRİSİ

(Bildiri yayımlayan amirallerin içeri ile bir bağlantıları var mı? Buna kim bakacak?)
Bunları savcılık inceliyor, istihbarat bakıyor, biz de bakıyoruz. Kim nerelere gitmiş, kimlerle görüşmüş bakılacak.
Türk Silahlı Kuvvetlerini kullanıyorlar. Bunu görüyorsunuz değil mi? Bu arkadaşların Silahlı Kuvvetlerde bir görevi, sorumluluğu var mı? Yok. Dolayısıyla bunlar kendi içlerinde, kendi egoları doğrultusunda, ben bilirim, ben ederim anlayışı içinde. Devletin; Dışişleri, İçişleri, Milli Savunma bakanlıkları var, MİT var, Genelkurmay var, Kuvvet Komutanlıkları var. Burada onlarca insan çeşitli konularda görev ve sorumluluklarının bilinci içinde kendi konularına çalışıyor. Üniversiteler var. Sorumlu ve görevli olan herkes her şeyi çalışıyor. 104 kişiyi bir şekilde manipüle ediyorsun, bir araya getiriyorsun. Haddini aşan bir bildiri bu. Neye hizmet ediyor? Moral motivasyon bozuyor, düşmanı sevindiriyor, birliği beraberliği bozuyor.

(Bildiri ile ilgili dış bağlantı söz konusu mu?)
Bu olayların üst üste gelmesi bir plan mı, program mı, tesadüf müdür… Bunlardan ziyade somut, mekanik olaylara bakacağız. Yetkisi, sorumluluğu, görevi olmadan bu insanlar bir araya gelmişler. Mekanizmanın nasıl olduğunu savcılık ortaya çıkaracak. İlk metni kim hazırladı, nasıl dağıttı belirlenecek. Bu işe katılmayan 86 emekli amiral de var. Onlar girmiyor bu işe. Mekanizma nasıl oluştu onu anlamaya çalışıyoruz. Bunun arkasında ne var, başka şeyler olabilir, başkaları bundan örnek alabilir. Bunlar okumuş, yazmış insanlar, yaptıkları işin nereye varacağını bilmek zorundalar. Dolayısıyla bunun bedeli neyse ödeyecekler.

ABD-RUSYA ARASINDA DENGE POLİTİKASI

Irak’ın kuzeyinde PKK kalmayacak. En son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar mücadelemiz devam edecek. Bunun için yapılması gereken ne varsa, mümkünse Iraklı kardeşlerimizin kendi ülkelerini teröristlerden temizlemesi, değilse bizimle beraber yapmaları değilse biz yapmak zorundayız. Ülkemizi ve milletimizi korumak ve kollamak, vatandaşlarımızın güvenliği için yapmak zorundayız. İster Irak’taki NATO varlığı ister ABD-Rusya dengesi ister Akdeniz ister Karadeniz hangisi olursa olsun buradaki uluslararası diplomatik, politik, güvenlik ortamı son derece dinamik. Dolayısıyla bu dinamik ortamda Türkiye Cumhuriyeti Devleti olarak asil milletimizin hak alaka ve menfaatlerini korumak ve kollamak için gece gündüz demeden bütün bu aktörleri, faktörleri değerlendirerek vatandaşımızın hakkını, menfaatini korumak için faaliyet gösteriyoruz; göstermeye devam edeceğiz. Dinamik bir ortam var. Gözümüzü, kulağımızı açmak mecburiyetimiz var. Büyük bir hassasiyet ve dikkatle… Sayın Cumhurbaşkanımızın temaslarını görüyorsunuz. Bizler de diğer ilgili ve yetkililer, gece gündüz çalışıp bu hedeflere ulaşmaya çalışıyoruz.

NATO’nun içindeyiz. NATO’nun üyesi olarak orada varlığımız olacak. Hem NATO kapsamında hem de ikili olarak Iraklı kardeşlerimize yardımcı oluruz.
(Ukrayna’nın Türkiye’den askeri danışmanlık talebi var mı?)

Askeri, eğitim, iş birliği konusunda çalışmalarımız var. Bunun dışında savunma sanayi konusunda da projelerimiz devam ediyor.

SARIKLI AMİRALLE İLGİLİ DİSİPLİN SÜRECİ

İdari prosedür devam ediyor.

SEÇKİN TSK

Karada, denizde ve havada egemenlik ve bağımsızlığımız, hak alaka ve menfaatlerimizin korunması ve kollanması ile 84 milyon vatandaşımızın güvenliğinin sağlanması için etkin, caydırıcı ve saygın bir orduya olan ihtiyaç çok açık. Türk Silahlı Kuvvetlerimizin ülkemizde ve yurt dışında NATO dahil seçkin bir yeri var. Bunun her geçen gün daha iyiye gitmesi için gayretlerimizi sürdüreceğiz. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde savunma sanayinde önümüz açıldı ve yerlilik millik oranımız yüzde 70’lere geldi. Önümüzdeki dönemde çok daha fazla çalışmamız gerektiğinin farkında ve bilincindeyiz. Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde Türkiye’nin ilgi ve etki sahası genişledi. Dünya, bizim ilgi alanımız haline geldi. İlgi alanımızın artmasıyla görev ve sorumluluğumuz da arttı.

TERÖRLE MÜCADELE

Bütün istihbarat raporları şunu gösteriyor; teröristler Mehmetçiğin nefesini daima enselerinde hissediyorlar. Bu sonuna kadar devam edecek. Taarruzi bir anlayış ve artan bir şiddetle operasyonlarımız devam edecek. Ne zamana kadar? En son terörist etkisiz hale getirilinceye kadar. Böylece uzun yıllardan beri devam eden terör belasından asil milletimizi kurtaracak ve güvenliği sağlayacağız. Örneğin bir aile buradan arabayla çıkacak, Diyarbakır’a, Şırnak’a, Hakkari’ye, Yüksekova’ya, Mardin’e gidecek. Orada dolaşacak, dağlarda yürüyüş yapacak ve bunun için ekstra bir güvenlik önlemi alınmayacak. İşte bu terörün bittiği anlamına gelir. Bizim için varılması gereken nokta bu. TSK terörle mücadelesine yaz-kış demeden hiç temposunu bozmadan devam etti. İçeride ve dışarıda şartlara bakmaksızın teröristlerin peşinden, etkisiz hale getirmek için yapılması gereken ne varsa yaptık, yapmaya devam edeceğiz. 1 Ocak’tan itibaren 723 terörist Irak ve Suriye’nin kuzeyinde etkisiz hale getirildi.

SİNCAR VE MAHMUR HEDEFİ

Bakan Hulusi Akar: Bildiriyi yazanlar bedeli neyse ödeyecekler 2

Irak’ın toprak ve siyasi bütünlüğüne, anayasal düzenine saygılı olduğumuzu konusunda samimiyiz. Komşumuzun barış ve istikrar içinde olmasını istiyoruz. Diğer taraftan da Bağdat ve Erbil’e 40 yıldır devam eden ve binlerce şehit verdiğimiz bu terör belasını bitirmeye kararlı olduğumuzu ilettik. (Sincar ve Mahmur’daki terörist varlığı) Yaptığımız görüşmelerde buraları yakından takip ettiğimizi, oradaki terörist faaliyetleri bildiğimizi, Bağdat’ın bu konuda gerekli tedbirleri almasını beklediğimizi ve bu konuda her türlü desteğe hazır olduğumuzu kendilerine bildirdik. Oradaki teröristlerin temizlenmesi işinin Irak’ın toprak ve siyasi bütünlüğüne uygun şekilde çözülmesinden yanayız. Ama diğer taraftan da vatandaşlarımızı ve sınırımızı korumak bizim asli görevimiz. Terör nerede olursa olsun bitecek.

SURİYE’NİN KUZEYİ

Hayatın normalleşmesi için elimizden gelen gayreti gösterdik, göstermeye devam ediyoruz. Birileri oradaki huzuru, istikrarı, ateşkesi bozmak için elinden gelen gayreti gösteriyor. Bazen bombalı araç saldırısı düzenliyor, bazen roket, top atıyorlar. Hastaneleri dahi vuruldular. Suriye kuzeyi çok faktörlü ve çok aktörlü bir alan. Denklemi kurmanız çok zor. Onun için her an her şey olabilir. Bu nedenle her an herkes tetikte olacak, arkadaşlarımıza da bunu söylüyoruz. Ateşkesi ve istikrarı korumak için yapılması gerekenleri, kazanımların kaybedilmemesi için yapılması gerekenleri her seferinde anlatıyoruz. Suriye’nin kuzeyinde doğrudan Ruslarla konuşuyoruz. Arazideki Türk-Rus general görüşüp değerlendirmelerde bulunuyorlar. Saldırılardan duyulan rahatsızlığı belirtmek için 25 Mart’ta Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu ile görüştük. Yapıcı bir görüşme oldu, karşılıklı görüş alışverişinde bulunduk. Bazı önlemlerin alınması konusunda mutabakata vardık. Saldırılara ilişkin elimizdeki bilgi ve belgeleri bir mektupla kendilerine ilettik. Bu konuda önümüzdeki dönemde gelişme olmasını bekliyoruz.

TERÖR KORİDORU TAHRİP EDİLDİ

Irak ve Suriye’nin kuzeyindeki operasyonlarla terör koridoru tahrip oldu. İçimizden, dışımızdan bu operasyonlara karşı yorum yapanlar oldu. Ama bu yorumlar matematiğe aykırı. Eğer TSK gerekli tedbirleri almasaydı bugün Suriye’deki oluşumları bir düşünün. Ülkemizin güneyinden herhangi bir tehdidi kabul edemeyiz. Bugün bazılarının ümitlerinin yeşerdiğini, bazı girişimler içinde olduklarını görüyoruz. Muhataplarımıza açıkça söyledik, 84 milyon gerekirse ölür, şehit oluruz ama bir terör koridoruna asla müsaade etmeyiz.

Suriye’de bir anayasa, seçim yapılması konuşuluyorsa bu, yaptığımız operasyonlar sayesinde oldu. Eğer bu operasyonlarımız olmasaydı terör koridoru başka şeye dönüşür, mülteci sayısı daha da artar, rejim kim bilir kaç masum Suriyeli kardeşimizi daha katleder, bölgedeki radikalleşme artardı. Şu an bizim güvenliğini sağladığımız harekat alanlarına bir milyon Suriyeli daha güvenli, gönüllü ve saygın bir şekilde döndü. Bunların 450 bini İdlib’deki topraklarına geldi. NATO ve AB’nin güney sınırlarını biz koruyoruz. Teröristlerin Avrupa’ya geçmesini biz engelliyoruz. NATO Genel Sekreteri Stoltenberg bunu her yerde ifade ediyor.

YUNANİSTAN VE EGE

Biz sorunların çözümü için her zaman diyalog, iyi komşuluk ve uluslararası hukuk diyoruz. Her şeye rağmen diyalog diyoruz. Ancak bizimle alay eder gibi, Yunan komşumuzun dünyada ve tarihte eşi benzeri olmayan uygulamaları var. Karasuları 6 mil hava sahası 10 mil diyor. Dünyada böyle bir uygulama var mı? Uluslararası anlaşmalara saygı diyoruz. Lozan, Paris uluslararası anlaşma değil mi? Bu anlaşmalarda 23 ada silahlandırılamaz diyor. 16’sını silahlandırdınız sonra da çıkmış, “Türkler bizi tahrik ediyor” diyorlar. Çok kaba ve terbiye sınırları ötesinde söylemleri olan bir Genelkurmay Başkanları var. Türkiye’ye uzaklığı 1950 metre olan 10 kilometrekarelik Meis için 40 bin kilometrekare deniz yetki alanı istiyorlar. Bu nasıl mantık, buna hayır deyince gerilimi tırmandırmış oluyoruz. Tehdit dilinin bizim için hiçbir kıymet-i harbiyesi yok. Uluslararası değerler ve anlaşmalar çerçevesinde görevimizi yaptık, yapmaya devam edeceğiz. Biz hak, alaka ve menfaatlerimizi korumakta kararlıyız, azimliyiz ve buna muktediriz. Ama bunu söylemek tehdit değil. Diğer yandan da konuşalım diyoruz, bu da acziyet değil. Yunan komşumuzdan başkalarına güvenerek nara atmamalarını, kendi boy ve kilolarına uygun davranmalarını bekliyoruz. Yunanistan’ın ekonomik durumu malum. Dünyanın parasını silahlanmaya harcayarak en büyük zararı kendi halkına veriyor. Silahlanma yarışına girmeleri matematiksel olarak yanlış. 3-5 silah, uçakla bu denklem değişmez. Kıbrıs’ta çözüm bağımsız iki devlet; açık ve net…

LİBYA MESELESİ

Libyalı kardeşlerimizin haklı davasında yanlarında olmaya devam ediyoruz. En sıcak zamanda orada olmayanlar şimdi orada olmaya başladı. Libya’da askeri eğitim, yardım ve danışmanlık faaliyetlerimiz sürüyor. Hayatın normale dönmesi için mayın ve EYP temizliği yapılıyor.

AZERBAYCAN

Can kardeşlerimizle sıkı iş birliğimiz devam ediyor. Karabağ’da mayın temizliğinin yanı sıra kardeşlerimizle askeri eğitim faaliyetlerimiz ve tatbikatlarımız devam ediyor.

Devamı için tıklayın

 

FİKRİKADİM

The ancient idea tries to provide the most accurate information to its readers in all the content it publishes.


Fatal error: Uncaught TypeError: fclose(): Argument #1 ($stream) must be of type resource, bool given in /home/fikrikadim/public_html/wp-content/plugins/wp-super-cache/wp-cache-phase2.php:2386 Stack trace: #0 /home/fikrikadim/public_html/wp-content/plugins/wp-super-cache/wp-cache-phase2.php(2386): fclose(false) #1 /home/fikrikadim/public_html/wp-content/plugins/wp-super-cache/wp-cache-phase2.php(2146): wp_cache_get_ob('<!DOCTYPE html>...') #2 [internal function]: wp_cache_ob_callback('<!DOCTYPE html>...', 9) #3 /home/fikrikadim/public_html/wp-includes/functions.php(5420): ob_end_flush() #4 /home/fikrikadim/public_html/wp-includes/class-wp-hook.php(324): wp_ob_end_flush_all('') #5 /home/fikrikadim/public_html/wp-includes/class-wp-hook.php(348): WP_Hook->apply_filters('', Array) #6 /home/fikrikadim/public_html/wp-includes/plugin.php(517): WP_Hook->do_action(Array) #7 /home/fikrikadim/public_html/wp-includes/load.php(1270): do_action('shutdown') #8 [internal function]: shutdown_action_hook() #9 {main} thrown in /home/fikrikadim/public_html/wp-content/plugins/wp-super-cache/wp-cache-phase2.php on line 2386