//

İran Rejimi Kürt ve Belucileri İç Güvenlik Sorunu Haline Getirerek Göstericileri Kazanmaya Çalışıyor

8 mins read

İranlılar 1979’da Şah Muhammed Rıza Pehlevi rejimini kınayan yaygın gösterilerle ayaklanmaya  başladıklarında, onları harekete geçiren amaç din merkezli bir devlet veya sivillerin oluşturduğu sistemin yerine fıkıh esaslarını merkeze alan bir yönetimi kurma arzusundan kaynaklanmıyordu. Aksine, insanlar Şah’ın adil olmadığına inandıkları için siyasi ve ekonomik uygulamaları protesto ediyorlardı. Bu nedenle insanlar reform, özgürlük ve halkın egemenliğinin pekiştirilmesi talepleriyle sokaklara döküldü.

Solcular, komünistler ve liberaller devrime katıldı. Başı açık kadınlar başörtülü kadınlarla yan yana yürüyor, Şah rejimine karşı sloganlar atıyor ve 1979’da Tahran’a gelen Ayetullah Humeyni’nin Fransa’dan dönüşünü karşılıyorlardı.

Devrimi gerçekleştiren bu birliktelik, din adamlarının sistemi kontrol altına almasından sonra küçülmeye başladı. Yavaş yavaş devrimci dindar gençler kendi katı vizyonlarını empoze etmek için çalışmaya başladılar. Çoğunluk olmasalar da en çok gürültü yapan ve en güçlü örgütlenmiş olanlar onlardı.

Devrimin başında radikaller, Humeyni’nin açıkça karşı çıkmasına rağmen, üniversitelerde kızları erkeklerden ayırmaya ve peçeyi dayatmaya çalıştılar.

Rejim, başörtüsü zorunluluğunu 1982 yılının ortalarında, yani başörtüsüne müdahale etmeden ya da başörtüsünü zorunlu hale getirmeden devrimden yaklaşık iki buçuk yıl sonra uygulamaya koydu. O dönemin Tahran fotoğraflarında, başkent sokaklarında bazı başı açık kadınların varlığını fark etmekte zorlanılmaz. Bu durum kısa süre sonra din polisi devriyelerinin artmasıyla ortadan kalktı. Bu devriyeler, meşru ilişkilerinden şüphe duyulan çiftleri takip ediyor, yasak bir ilişki ya da arkadaşlık içinde yakalanan kişileri tutukluyor ve hatta başörtüsü takan ama saçlarının bir kısmını açan kadınları azarlıyorlardı.”

Özetlersek bugün İran’da dünyanın tanık olduğu olayların, mevcut cumhurbaşkanı İbrahim Raisi dönemine kadar uzanan tarihsel bir biyografisi var. Bu dönemde “farklı eyaletlerdeki birçok dini otorite ofisi, ihlalleri kaydeden ve bunları mali cezalar veya celp ve adli dosya açılmasıyla cezalandıran gözetleme kameraları da dahil olmak üzere gelişmiş araçlar kullanarak peçenin nasıl giyildiğini denetleyen sokaklarda bulunan güçlere ek olarak, kılık değiştirmiş bir ahlak polisinin kurulduğunu duyurdu.”

Yani günden güne artan bir sosyo-dinsel kontrol söz konusu. İran’ın komşu ülkelerinin daha fazla gelişmeye ve sosyal özgürlüklere doğru ilerlediği bir dönemde, İranlılar kendilerini daha sıkı bir hükümet kontrolü altında buluyorlar ve sanki iktidar bu hızlı değişimin farkında değilmiş gibi bazı sosyal ağ uygulamalarını dahi yasakladı…

İran Cumhuriyet Başsavcısı Muhammed Cafer Montazeri tarafından bu hafta açıklanan sözde ahlak polisini dondurma hamlesi, halkın tansiyonunu düşürmeye yönelik bir girişimdir. Ancak, büyük sembolizmine ve İran Muhafız Konseyi’nin zorunlu başörtüsü konusunu tartışma niyetini beyan etmesine rağmen, tüm bu adımlar sahada uygulanmadığı ve insanların hayatlarını istedikleri gibi yaşamalarına izin verilmediği sürece anlamlı olmayacaktır.

Ahlak polisini dondurma hamlesinden önceki günlerde Devrim Muhafızları Komutanı Hüseyin Selami “bu büyük fitne ve dünya savaşının düşman mezarlığına dönüştürüleceğini” ilan ederken, protestocuları “kâfir” olarak suçladı ve askeri olarak karşılarına çıkılacağını belirtti.

İranlı liderler şu anda zor bir durumdalar. Protestocuların başörtüsü taleplerine neden boyun eğmedikleri ve öfkeyi yatıştırmadıkları sorulabilir. Ancak rejim durumun bu noktayı aştığını biliyor. Herhangi bir zayıflık belirtisi protestocuları daha fazla talepte bulunmaya teşvik edecektir. Liderler Mısır ve Tunus gibi diğer ülkelerde rejimlerin protestocularla uzlaşmaya çalıştığında nasıl çöktüklerini gördüler. Suriye’de rejim protestoları acımasızca ezdiğinde, en azından şimdiye kadar ayakta kalmayı başardı.

Kürt ve Beluci gruplarında olduğu gibi etnik özerklik peşinde koşan radikal ayrılıkçı örgütler de dahil olmak üzere İran siyasi muhalefeti geniş halk hareketlerinden faydalanmak isteyebilir, İran rejimi de onların provakatif eylemlerine stratejik olarak göz yumabilir.  Bu örgütlerin en fazla yapabileceği şey, medya aracılığıyla propaganda yaparak seslerini yükseltmek ve bazı bölgelerde ayaklanma çıkarmak için kimi silahlı unsurları devreye sokmak olacaktır. Bu durum hem iktidarın hem de silahlı muhalefetin davranışlarına itiraz eden İranlıların ezici çoğunluğu tarafından reddedilen uygulamalar olacaktır ki İran rejimi bu aralar bu konuyu eşeleyerek İran halkını tekrar yanına çekmeye çalışıyor.

Peki, İran’daki rejim düşebilir mi? Düşer gibi görünmese de rejimin ideolojik olarak kendini reform etmek zorunda kalacağı kesin gibi… Eğer aşırı güç kullanırsa ve ordu da itaat ederse, rejim şimdilik ayakta kalabilir. Ancak yine de ödünç alınmış bir zamanda yaşıyor. İran’daki kargaşa bize ideolojik rejimlerin pragmatizmden nasıl yoksun olduğunu gösteriyor, bu da kitleler ile liderlik arasında bir kopukluğa yol açıyor ve bu da huzursuzluğun ve nihai çöküşün görüntüsüdür…

 

Hayati Esen

In 2005, he published his first book "Why Sufism". Then in 2012, he published essays on theology, politics and art in various magazines and newspapers. In 2014, he founded the website fikrikadim. The website is published in Turkish and English. In 2023, he wrote a post-truth novel called "Pis Roman". He still publishes his articles on fikrikadim.


Fatal error: Uncaught TypeError: fclose(): Argument #1 ($stream) must be of type resource, bool given in /home/fikrikadim/public_html/wp-content/plugins/wp-super-cache/wp-cache-phase2.php:2386 Stack trace: #0 /home/fikrikadim/public_html/wp-content/plugins/wp-super-cache/wp-cache-phase2.php(2386): fclose(false) #1 /home/fikrikadim/public_html/wp-content/plugins/wp-super-cache/wp-cache-phase2.php(2146): wp_cache_get_ob('<!DOCTYPE html>...') #2 [internal function]: wp_cache_ob_callback('<!DOCTYPE html>...', 9) #3 /home/fikrikadim/public_html/wp-includes/functions.php(5420): ob_end_flush() #4 /home/fikrikadim/public_html/wp-includes/class-wp-hook.php(324): wp_ob_end_flush_all('') #5 /home/fikrikadim/public_html/wp-includes/class-wp-hook.php(348): WP_Hook->apply_filters('', Array) #6 /home/fikrikadim/public_html/wp-includes/plugin.php(517): WP_Hook->do_action(Array) #7 /home/fikrikadim/public_html/wp-includes/load.php(1270): do_action('shutdown') #8 [internal function]: shutdown_action_hook() #9 {main} thrown in /home/fikrikadim/public_html/wp-content/plugins/wp-super-cache/wp-cache-phase2.php on line 2386