/

Cehenneme odun taşımak

8 mins read
Cehenneme odun taşımak

Cehenneme odun taşımak

Cehenneme odun taşımak

On yıl olmuş… On koca yıl! Hiçbir şey yazmayacağıma dair teminat verdiğimden beri. Bu on yıl boyunca bu teminatımı imtihana tabii tutan bir nice teklifle karşılaştım. “Kitap yaz Hocam’dan, bizim neşriyatta yaz Hocam’a” kadar. Sanki yazana ekmek su veriyorlarmış da ben eksik kalmayayım der gibi. Teminat verdiğim alana bazı sosyal medya platformları dahil edilmediği için bazı bazı arada sırada kustuklarımı neşr eder idim. Ta ki bu ramazan yoldan çıkanların piri, yol arkadaşım, çocukluk belam, başımızın katmerli musibeti arkadaşım;

“Gel işret edelim. Şer olalım. Bela çıkaralım. Kaos yaratalım. Cehenneme odun taşıyalım” diyene kadar.

Ben ne zaman bu ve benzeri teklifleri alsam. Yani ne zaman karanlıktan gelen bir sese eşek kulaklarım dikleşirse, yani ne zaman cehennemden bir fragman müşahade edersem, yani ne zaman iblisin başlattığı dansın mükaşefesine ersem. Mutlaka oyuna dahil olmayı nefsi emmaremden ve dahi nefsi kamilemden  kah icbar kah iradi kah ıslahat kah inkılab kah serserilikten mütevellid bir iştiyakla arzu ederim.

Mevzum cennetin ahengine dokunmak değil cehennemde maraz çıkarmak.

Okuyucu bilmeli ki yazılanlar remzdir. Bunlarla tasvir cennetinizin tasarımını değiştirmenin vebalini baştan reddediyorum. Cennet dahi cinn den o da bahçeden o da Babil’den gelir. Kimsenin bahçesi bizi ilgilendirmez ama herkesin cehennemine duhul etmek kahramanlık mevzudur. Ehli bilir… Aydınlıklara dahil olmayı reddedip, her bir öznenin mahrem cehennemine dahil olup iblisle poker oynamanın dayanılmaz cazibesine kapılmadığım zaman dilimi pek azdır. Zaman dahi esmanın görünerek zahir olduğu, gizlenerek batın olduğu bir hikayenin ismi iken karanlığı zamandan ve esmadan hali düşünmek profan bir dangalaklıktır.

Sevgili Yunus’un dediği ama eksik dediği gibi; “Nereye vardımsa O’nu orda buldum”. Tamamlayalım; “Nereye vardımsa O’nu ve hilebaz sırıtkan iblisi orda buldum.” Sanki ya da say ki müminin zan ettiği gibi O’nu bulan ötekinden kurtulmuyor. O’nu bulan ötekini daha pervasız ve güçlü daha oyunbaz ve hilekar olarak buluyor. Bu nedenledir ki ‘’Şeytanımı Müslüman ‘’yaptım demiş.

Her neyse sevgili arkadaşıma; “Yaz diyorsun da ne yazayım on yıldan sonra ben.” dedim. “Konu belirleme zuhurata tabii ol” dedi. Bunda anlaştık. “Peki nasıl yazmamı murad ediyorsun” dedim. Öyle ya murad edenlerin murad etmesinden önce bu murad yönünde bir murad eden olmazsa murad edenlerin muradından söz edilemezdi. Südurda ve tarikatta silsile esastır. Farabiye bin selam.

Dedi ki ; “Metin üzerinde çalışma bu beni sıkıyor. Kendinden zuhurla anlam inşa et.” En sevdiğim şey yemekte, aşna fişnede, anlamda ve hikmette kalıplara hapsolmamaktı zaten.

Elbette ilk yazma eylemi bir tür zifaftır. Zifafın heyecanı ve acemiliği mevcuttur. Bekaretini yitiren yazar bir süre sonra alışacak ve ortama hakim olacaktır. Tanrı dilerse, nice aczi iktidar olan muktedir olur.

Okuyucu bu yazılanlardan hiçbir şey bulmayabilir, ya da herşeyi bulabilir. Hakikat çoğunlukla dağınıklıkla kimsenin hesaba katmadığı katmanlarda saklanır. Onun da kendine göre bir dekolte anlayışı vardır ve bu kendini genellikle izbeliklerde göstermeyle ilgilidir. Mahcup ve  işveli cilveli güzeldir. Herkese göstermeyi istemeyen ama göstermekten vazgeçemeyen olarak muhtemel kendi seçtiklerine ıssız yerlerde göstermeyi tercih eder. Gece ve halvet buna remzdir.

Harabat ehlinin harab olmasındaki sır dekolteden sızan güzelliklerin devamlılığına bağımlılıktan. Oysa kemalat sükun ehlinindir denmiş, bu eşhas muhatabına göre hareket ettiği için onu kah bataklıkta kah sarayda arzı endam eder görebiliriz.

Yazmak da bu cilveleşmenin bir türü. Söylemek ve yazmak. Her ikisinde de başı bozukluk nispetli bir birliktelikten kaynaklı. Sır ise sözün ve yazının nispetli bir birlikten uzak ve aşkın ve kuralsız olmasında saklı.

Bile kelimesi kendi başına bir şey ifade etmez. Ancak kendine değdiğinde nice anlamları inşa eder ‘’bile bile’’ gibi.

Binaenaleyh okuyucu cehennemini, iblisini, nefsini, karanlıklarını, bataklığını tanıyor ve biliyorsa buradaki kelimeler onun kelimelerine çarpacak ve nice anlamları kendinde inşa edecek.

Bu girizgahın yeterince bir dekolteyi kendinde barındırdığına kanaat getirip remzin inşasının kurnazlık zamanlarında güvenli bir kale olduğunu hatırlatarak yaz’ma’yı  hakikatin eteğine şöyle bağlıyor huzurlarınızdan ayrılıyorum;

Kurnazlık, düşünüp taşınmadan, kolaylıkla, bâtılın hak ve kötünün de iyi olduğu iddiasında bulunmak ve bu iddiada ısrar etmek, natık nefs bildiğinde, bu bilginin vakıaya mutabık olmayan bâtıl bilgi olması ve nâtık nefsin şeriata uygun olmayan kötü (şer) ameller yapmasıdır. Aynı şekilde, fikir gücünü, müteşabihat veya şeriata muhalif olan şeylerde olduğu gibi, gereksiz yerlerde kullanmaktır. Kurnazlık erdemsizliğine/reziletine müptela olanların çoğu, cehl-i mü-rekkeb sahipleri ile âyetlerin, hadislerin ve özlü sözlerin (kelimâti’l-kibâr) zahirî anlamlarını terk eden ve onları, şeytana ve vehimlerine teslim olmalarından dolayı, haktan uzak bâtıl tevillerle tevil eden mülhitlerdir.

Müneccime selam olsun…

Ahmet Turan Esin

-He is interested in theology, mysticism and philosophy. He publishes his writings on fikrikadim.com. He gives seminars and lectures.

-İlahiyat, tasavvuf ve felsefeyle ilgilenir. Yazılarını fikrikadim.com'da yayınlar. Seminer ve dersler verir.-


Fatal error: Uncaught TypeError: fclose(): Argument #1 ($stream) must be of type resource, bool given in /home/fikrikadim/public_html/wp-content/plugins/wp-super-cache/wp-cache-phase2.php:2386 Stack trace: #0 /home/fikrikadim/public_html/wp-content/plugins/wp-super-cache/wp-cache-phase2.php(2386): fclose(false) #1 /home/fikrikadim/public_html/wp-content/plugins/wp-super-cache/wp-cache-phase2.php(2146): wp_cache_get_ob('<!DOCTYPE html>...') #2 [internal function]: wp_cache_ob_callback('<!DOCTYPE html>...', 9) #3 /home/fikrikadim/public_html/wp-includes/functions.php(5420): ob_end_flush() #4 /home/fikrikadim/public_html/wp-includes/class-wp-hook.php(324): wp_ob_end_flush_all('') #5 /home/fikrikadim/public_html/wp-includes/class-wp-hook.php(348): WP_Hook->apply_filters('', Array) #6 /home/fikrikadim/public_html/wp-includes/plugin.php(517): WP_Hook->do_action(Array) #7 /home/fikrikadim/public_html/wp-includes/load.php(1270): do_action('shutdown') #8 [internal function]: shutdown_action_hook() #9 {main} thrown in /home/fikrikadim/public_html/wp-content/plugins/wp-super-cache/wp-cache-phase2.php on line 2386