//

Ebru Hemşire Kendi Rengini Yansıtan Resimlerle Sergi Açmayı Hayal Ediyor

19 mins read

Fikrikadim sitemizde en son dağcılıkla ilgilenen Tuba Hemşire‘nin hikayesini yazmıştık. Daha sonra bu röportajın kahramanı Ebru Hemşire ile tanışma fırsatı buldum. O da resim yeteneğiyle öne çıkıyordu. 2023’e işte bu yepyeni planlarla girmiştik hepimiz. Ama 6 Şubat’ta ülkemizi derin üzüntüye boğan deprem gerçekleşti. En son haberlere göre 47975 canımız gitti. 47975 hikaye… 47975 hayal…

Tanıdığımız, tanımadığımız bu insanların hatıraları karşısında saygıyla eğiliyoruz. Allah rahmet eylesin… 

Ebru’yla röportaja karar verdiğimizde onu tanıyabilmem ve sorular hazırlayabilmem için bir yazı yazmasını istemiştim. O da öyle güzel duygu ve düşüncelerini ifade etmiş ki o kısmı aynen onun kaleminden yayınlıyoruz. Daha sonra sorularımız geliyor.

Ebru Hemşire Kendi Rengini Yansıtan Resimlerle Sergi Açmayı Hayal Ediyor 1
Hemşire Ebru Arlı

“Ben Ebru Arlı, üç kardeşin ortancasıyım. Benden üç yaş büyük abim ve dokuz yaş küçük kız kardeşim var. Aslen Samsunluyum. Orada doğdum ancak ailem ben 5 aylıkken İzmir’e yerleşmiş. İzmir’de büyüdüm ve okudum. Üniversiteyi ise  Edirne’de Trakya Üniversitesi‘nde okudum.

Genel olarak üniversite hayatımda dahil hep bir sınırlar içerisindeydim. Ailem, çevrem, maddi olanaklar… Hayallerde bu sınırlar içerisinde şekilleniyordu. 

Ortancaların kaderi sanırım… Her şeyden onlar sorumlu… Büyük olan kardeş, büyük işte, ne isterse onu yapar. En küçük kardeş kazandibi her istediği yapılır. Ortancaya ise her ne sorumluluk, yapılacak iş varsa verilir. Biri zorlanacaksa bu her zaman ortanca olur. Kılıfı bile hazır. “Abin o senin. Sen küçüksün, dediğini yap…” “Kardeşin daha küçük, aklı ermiyor. Sen büyüksün, ona göre davran…” Bu yüzden istem dışı her zaman başkalarını, kendimden ön planda, kendimiyse geri planda tutmak alışkanlık oldu. Hayallerim, isteklerim bu yüzden ancak üniversitede kendi gündemime girdi ve iş hayatına başladığımda ise hayat buldu. 

Hatırlıyorum.. . Ben çocukken televizyonda çok güzel karakalem yapan birini görmüştüm. “Ne kadar güzel!” demiştim ama “Ben de yapabilir miyim?” diye hiç düşünmemiştim. Sınırlar demiştim ya güzel şeyleri görüyorduk ama bizim de yapabileceğimize, bir kursa gidip kendimizi geliştirebileceğimize yönelik bir farkındalık hiç yoktu. Bir şey dile getirilse bile “Aman ne yapacaksın boş ver. Başka işin mi yok?” söylemleriyle karşılık bulurdu. Dedim ya sınırlar işte…


[su_posts posts_per_page=”1″ tax_term=”395″ tax_operator=”AND” order=”desc” orderby=”none”]


Ben çocukken mahallede hiç yaşıtım yoktu. Kendimden yaşça büyüklerin içinde büyüdüm. Buna bağlı olarak şu an daha olgunum ve olaylara farklı açılardan bakabiliyorum. Yaşça büyüklerle keyifli sohbetler yapabiliyorum. Olumsuz yönü ise yaşıtlarımla bir araya geldiğimde sohbetleri beni sıkıyor. Onlara göre de ben sıkıcıyım. Mizaç olarak da sessizimdir. Buna bağlı da iyi bir gözlemciyimdir. Bu yönüm resim yeteneğimi besledi.

Çocukken TV de resmin hikayesini anlatan bir filmi izlediğimi hatırlıyorum. Resme olan ilgimin artmasını sağladı. Genel olarak evde vakit geçirdiğimden resimler çizerdim. Resim öğretmeninin verdiği ödevleri yapar, onları farklı şeylerle harmanlardım. Çevremi renklendirmeyi severdim. 

Okul hayatında da çevremde de sağlık alanı önemli bir meslek grubuydu ve buna doğru bir yönlendirme oldu. Hep sorumluluk alarak büyüdüğümden ve her zaman etrafındakileri kendimden önce tuttuğundan hemşirelik benim için aslında ideal bir meslekti. Yedi yıllık meslek hayatımda bu mesleği seçtiğim için hiç pişmanlık duymadım. Tam tersi zaman geçtikçe daha çok keyif almaya başladım. Hastalara yardımcı olabilmek, dertlerine ortak olup onlara destek vermek beni mutlu ediyor. .Günün sonunda teşekkür etmelerini duymak yetiyor. Çalışma şartlarımız ne kadar zor olursa olsun öncelik hasta olduğu için abisinin küçük kardeşi olan ben, her söyleneni yapıyorum. Küçük kız kardeşinin ablası olan ben; koruyup kolluyor, ihtiyaçlarını gideriyorum. Onlar için ne iyi olacaksa onu yapıyor, karşılık beklemeden onları seviyorum. Yüksek lisansı bile kendimi daha çok geliştirip hastalara daha yararlı olmak adına başladım. 

Ben üniversiteden mezun olduğumda abim çizim yeteneğinden dolayı benim mimar falan olacağımı düşündüğünü söylemişti. Bu bana çok tuhaf hissettirmişti. Demek ki benim farkımdaydılar…

Resim yeteneği baba tarafından gelen bir yetenek. Amcalarımın kızlarının da var ama sadece kızlarda… Üniversite birinci sınıftayken ilan panosunda üniversite öğrencilerine ücretsiz halk eğitim merkezinde kara kalem, yağlı boya kursu olduğuna yönelik bir afiş gördüm. Beni heyecanlandırmıştı. “Acaba?” dedirtmişti. Üstelik ücretsizdi,yani gidebilirdim. Ailemin söylediğimde izin vermişlerdi. Ücretsiz olduğu için ailemi zorlayacak bir sorun da yoktu. İki yıl boyunca, üniversite ikinci ve üçüncü sınıflarda halk eğitim merkezinde eğitim aldım. Yeni teknikler öğrendim ve kendimi daha da geliştirdim. 

Resim kendimle baş başa kaldığım ve hayallerimi dışa vurabildiğin tek alandı ama bu da sınırlar dahilindeydi. Hala kuyunun içinden gökyüzüne bakan bir kurbağadan farkım yoktu. Görebildiğim gökyüzü sadece kuyunun ağzı kadardı. Ebru Hemşire Kendi Rengini Yansıtan Resimlerle Sergi Açmayı Hayal Ediyor 2

Şu an çalıştığım yoğun bakım içerisinde bir yazı tahtası var. Bir gün oraya çizdiğim şans eseri bir resimle herkes resim yaptığımı öğrendi ve doktorlar başta olmak üzere beni sürekli çizmem konusunda desteklediler. Ben de Dr. Yeşim ve Dr. Barış’ın “Resimlerin çok güzel… Yoğun bakımın havası değişti. İçeri girdiğimizde artık kafamız direkt oraya çevriliyor ve acaba bu sefer ne çizmiş, diye merakla bakıyoruz. İnsanı mutlu ediyor.” söylemleri üzerine çizmeye devam ettim. Bir gün Doçent  Dr..Ersin Kadiroğulları “Kalp çizebilir misin?” diye sordu ve bana bir anatomi atlası verdi. Örnek bir resim gösterdi ve ben de çizdim. O gün bugündür doktorlarımızın makaleleri için çizimler yapıyorum. Çizdiklerimin hepsi de yurt dışı dahil olmak üzere çeşitli dergilerde yayınlandı. Kendimi bu alanda geliştirmek adına bir kursa yazıldım ve hala devam ediyorum. Tıbbi ressamlık gerçekten çok ilgi çekici…

Mehmet Akif Ersoy Göğüs Kalp ve Damar Cerrahisi EAH ‘de Kardiyo Vasküler Cerrahi Yoğun Bakım ünitesinde çalışıyorum. Yeri gelmişken tıbbi resime adım atmamı sağlayan başta Doçent Dr. Ersin Kadiroğulları’na ve beni bu konuda yüreklendiren tüm mesai arkadaşlarıma teşekkür etmek istiyorum. 

Anlattıkların, resime çocukluktan ilgi duymana rağmen ciddi olarak meslek sahibi olduktan sonra uğraşabildiğıini gösteriyor. Eğer daha erken yaşlarda kanalize olsaydın hayatında neler değişirdi

Muhtemelen resmin başrol olduğu bir meslek grubu içinde olurdum.

Hem hemşirelik yapmak hem  resimle uğraşmanın zorlukları nelerdir? 

Resime yeteri kadar zaman ayıramıyor olmam, diyebilirim. Ayırmaya çalıştığımda ise uyku düzensizlikleri baş gösteriyor. Çünkü yoğun bir çalışma saatim var. Hemşirelik mesleği hem mental hem de fiziksel olarak aşırı yorucu ve vardiyalı çalışma saatleri olan bir meslek. An geliyor en değerli olan ailene bile zaman ayıramıyorsun. Kaldı ki insan kendine vakit ayırabilsin. Evimizden çok hastanede zaman geçiriyoruz. Bir hemşire olarak, her zaman kendimizden ödün veriyoruz. Gerçekten sevilerek yapılmazsa aşırı zorlayıcı bir meslek.

Hemşirelik dışında resime nasıl ayırıyorsun? Bu alandaki çalışma pratiklerinden bahseder misin? 

Gün içinde 2-4 saat zaman ayırmaya özen gösteriyorum.Çünkü resim sürekli pratik istiyor. Burada asıl olay resim ile çevremdekiler, gündelik işler, diğer hobiler ve mesleğime bağlı çalışma saatlerim arasında dengeyi kurabilmek. Zaman, bu hayatta telafisi olmayan tek şey. O yüzden tüm akşam TV izlemek ya da saatlerce sosyal medyada vakit geçirmek bana çok anlamsız geliyor. Uykudan fedakarlık ederek zaman ayırdığım resime 1- 2 gün ara verip dinleniyorum. Bu dinlenme arkadaşlarım ile bir araya gelmek, kitaplarımı okumak, bir sonraki çizimler için araştırmalar yapmak gibi durumları içeriyor.

Ebru Hemşire Kendi Rengini Yansıtan Resimlerle Sergi Açmayı Hayal Ediyor 3

Tıbbi resim yapmak hayatına ne katıyor? 

Suyun içinde nefes almak gibi. Böylelikle hiçbir sınırlama olmadan bulunduğun ortamda istediğin kadar  zaman geçirebiliyorsun. Dünyaya bakış açın değişiyor. Bazı şeyler anlam kazanırken bazıları ise anlamını yitiriyor. Her hasta yeni bir tuval gibi. Yeni bir resim, farklı renkler, farklı hikayeler. Heyecan verici… 

Tıbbi resimde ilerlemek için neler yapıyorsun? Herhangi bir eğitim ve kursa gidiyor musun? Bu alandaki hedeflerin nelerdir? 

Resimle ilgili tek eğitimim üniversite yıllarımda halk eğitim merkezinde katılmış olduğum yağlı boya resim kursuydu. Mezun olup iş başı yaptığımda yönlendirilmeyle başladığım bu yolda kendimi geliştirmek adına resim kursuna başladım. Ben el ile çizmeyi seviyorum. Ama ilerde çizim için yapılmış bilgisayar programlarını öğrenmek istiyorum.

Tibbi resimde ülkemizde ve dünyada takip ettiğin kalemler kimlerdir ve yayınlar nelerdir? 

Genel olarak ameliyat esnasında çekilmiş fotoğraflar ve atlaslardan yararlanıyorum. Onun dışında yaklaşık üç yıl önce kurulmuş olan Türk Medikal İllüstratörler Grubu’nu takip ediyorum.

En çok hangi anatomik çizimi yapmak hoşuna gidiyor?

Bir kalp-damar cerrahi yoğun bakım hemşiresi olarak tabii ki de kalp… Hem fiziksel hem de duygusal anlamda bizi etkileyen yegane organ…

Ebru Hemşire Kendi Rengini Yansıtan Resimlerle Sergi Açmayı Hayal Ediyor 4

Tibbi resim alanında gelecekte hayal ettiğin yer neresi? Çizimlerinin nerede yer almasını istersin? 

Son birkaç yıldır yerli ve yabancı birçok makalede çizimlerim yayınlandı.Bu sıralar beklemekte olduğum heyecan verici bir proje de mevcut. Kendi çizimlerimden oluşan bir atlas yayınlamayı çok istiyorum.

Tıbbi resim çizmekle diğer resim alanlarının farkları neler? 

Tıbbi çizimde amaç tıp alanındaki her bilginin görsel hale getirilmesi durumudur. Burada sanat yapmaktan çok bir konu anlatımı söz konusudur.

Tıbbi resim dışında ne tür çizimler yaparsın? O anlarda nasıl hissediyorsun? 

Yağlı boya, karakalem, taş boyama gibi farklı şeyler de yapıyorum. Özellikle yağlı boya vazgeçilmezim. Genel olarak insan figürü çalışmayı çok seviyorum. Resmin başına oturduğumda farkına bile varmadan saatlerin akıp geçmesi keyifli bir şekilde kayıtsız hissettiriyor. Tamamen farklı bir frekansta oluyorum. Tüm endişeler, gelgitler o an yok oluyor sanki. Sadece ben ve resim… Rengarenk bir dünya, bir sessizlik, bir durgunluk hali..Ebru Hemşire Kendi Rengini Yansıtan Resimlerle Sergi Açmayı Hayal Ediyor 5

Resimle sanat olarak ilgileniyor musun? Dünyaca ünlü ressamları ve resimleri inceliyor misin? Seni etkileyen resim hangisi ve neden etkiliyor

Sanat olarak resimle çok ilgilendiğimi söyleyemem. Ancak ünlü ressamlar ve eserlerini anlatan birkaç kitap incelemem oldu. Ben oldukça detaycı biriyimdir. Genel olarak her şeyin detay ile anlam kazandığını ve kendi rengini oluşturduğunu düşünüyorum. Bu sebeple favorim Jan Van Eyck’in  Arnolfi’nin Evlenmesi adlı eseridir. Ayrıntılar kesinlikle nefes kesici. Johannes Vermeer’in İnci Küpeli Kız adlı eserinin ise ayrı bir yeri vardır bende. Ebru Hemşire Kendi Rengini Yansıtan Resimlerle Sergi Açmayı Hayal Ediyor 6

Resimle ilgili hayallerin var mı

İleride kendi eserlerimden oluşan bir sergi açmayı çok istiyorum. Kendi rengimi yansıttığım resimlerle, özgürlüğe yelken açan düşlerimi insanlarla tanıştırmayı istiyorum.

 

Esen Güney

Esen Güney Married She has a son and was born in Giresun. She lives in Istanbul. Since 2014, she has been working as a writer and publication editor at fikrikadim.com. She has published essays, stories and interviews. He still continues to write and conduct interviews.