CNN International’de yayınlanan analiz yazısında ABD Başkanı Trump’ın politikalarının en önemli sonucunun; “Başkan Donald Trump’ın, otoriterliğin imgelerini ve araçlarını ulusal olarak kırılgan bir dönemde benimsemesi, Amerika’nın demokratik gelenekleri tehdit eden zararlı siyasi güçlerin açığa çıkması riskini taşıyor.” deniyordu.
Ama artık ABD’den gelen haberler, işlerin karıştığını da gösteriyor. Trump, binlerce ağır silahlı askeri personeli ve güvenlik gücünü görevlendirdiğini duyurdu
[su_quote]Siyahi George Floyd’un Minnesota eyaletinde gözaltına alınırken polis şiddetiyle ölmesi üzerine başlayan protestoların sekizinci gününde ABD yönetimi birçok şehri ulusal muhafızlar ile tahkim ediyor. ABD Ulusal Muhafızlar Bürosu, dün akşam başkent Washington DC’de 1300 ulusal muhafızın görev yaptığını ve bu akşam itibarıyla birçok eyaletten 1500 muhafızın daha kente intikal edeceğini açıkladı.[/su_quote]
Trump, Beyaz Saray’ın bahçesinde, ülkede siyahi George Floyd’un polis şiddeti sonucu yaşamını yitirmesine karşı başlayan ve şiddet eylemlerine dönüşen protestolara ilişkin açıklamalarda bulundu.
Konuşmasının başında ABD başkanı olarak görevinin ülkeyi ve halkını korumak olduğunu vurgulayan Trump, “Ülkemizin kanunlarını korumak için bir yemin ettim. George Floyd’un gaddarca öldürülmesinden haklı olarak rahatsız olan Amerikan halkı için bu sözümü tutacağım. Yönetimim Floyd ve ailesi için adaletin yerini bulması sözünü yerine getirecektir. O bir hiç uğruna ölmedi” dedi.
Öte yandan sokaklardaki şiddet olaylarına dikkati çeken Trump, “Haklı haykırışların ve barışçıl gösterilerin, kızgın kalabalıklar tarafından bastırılmasına izin vermeyeceğiz” dedi.
Bazı eyalet yönetimlerini ve yerel idarecileri, şiddet eylemlerinde bulunanlara karşı “gerekli önlemleri almamak”la suçlayan Trump, insanların iş yerlerinin yağmalandığını, yeni tip koronavirüs ile mücadele eden sağlık çalışanlarının korkudan evlerinden çıkamadığını, Washington DC’deki önemli yapıların ve kiliselerin hasar gördüğünü anlattı.
“Asla öfkeye ve nefrete kapılmamalıyız”
Başkent Washington DC’deki olaylar için de adım attığını belirten Trump, “Burada konuşurken, yağmaları, yakıp yıkmaları durdurmaları için binlerce ağır silahlı askeri personeli ve güvenlik gücünü görevlendiriyoruz” bilgisini paylaştı.
Trump, göstericilere kentte yerel saatle 19.00’da başlayan sokağa çıkma yasağına da uymaları uyarısında bulunurken, “Masum hayatlara ve mallara tehdit oluşturanlar, gözaltına alınacak, tutuklanacak ve tam hukuk kapsamında yargılanacaktır. Bu terörün elebaşlarının şunu bilmesini istiyorum, sert cezalar ve uzun hapislerle karşı karşıyalar. Bu gruplar, Antifa ve bu şiddetleri yönlendiren diğer kişiler” dedi.
Halkını ve haklarını koruyacağının altını çizen Trump, “Hukuk olmadığında fırsat da olmaz, adalet olmadığında özgürlük olmaz, güvenlik olmadığında gelecek olmaz. Asla öfkeye ve nefrete kapılmamalıyız. Hainlik ve şiddet hüküm sürerse hiçbirimiz özgür olmayız” mesajını verdi.
Trump, Beyaz Saray’dan St. Johns Kilisesi’ne yürüdü
Trump, Beyaz Saray’daki konuşmasının ardından yerleşkeden çıkarak Beyaz Saray’ın yakınındaki dün akşamki protestolarda kundaklanmaya çalışılan St. Johns Kilisesi’ne elinde tuttuğu İncil ile yürüdü.
Kilisenin önünde kısa bir süre duran ve içeri girmeyen Trump, geniş güvenlik önlemleri altında Beyaz Saray’a döndü.
“Nefes alamıyorum” feryadı polis şiddetini gündeme taşıdı
46 yaşındaki George Floyd, pazartesi günü dolandırıcılık şüphesiyle Minneapolis’te gözaltına alınırken bir polisin uzun süre ensesine diziyle basması nedeniyle dakikalarca “Nefes alamıyorum” diye yalvarmıştı.
Floyd’un, olay yerine gelen acil sağlık ekiplerince kaldırıldığı hastanede hayatını kaybettiği açıklanmış, yoldan geçenlerin cep telefonlarıyla kaydettiği görüntüler sosyal medyada büyük tepki toplamıştı.
Görüntüler, ülkede siyahilere yönelik polis şiddeti tartışmalarını tekrar alevlendirmiş ve Minneapolis başta olmak üzere birçok şehirde protestolara yol açmıştı.
Eyalette acil durum ilan edilirken olayları kontrol altına almaları için Ulusal Muhafızlar görevlendirilmişti.