Heft-sîn Sofrasındaki Unsurların Felsefesi

10 mins read
Heft-sîn Sofrasındaki Unsurların Felsefesi

Heft-sîn Sofrasındaki Unsurların Felsefesi

Heft-sîn Sofrasındaki Unsurların Felsefesi

Nevruz, İranlıların en büyük milli bayramı, binlerce yıllık bir geçmişe sahiptir. Çok eski zamanlardan bu yana İran platosunda yerleşik Aryaîler yılın ilk gününde ve baharın başlangıcında özel bir merasim düzenlemişler, o günü sevinç ve neşe içinde geçirmeye çalışmışlardır..

İran’ın kadim törenlerinde her bir kutlama için, içinde çeşit çeşit yiyecekler bulunan bir “Sofra” hazırlanırdı. Nevruz sofrasına “Heft-sîn” denilirdi ve bu sofranın diğer sofralardan daha renkli olması gerekiyordu.

Heft-sîn sofrası genellikle yeni yılın başlamasına birkaç saat kala hazır olur ve yerden yüksekçe bir yere serilirdi. Nevruzda kurulan Heft Sîn sofrası  7 (yedi) kutsal rakamı üzerine bina edilirdi.

Yıllardır Heft-sîn sofrasını yeni yıl başlarken evlerde hazırlıyoruz ve onu daha bir güzel ve daha bir görkemli hale getirmek için uğraşıyoruz. Fakat Nevruz’da kurulan  Heft-sîn sofrasının ve bu sofradaki unsurların her birisinin arkasında ne tür bir felsefe bulunduğunu bilmemiz fena olmayacak.

Bilgelik ve Doğuşun Sembolü İğde:

İğdeyi yeni yılın başlaması ile beraber yaptıkları bütün işleri ölçülü bir şekilde yapacakları konusunda herkesin kendi kendilerine söz vermeleri niyetiyle Heft-sîn sofrasına bırakırlar; çünkü iğde ölçülü hareket etmenin sembolü ve akla hareket etmenin nişanesidir.

İğde bilgelik ve doğuşun sembolüdür. İğde olgunlaştığında kokusu havaya saçılan bir meyvedir. Aynı zamanda insanın hislerinin daha güçlü olmasını sağlar. Bu yüzden bazıları Heft-sîn sofrasına bırakılan iğdenin insanların birbirlerine duyduğu ilginin bir sembolü olduğuna da inanırlar. 

Çimen:

Halk çimeni mutluluğun, tazeliğin sembolü, insan hayatının ve insanın doğayla bağının nişanesi olarak kabul eder.

Çimen tazeliğin, bereketin, rızkın ve sevincin sembolüdür. Çimeni Heft-sîn sofrasına, beşeriyetin iyi tabiatlı oluş ile bağının nişanesi olarak bırakırlar. İranlılar çimenin Heft-sîn sofrasındaki varlığının yıl boyunca mutluluk ve sevinç getireceğine inanırlar. Çimeni Sîzdehbeder diye adlandırdıkları Nevruzun on üçüncü gününe kadar saklamak ve böyle yaparak kötülükleri ve üzüntüleri bir kenara atmak adettir. Yine bazıları Sîzdehbeder günü çimeni düğümlemenin bahtı kapalı gençlerin bahtının açılmasına sebep olacağına inanır.

Semenu:

Semenu Heft-sîn sofrasının diğer sînlerinden biridir ve gücün sembolüdür. Semenu sabrın ve direnmenin sembolü, adalet ve gücün öğesidir. Semenu un ve buğdaydan hazırlanan güçlendirici bir yiyecektir; kendisine insanı yeniden yaratan yiyecek adı verilir ve E vitamini deposudur, besleyici bir yiyecektir ve semenu Heft-sîn sofrasında güç aleminin bir göstergesi olarak kabul edilir.

Öte yandan semenuyu pişirmek zor olduğundan ve onu hazırlamak için dostlardan ve komşulardan yardım almak gerektiğinden semenu başkalarına ilgi göstermenin, işbirliğinin ve bağlılığın sembolü olarak telakki edilmiştir.

Sabır ve Tahammülün Sembolü Sumak:

İran’ın kadim kültüründe sumak sabrın, tahammülün ve başkalarına katlanmanın sembolüdür. Geçmişte sumağı dövülmüş olarak Heft-sîn sofrasına bırakırlardı ve bu da ailenin babası tarafından sofraya konulmalıydı.

Sağlığın Sembolü Elma:

Elma, sağlık ve güzelliğin sembolüdür; sofraya bırakılan elma, zorluk ve afetlerden uzak olmanın alametidir. Elmayı ailedeki büyükanne ya da büyükbabanın Heft-sîn sofrasına bırakması adettendir; çünkü bir ailenin büyükleri daima kendi aile üyelerinin sağlıkları konusunda endişe ederler.

Sirke:

Heft-sîn sofrasındaki sirke bizi hayattaki zorlukları kabule davet eder.

Sirke, teslimiyetin ve hoşnut olmanın sembolüdür. Hayat daima eziyet, meşakkat ve zahmet ile beraberdir; endişesiz bir şekilde yaşamını sürdürebilen hiçbir sorumluluk ve mesuliyet sahibi insan yoktur. Allah, yeri, göğü ve insanı rahat ve gamsız yaratmamıştır. Eğer bir zorluk ortaya çıkarsa, onda bir hikmet gizlidir ve sirke yüce ve hekim olan Allah’ın hikmeti karşısında teslimiyetin ifadesidir.

Sirke İran edebiyatında ızdırap, gözyaşı ve ağlamayı nitelemek için kullanılır; Mevlana ağlama ve üzüntüden “Sirke saçma” diye bahseder. Heft-sîn sofrasındaki sirke bizi hayattaki zorlukları kabule davet eder.

Sarımsak:

 Heft-sîn sofrasının önemli unsurlarından birisidir.

Sarımsak çevrenin mikroptan arındırılması ve temizliği, beden sağlığı ve ayrıca göz yarasını temizlemenin sembolüdür ve kesinlikle Heft-sîn sofrasına konulmalıdır. Zerdüştlerin inancına göre sarımsak kokusu şeytanları ağlatır. Günümüzde sarımsak göz ve gönül tokluğunun sembolüdür.

Bayram Sofrasındaki Diğer Şeyler

Madeni Para:

Madeni para rızkın, bereketin ve bolluğun sembolüdür. Nevruzdaki Heft-sîn sofrasına madeni  para bırakarak, verimli ve bereketli bir seneyi arzulanır.

Sümbül:

Sümbül mutluluğun, tazeliğin, üretkenliğin ve iyi huylu olmanın sembolüdür. Sümbülün hoş kokusu yıl değişirken iyi ve çok bereketli bir seneyi müjdeleyecektir.

Yumurta:

Renkli yumurtalar Heft-sîn sofrasının süsüdürler. Bu yumurtalar doğurganlığın ve hayatın devamlılığının sembolüdürler.

Kutsal Kitap:

Kutsal kitap da Heft-sîn sofrasının asli unsurlarından birisidir, bu yüzden her bir aile kendi dinine uygun olarak, kabul ettiği kutsal kitabı sofraya bırakır.

Müslümanlar Kur’an’ı, Zerdüştler Avesta’yı, Museviler Tevrat’ı sofralarına bırakırlar.

Ayna:

Ayna aydınlığın sembolüdür ve kesinlikle sofrada bulunmalıdır.

Balık:

Doğurganlığın, tazeliğin, sevincin ve canlılığın sembolüdür.

Mum:

Parlaklık ve aydınlığın sembolüdür.

Farsçası aşağıdaki linkten okunabilir:

https://www.beytoote.com/art/negah-gozashte/year-spread-haftsin.html

Çeviren: Ersin SELÇUK

 

Video linki:

Ersin Selçuk

Ersin Selçuk, Dicle Üniversitesi Fars Dili ve Edebiyatı Öğretim Görevlisi, 1969 İstanbul doğumlu, Evli, dört çocuk babası


Fatal error: Uncaught TypeError: fclose(): Argument #1 ($stream) must be of type resource, bool given in /home/fikrikadim/public_html/wp-content/plugins/wp-super-cache/wp-cache-phase2.php:2386 Stack trace: #0 /home/fikrikadim/public_html/wp-content/plugins/wp-super-cache/wp-cache-phase2.php(2386): fclose(false) #1 /home/fikrikadim/public_html/wp-content/plugins/wp-super-cache/wp-cache-phase2.php(2146): wp_cache_get_ob('<!DOCTYPE html>...') #2 [internal function]: wp_cache_ob_callback('<!DOCTYPE html>...', 9) #3 /home/fikrikadim/public_html/wp-includes/functions.php(5420): ob_end_flush() #4 /home/fikrikadim/public_html/wp-includes/class-wp-hook.php(324): wp_ob_end_flush_all('') #5 /home/fikrikadim/public_html/wp-includes/class-wp-hook.php(348): WP_Hook->apply_filters('', Array) #6 /home/fikrikadim/public_html/wp-includes/plugin.php(517): WP_Hook->do_action(Array) #7 /home/fikrikadim/public_html/wp-includes/load.php(1270): do_action('shutdown') #8 [internal function]: shutdown_action_hook() #9 {main} thrown in /home/fikrikadim/public_html/wp-content/plugins/wp-super-cache/wp-cache-phase2.php on line 2386