21 Şubat Çarşamba günü, California merkezli bir uzay şirketi tarafından üretilen ve Utah Test ve Eğitim Alanına (UTTR) inen bir yörünge platformu olan W-1 misyonunun kapsülü Dünya’ya geri döndü. Kapsülün içinde Alçak Dünya Yörüngesi’nin (LEO) mikro yerçekimi ortamında yetiştirilen antiviral ilaçlar vardı.
Şirketin vizyonu, uzayda ilaç ve diğer ürünleri geliştirmek ve bunları kendi özel yeniden giriş kapsülleri aracılığıyla Dünya’ya geri göndermek. Geleneksel olarak, mikro yerçekiminde araştırma yapmak yalnızca Uluslararası Uzay İstasyonundaki (ISS) astronotlar tarafından yapılabilecek bir şeydi.
Ancak yeniden kullanılabilir roketler ve araç paylaşımı programlarının sağladığı artan erişilebilirlikle birlikte durum hızla değişiyor. Biyomedikal ve ileri malzeme araştırmalarından üretime kadar pek çok endüstri bu trende dahil olmak istiyor.
Peki uzayda ilaç geliştirmek ne işe yarıyor?
Şirkete göre mikro yerçekimindeki işlem, kaldırma kuvvetini, doğal taşınımı, çökelmeyi ve faz ayrılmasını önemli ölçüde değiştiriyor. Bu, yerçekimi streslerinin olmaması nedeniyle daha mükemmel kristal yapılara sahip yüksek kaliteli ilaçlar üretme potansiyeline sahip ve bu da raf ömrünün ve etkinliğin artmasına yol açıyor.
Şirket, uzayda HIV ve hepatit C’yi tedavi etmek için kullanılan antiviral bir ilaç geliştirdi. İlaç şimdi Los Angeles’taki tesislerde incelemeye alınacak.
Şirketin CEO’su Will Bruey’nin geçen yıl yaptığı röportajda şunları söylemişti: “Uzayda ilaç üretiyoruz. Yer çekimini ortadan kaldırmak, normalde Dünya’da yapamayacağınız ilaçları yapmamızı sağlıyor. Yer çekimi bir nevi parametre gibidir. Bir fırına sıcaklık düğmesi koyarsanız, yeni tarifler ve üretebileceğiniz yeni yiyeceklerle dolu bir dünya yaratırsınız. Benzer şekilde, yerçekimini değiştirebiliyorsanız, ilaç formülasyonlarının kimyasal sürecini de değiştirebilirsiniz.”
Bu gelişme, uzay araştırmalarının ve ticari uzay uçuşlarının potansiyelini gösteren heyecan verici bir örnek. Uzay ortamının sunduğu benzersiz koşullar, Dünya’da mümkün olmayan yeni ilaçlar ve tedavilerin geliştirilmesine yol açabilir.
