Kalem gerçeği/hakikati -I-

8 mins read
Kalem gerçeği/hakikati -I-

“Nun. Düşün kalemi ve (onunla) yazdıklarını! Kalem S. 1. Ayet.

Kalem, kadim zamanlardan bugüne önemini ve değerini yitirmeyen. Dünyaya iz bırakmamıza yardım eden nesne. Tabii bu tanımdan öte derin ve derunî anlamları var.

Gerçek kalem elimize alıp satırlar yazdığımız. Kurşun, dolma, tükenmez, sanal ve nihayet klavyede yazan parmaklarımız. Doğrudan bedenimizin uzantısının kalem olması. Bu gerçek kalem; kalemin gerçeği.

Kalem=Yazmak; yazmanın aleti. Elimize aldığımız somut, yazmaya yarayan araç.

Ya hakikati kalemin? Çağrışımları!

Kalem; yazmak. Kelam=Söylemek. Kalem yazılmış kelam, kelam yazılmamış kalem. Biri QEF ile biri KAF ile ayırt edilmiş.

Kalem suresindeki kalem; Arapça mı? Tartışılır. Latince Calamus, Latince’ye Arapça’dan mı geçti? Bilmiyoruz. Dancası Kalim, Almancası kulım Ya şu yediğimiz kalamar? Hani ince uzun mürekkep balığı calamare? Arapça El eki gibi. Hint Aryan dillerinde ‘-la, -le, -the diye kendini sürdürür. Kim kimden almış bunları? Özel olan her isim –el takısı alır. El aynı zamanda Tanrı demektir. Tanrı’nın yarattığı ve Âdem’e öğretilen isimler mi bunlar acaba? Babil’in; “Tanrının kapısı” anlamına geldiğini öğrendiğimizde; İstanbul Babıâli’ye kadar dilin nasıl bir yaygınlık kazandığını, her devirde kendini ifade etme gücüne sahip olduğunu idrak ederiz aniden.

Öncelikle, Kitabımıza, -mahluk ya da değil- kitabımızda yer alan Kalem Suresine, hamdü senalar olsun, Kur’an’da geçen “kalem” kelimeleri ile satırların, satır arasının önemine işaret eden Âlim sıfatı ile Rabbimize! Demekteyiz.

Mezopotomya yazıya elverişli harflerin yaratıldığı topraklar. Oradan Mısır’a, Mısır’dan Anadolu ve Yunan’a geçmiş. Sina Dağında taş tablet, Mezopotamya’da kil tablet, Mısır’da papirüs; Anadolu’da parşömen (keçi derisi) olmuş. Hindistan’a kadar buradan gittiği aralarındaki akrabalıkta görülüyor Hint Avrupa dillerinin. Çince kendisine özgü bir alfabe üretiyor ve kağıdı buluyor. Harf şeklindeki kelimelerden dolayı kültür arttıkça nüfuz edilebilecek bir kıvama gelmiş Çince.

Runik yazıyı Türkler bulmuşsa Çin alfabesine öykünüldüğü, ilhamını oradan aldığı söylenebilir. Alfabe alırsın ama kendin yaratır ve/veya üretirsin dilin gücünü. Dilin ifade gücü o dile ait eserlerle konur ortaya. Bilge Kağan’ın Orhun Yazıtlarında yaptığı gibi. Kağanın dünyada gördüğü ve kendisinde bulduğu gücün bir yansıması değildir sadece yazıtar. O dilin hitabet ve belagat gücüdür.

Yoksa susmak ve hiçbir şey yazmadan geçip gitmek için Mısır Piramitlerini, Kapadokya yer altı şehirlerini, Baalbek devasa taş anıtlarını inşa etmek zorunda kalırsın ki yazmaktan bile zor. O mühendislik, ihtişam, araştırdıkça gizlenen hala anlaşılmayan sırlar. Bir şeyin insan eseri olduğunu üzerindeki yazıdan anlarsınız. Kalemin meydana getirdikleri ile. Vahyeden Allah’tır, tutanağa geçiren Musa, Davud, İsa ve Hz. Muhammed. Daha önce hiçbir şey yazmadığı halde. Vahid’den kesrete, yaratılmışa inmiştir. Bu yüzden bereşit/besmele ile başlar kutsal kitaplar; alfabenin ikinci harfi ile. B harfinin sayısal değeri 2, yaratılmış her şeye içkin ikiliğe işaret eder. Çünkü elifin, sayısal değeri 1’dir ve Allah’ı sembolize eder. “Ve sen, bundan önce hiçbir kitap okumazdın ve sağ elinle de bir şey yazmamıştın, öyle olsaydı, bâtıl şeylere kapılanlar mutlaka şüpheye düşerlerdi.”(Ankebut suresi 48. ayet)

An gelir ve sen kalem olur yazmaya başlarsın.

Kalemleriyle kura çeken Yahudilere (Ali İmran suresi 44. ayet)benzetmesin bizi. Hayatın ve hakikatin tarafını seçmek için kalemi kullananlardan eylesin. Yoksa kalemleri kırmak zorunda kalan cinayetler işlersin, adalet adına.

Kayalara yazmak için keskiden, tabletlere yazmak için çividen, papirüste, parşömen’de, bambu kabuğunda amaca elverişli değişik kalemler kullanırken artık doğrudan parmaklarımız bu işi yapabilir. İnsanlık yazıya, yazıların yer aldığı satırlara kendisini katıyor, -bütün kötümser düşünenlere, zamanın kötüye evrildiğine inananlara inat- yazılanın ruhuna dokunabiliyorsun. Klavye üzerinden. Tam, sağlam, üst ekstremi sağlıklı olman da gerekmiyor. Stephen Hawking gibi sesin yazıya dönüşebilir. Varsa satırlara dökmek istediğin. Zamanın kısa tarihine kalemle eklemek istediğin.

Ne ile yazdığınız yani kalemin niteliği; yazının karakterini de belirler. Sert zeminlere yazıyorsanız köşeli, yumuşak malzemeye yuvarlak harfler kullanırsınız. Bu sizin karakterinizi de belirler. Alfabeler aynı sesleri verir hemen hemen; üslupları ile ayrılmaz karakterlerle ayrışır. Kalemden sonra bir üslup oluşur elbette. Üslup aynıyla insandır, demişler. Senin üslubun nedir; kaleme hayat veren karakterin? Bu konu yazının ikinci bölümünde.

Kaleme dönüşen parmağımızla ve ruhlara dokunmayı murat edinen düşüncelerimizle rahatsızlık vermeyi sürdüreceğiz.

 

Mustafa Everdi

Yazar, düşünür ve Noter'dir. Siyasetle ilgilenir, yayın dünyasıyla içli dışlı biri olarak bilinir...


Fatal error: Uncaught TypeError: fclose(): Argument #1 ($stream) must be of type resource, bool given in /home/fikrikadim/public_html/wp-content/plugins/wp-super-cache/wp-cache-phase2.php:2386 Stack trace: #0 /home/fikrikadim/public_html/wp-content/plugins/wp-super-cache/wp-cache-phase2.php(2386): fclose(false) #1 /home/fikrikadim/public_html/wp-content/plugins/wp-super-cache/wp-cache-phase2.php(2146): wp_cache_get_ob('<!DOCTYPE html>...') #2 [internal function]: wp_cache_ob_callback('<!DOCTYPE html>...', 9) #3 /home/fikrikadim/public_html/wp-includes/functions.php(5420): ob_end_flush() #4 /home/fikrikadim/public_html/wp-includes/class-wp-hook.php(324): wp_ob_end_flush_all('') #5 /home/fikrikadim/public_html/wp-includes/class-wp-hook.php(348): WP_Hook->apply_filters('', Array) #6 /home/fikrikadim/public_html/wp-includes/plugin.php(517): WP_Hook->do_action(Array) #7 /home/fikrikadim/public_html/wp-includes/load.php(1270): do_action('shutdown') #8 [internal function]: shutdown_action_hook() #9 {main} thrown in /home/fikrikadim/public_html/wp-content/plugins/wp-super-cache/wp-cache-phase2.php on line 2386