Sanat Beyin Fonksiyonunu ve Sağlığını Geliştiriyor
Sanatın beyin işlevini geliştirdiğini kanıtlayan artan miktarda bilimsel kanıt var artık. Beyin dalgaları ve duyguları, sinir sistemi üzerinde etkisi var. Özelikle serotonin seviyelerini yükselttiği artık biliniyor. Sanat, bir kişinin bakış açısını ve dünyayı deneyimleme biçimini değiştiriyor.
Araştırmalar, sanat eğitiminin genel akademik başarıdan sosyal ve duygusal gelişime kadar her şeyi ve çok daha fazlasını etkilediğini kanıtlamak için yeterli miktarda veri sağladı. Sanatın ince motor becerilerinden yaratıcılığa ve gelişmiş duygusal dengeye kadar geniş bir fayda yelpazesi üreten sinir sistemleri geliştirdiğini kanıtlandı. Basitçe söylemek gerekirse, sanat, bireysel ve toplum olarak düzgün işleyişimiz için paha biçilmezdir.
Akılda Akılda Sanat
Beyin araştırmalarından elde edilen kanıtlar, eğitimin ve güzel sanatlara katılımın eğitim süreci için yararlı olmasının birçok nedeninden yalnızca biridir. Nörobilim dünyasının eğitimde önde gelen editörlerinden Eric Jensen’in Arts with the Brain in Mind adlı kitabında belirttiği gibi, “Bütünleşik duyusal, dikkat, bilişsel, duygusal ve motor kapasitelerimizi içeren besledikleri sistemler, aslında, diğer tüm öğrenmenin arkasındaki itici güçlerdir. ”
Sanat ve beynin birlikte nasıl çalıştığına dair bu fikir, Columbia Üniversitesi, Teachers College, Art Education and Research profesörü Judith Burton tarafından yürütülen ve matematik, fen bilimleri ve dil gibi konuların karmaşık bilişsellik gerektirdiğini ortaya koyan başka bir çalışma tarafından desteklenmektedir. Ve “sanat öğrenimine özgü” yaratıcı kapasiteleri barındırmaktadır
Sanat Bilinci Değiştirir
Natural Blaze web sitesindeki makalesinde Jacob Devaney, “Derin bir sanat eserini gözlemlediğinizde, potansiyel olarak sanatçının yarattığı nöronlarla aynı nöronları ateşlemiş olursunuz, böylece yeni sinir yolları oluşturur ve bir ilham durumu uyarırsınız. Bir resmin içine çekilme hissine “somutlaşmış biliş” denir.
“Somutlaşmış biliş” ne demektir?
Beynin sahip olduğu bir başka eğilim de resmin “içinde” olmayı istemektir. Ayna nöronları, resimdeki görüntüleri gerçek duygulara dönüştürür. Bu somutlaşmış biliştir.
Eser ne kadar çok analiz edilirse, beynimizin içinde o kadar fazla yerleşir ve bu da resmin mesajını insan duygularına çevirecektir. Bu nedenle, çöl manzarasını seyretmek, bakan kişide güneşin cilde ve hatta sıcağa temas ettiği hissini yaratabilir
Sanatta Eğitim Ayrılmaz Bir Parçadır
Ve Houston, Teksas Güzel Sanatlar İcra Direktörü olan Bob Bryant’a göre, “Sanatta eğitim, her insanın gelişiminin ayrılmaz bir parçasıdır. Güzel sanatlarda eğitim ve katılım, okul müfredatının önemli bir parçası.
Beyin kimyası
University College London’dan nörobiyolog Profesör Semir Zeki, bir dizi öncü beyin haritalama deneylerinde, 28 görüntüye bakarken aynı zamanda gönüllülerin beyinlerini incelemiştir.
Birine aşık olduğunuzda beynin açılan aynı kısmının, harika sanat eserlerine veya harika güzellikteki görüntülere baktığınızda aynı ölçüde uyarıldığını keşfettiler. Sanatı izlemek, beynin orbitofrontal korteksindeki kendini iyi hissettiren kimyasal dopaminde ani bir dalgalanmayı tetikleyerek yoğun zevk duyguları üretir.
Dopamin ve orbitofrontal korteksin, beyinde hoş duygular uyandıran arzu ve şefkat duygularıyla ilişkisi olduğu bilinmektedir. Genellikle romantik bir aşk duygusu yaşadığımızda ve eğlence amaçlı uyuşturucu kullanımıyla ilişkilendirilen güçlü bir etkidir.
Sanat yaratmak
Basit bir sanata bakma eylemi bile beyinde bu tür tepkiler yaratıyorsa, yaratıcı sürece dahil olmak bizi çok daha ileri götürür. Sanat yaratmak, herhangi bir biçimde, beyni, onu basitçe gözlemlemekten farklı şekillerde canlandırır.
Çalışmalar, görsel korteksin artan aktivasyonu ile birlikte beynin işlevsel bağlantısında oluşan artışlarına ek olarak beynimizdeki sanatın etkisiyle ilişkilendirdi. Araştırmacılar, sanat yaratmayı beyin için yapılan egzersizle eşdeğer tutmaktadır ve hatta fiziksel egzersiz vücuda nasıl yardımcı oluyorsa, sanat yaratmanın da zihni yaşlılıkta dinç ve berrak tutmaya yardımcı olabileceğini öne sürürler.
Kendi ürettiğimiz sanatsal eserler bile günlük hayatımızda ortaya çıkan stresli ve zor durumlarla yüzleşmenize yardımcı olur. Sanat üretmek için tanınmış bir sanatçı olmanıza gerek yoktur. Aksine, beklentileri olmayan yaratma süreci, tam anlamıyla zevk almanın yoludur.
Huşu, Merak ve Güzellik İyileşmeyi Teşvik Ediyor
Berkeley’deki California Üniversitesi’nden psikolog Dr Dacher Keltner ise “Huşu, merak ve güzelliğin daha sağlıklı sitokin seviyelerini teşvik etmesi ve bu duyguları deneyimlemek için yaptığımız şeyler – doğada yürüyüş, müzikte kendini kaybetme, sanatı görme – sağlık ve yaşam beklentisi üzerinde doğrudan etkili” Hayranlık uyandıran bir sanatı eserini de izleme deneyimi, fiziksel beden ve zihinsel durum üzerinde olumlu bir etkiye sahiptir. Wisconsin Sağlık Üniversitesi web sitesinde yer alan bir makalede, PhD psikolog Shilagh Mirgain, “Huşu bizim refahımız için pek çok önemli etkiye sahiptir.” Mirgain, “Huşu yaşamak bize bir umut duygusu verebilir ve bir tatmin duygusu sağlayabilir.”
Sanat terapisi ve grup resim dersleri
Her ikisi de büyüyen bir trend olarak birbirini pekiştirdi. Yerel stüdyolarda ve hatta barlarda grup sanatı dersleri, güzel bir sanat eseri yaratırken aynı zamanda arkadaşlarınızla sosyalleşmenize imkan verir. Yetişkinler için yaratılmış boyama kitapları bile bu amaç için kullanılabilir. Bunlar rahatlamanıza ve stresli bir günün stresini atmanıza yardımcı olur.
Dışavurumcu sanat terapisi çok etkili bir yansıtma aracıdır. Sanatsal becerilerin geliştirilmesini, dikkati, bilinci büyük ölçüde artırır ve duygusal kontrolü, öz farkındalığı ve özgüveni geliştirir.
Ayrıca bizi geçmişte etkileyen ancak yeni yeni kendini gösteren sorunların çözülmesine yardımcı olur. Sanatın beynimiz üzerindeki bu etkisi, savaş çatışmaları, cinsel taciz veya doğal afetler nedeniyle oluşan travma sonrası, stres yaşayan insanlar üzerinde kullanılır. Ayrıca, kanser, demans veya Alzheimer gibi fiziksel hastalıklardan etkilenen bireylerde ve depresyon ve anksiyete gibi psikolojik nitelikte sayısız duygu durum bozukluğunda etkili olduğu gösterilmiştir.
Beynin bir sanat eserinden gelen görsel uyaranlara tepkisi, çok adımlı bir sürecin yalnızca ilk kısmını oluşturur. Sanata nasıl bakılacağını anlamak, beyninizi aktif ve meşgul tutarak bu deneyimden en iyi şekilde yararlanmanızı sağlar. Kendi yaratıcı sürecinizi başlatmak genellikle bir sonraki adımdır.
