Terzi İle Testi
Bir varmış bir yokmuş. Çok eski zamanlarda Rey şehrinde dükkanı mezarlık yolu üzerinde olan bir terzi varmış ve çaresiz bir kimse ölüp de onu mezarlığa götürdüklerinde terzi dükkanının önünden geçiyorlarmış.
Bir gün terzi şehirde kaç kişinin öldüğünü saymayı düşünmüş; okuma yazmayı ve hesap yapmayı bilmediğinden şöyle bir düşünmüş ve duvara bir çivi çakmış; o çiviye bir testi asmış ve yanına bir avuç çakıl taşı bırakmış. Ne zaman dükkanının önünden bir cenazeyi mezarlığa götürseler testiye bir çakıl taşı atıyormuş; ay sonunda testiyi boşaltıyor, taşları sayıyor ve o ay içerisinde kaç kişinin öldüğünü hesaplıyormuş.
Yavaş yavaş terzinin komşuları da bu durumu anlamışlar; bu durum onlar için bir eğlence konusu olmuş ve onunla konuşurken “Peki, durum nasıl gidiyor?” diye soruyorlarmış; terzi de “Bugün bugün testiye iki kişi düştü!” diyormuş.
Bir zaman geçmiş ve aniden terzi hastalanmış ve dünyadan göçmüş, sonra da dükkanı kapanmış; ondan birkaç gün sonra birisinin terziye işi düşmüş; o kişinin terzinin öldüğünden haberi yokmuş; adam terzinin dükkanına varıp da dükkanı kapalı görünce terzinin komşularından birine terzinin nerede olduğunu sormuş.
Terzinin komşusu şöyle demiş: “terzi de testiye düştü.”
O günden sonra bu söz darbımesel olmuş ve bir kimse daha önce hakkında konuştuğu bir belaya düçar olduğunda “Terzi testiye düştü.” denilir olmuş.
Uyarlayan: Mehdî ÂZERYEZDÎ
Güzel Çocuklara Güzel Hikayeler (قصّههای خوب برای بچّههای خوب)
Kâbûsnâme’den Seçmeler
Farsçadan çeviren: Ersin SELÇUK
Video Linki:
