/

AKP’ye oy verip AKP’li olduğunu söyleyemez hale gelen seçmen profili nasıl oluşturulur

6 mins read

Muhalif medyanın köşe kalemleri özellikle AKP’nin oylarının düştüğü konusunda ortak bir yayın kararı almış gibiler.  Neden bu konuda bu kadar ısrarla yazmaya devam ediyorlar anlamıyorum. Neden sadece AKP? Mesela CHP’nin de oyları düşüyor mu, yükseliyor mu? Ya da HDP’nin yahut İyi Parti’nin ve belki MHP’nin…

Bense şunu biliyorum; anket şirketleri AKP’nin ciddi oranlarda oy kaybetmediğini hatta Covid-19 salgınında Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın oylarını artırdığı belirtiyorlar.  Yalnız şöyle bir durum var, AKP ve Erdoğan  giderek  artan bir şekilde seçmen gözünde ayrışıyorlar gibi. AKP eşittir Erdoğan değil… Bunun aslında siyasal çözümlemesi var. Siyasal bir figür olarak Erdoğan, artık Türkiye’de alışılagelmiş siyasal parti lideri figürünü aşmış durumda. Ülkenin ortak kaderini belirleyen bir isim… Özellike 2013, 2015 yılları arasında yaşanan olaylardan sonra. Zira tarihi siyasal belleğimiz, uluslararası yapıların organize ettiği cuntaların,  örgütlerin darbelerinin tarihi… Cuntalarca idama götürülen Başbakanına sahip çıkamamış Cumhurbaşkanı ise zoraki hatır ve pazarlıklarla ipten almış; kurulu devletin sahibi olma haysiyetini gösterememiş bir millet görüntüsü vermenin hep ezikliği vardır. Hem askeri, hem siyasal, hem bürokratik, hem entelektüel olarak bu ezikliğin altında kalınmıştır. Bu defa bunun olmaması yani var olan devletin haysiyetini korumak, demokrasinin ayakta kalmasını sağlamak amacıyla sivil siyasetin güçlenerek yeni iktidarlar çıkarması için direniliyor.. Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu direnişin tecessüs etmiş halidir.

Ama ya AKP?

Parti olarak farklı figürleri barındırdığı için ve bu figürlerin toplumda sahiciliklerini yitirmeleri, partinin de kurumsal olarak sahiciliğini yitirmesine neden olmuş durumda. Örneklemek gerekirse CHP, parti olarak sahiciliğini yitirmiş olsa da İsmet İnönü, Milli Mücadele Gazisi olarak  her zaman milletin gönlündeki yerini korumuştur. Artık Erdoğan’da millet ve onun mücessem hali olan devlet için öyledir…   Evet, muhalif cephe, Erdoğan düşmanlığının; siyasetsizliklerinin  bir kalkanı olarak kullanılmasının kendi bekalarını zorlayan bir hal aldığını artık görüyor. Erdoğan düşmanlığının bıktırıcı olduğu ve buna sadece seçmenlerinin bir kısmı ile ergenlik seviyesine gelememiş, konforlu yaşamlarından asla kimse bir pay kaptırmak istemeyen zümrenin haricinde gerçekçi bulunmadığını anlamış durumdalar.

AKP’nin zayıflaması Erdoğan’ın da örgütsel gücünün zayıflaması demek. Erdoğan’ın arkasındaki kitlenin örgütlenmesini sağlayan kurumsal yapı sonuçta AKP. Bu nedenle AKP’nin zayıfladığı tezi ve bu tezin inandırıcılığı parti örgütünün çözülmesini, çıkar çatışmalarının artmasını sağlarsa Erdoğan’ın da inandırıcılığı, toplumla kurduğu organik ilişkinin bağları çözülmüş olacak.

O nedenle ısrarla AKP’nin oy kaybettiği vurgulanıyor gibi.. Ve özelikle AKP’li seçmenin AKP’li olduğunu belirtmesinin önünde  psikolojik engeller oluşturuluyor. Sandıkta AKP’ye oy veren insanların sokakta AKP’li olduğunu söyleyememesi için her türlü psikolojik baskı aygıtı kullanılıyor. Anketler, anketler anketler..

Ama sorun şu CHP, AKP’den daha fazla oy kaybediyor… Yalnız, oylar herhangi bir partiye de gidiyor görünmüyor.  Kararsızlar artıyor. “Kararsızlar her seçim döneminde ve bölgesinde iktidar partilerine” yarar ilkesi gereği sanırım sistematik olarak AKP’nin oy kaybettiği yazılıp çiziliyor.. Ve ancak yine sanırım sorun; oyların muhalefet partisine gitmesi için geliştirilen tezlerin hiç biri şimdiye kadar tutmuş görünmüyor…

Not: Bazı AKP’li arkadaşlarım “Neden AK Parti diye yazmıyorsun” diye ısrarla soruyorlar. Israrla onlara şunu söylüyor. Ben Partinizin herhangi bir üyesi, çalışanı, görevlisi değilim. Kurumsal bir mecburiyetim yok. Bir birey olarak, vatandaş olarak AKP diye kısaltmak kolayıma geliyor, seviyorum. 

Hayati Esen

In 2005, he published his first book "Why Sufism". Then in 2012, he published essays on theology, politics and art in various magazines and newspapers. In 2014, he founded the website fikrikadim. The website is published in Turkish and English. In 2023, he wrote a post-truth novel called "Pis Roman". He still publishes his articles on fikrikadim.