Beyaz perdede ırkçılığı konu edinen en çok beğeni almış filmleri sizler için derledik. Irkçılığın, adaletsizliğin protesto edildiği bugünlerde sanırız tekrar seyredilme ihtiyacı duyulabilir
Malcolm X – 1992
Amerikan siyahi müslümanlarının lideri Malcolm X’i anlatan bu film Amerika’daki ırkçılığa karşı yapılmış en başarılı filmler arasındadır. Babası Ku Klux Klan örgütü tarafından öldürülen genç Malcolm sokaklarda büyür ve hırsızlık yapmaya başlar. Kısa süre sonra içeriye atılan siyahi liderin hayatı hapishanede değişir. Elijah Muhammed adında biriyle tanışan Malcolm müslüman olur. Mekke’ye giderek İslam anlayışı değişir ve yeni bir insan olarak ırkçılığa karşı büyük bir düşünce savaşı başlatır. Spike Lee’nin yönetmen koltuğunda oturduğu biyografi türündeki filmin başrolünde usta aktör Denzel Washington bulunuyor.
Bülbülü Öldürmek – 1962
Harper Lee’nin kitabından uyarlanan ve 1962’de beyaz perdeye yansıtılan filmin özgün adı To Kill a Mockingbird, Bülbülü Öldürmek filmi ırkçılığa karşı verilen mesajları içeren en etkili ilk filmler arasındadır. Türkiye’de Uğursuz Kuş adıyla da gösterildiğine dair kayıtlar vardır. Robert Mulligan yönetmenliğinde çekilen film 1930’larda ABD – Alabama’da geçiyor. Beyaz bir kadına tecavüzden yargılanan ve halk tarafından linç edilmek istenen siyah bir adamı savunan beyaz bir adamın hikayesi… Filmin en can alıcı sözü ise “Bir an derinizi çıkarıp kenara koyun ve beni dinleyin…” olmuştur.
12 Yıllık Esaret – 2013
2014 yılında en iyi film olarak Oscar alan ’12 Yıllık Esaret’ işlediği konu bakımından oldukça acıklı bir film. New York’da özgür bir siyahi olarak doğan Solomon Northup’un aşkı ailesi ve kemanı olmuştur. Washington DC’de kaçırılıp köle olarak satılan Solomon 12 yıllık bir esaret yaşar. Siyahlara yapılan zulmü tüm çıplaklığıyla gözler önüne seren filmin yönetmen koltuğunda Steve McQueen bulunuyor.
Mor Yıllar – 1986
1985 yapımı filmin yönetmenliğini Steven Spielberg yaptı. Sinemada Nazi soykırımı bağlamında ırkçılığı konu almış filmler yapan Spielberg Mor Yıllar’da sağlam oyuncu kadrosuyla farklı ve başarılı bir film ortaya koyuyor. 1900’leriin başında geçen filmde bir erkeğe satılacak siyahi kızın, kardeşinden kopamaması anlatılıyor. Başrollerde Danny Glover, Whoopi Goldberg ve Oprah Winfrey gibi isimler var.
Schindler’in Listesi – 1993
Vizyona girdiği dönemde itibaren çok ses getiren sinema filmlerinden biri olan Schindler’in Listesi bir Steven Spielberg yapımı. İkinci Dünya Savaşı ve Yahudilerin bu dönemde yaşadıklarını tarihi tanıklarla anlatan filmlerden Schindler’in Listesi… Liam Neeson’un başrolünü üstlendiği filmde kendisine Ben Kingsley ve Ralph Fiennes eşlik ediyor. Film, Oscar Schindler adlı bir alman bir işadamının 1100 yahudinin hayatını kurtarmasını konu alıyor.
Hayat Güzeldir – 1997
II. Dünya Savaşında yaşanmış konulu bir film olan ‘Hayat Güzeldir’ perdede yaşattığı hüzün, kuşkusuz sinema tarihinde yerini hafızalara kazımış az rastlanılanan türden.
II. Dünya Savaşı’ndan birkaç yıl önce başlayan film, Guido adındaki yahudi bir adamın başından geçer. Dora’ya aşık olan ve onu kaçırarak evlenen ardından birde çocuk yapan Guido, savaşın patlak verildiği yıllarda oğluyla birlikte toplama kampına götürülür. Guido oğluna olayları bir savaş değil de oyun olarak anlatır ve oyunun sonunda çok istediği tankı kazanacağını söyler. Filmde çekilen tüm ızdıraba rağmen her şeye umutla bakılmasını bize gösteren Guido’un yarattığı duygusal etki tarif edilemez. Filmin hem yönetmeni hemde başrl oyuncusu olan Roberto Benigni bu filmiyle Oscar dahil birçok ödül topladı.
Piyanist – 2002
Polonyalı Roman Polanski’nin İkinci Dünya Savaşı’nda yahudilere yapılan nazi soykırımına dem vurmuş büyük bir yapım olan Piyanist’in başrolünde Adrien Brody bulunuyor. Polonya’da bir piyanist olan Wladyslaw Szpilman’ın ailesi yahudi olduğu için Nazi soykırımından nasibini almıştır. Film, önceden sanat sayesinde kurduğu bağlantılarla ayakta kalan piyanistin tek başına hayatta kalma mücadelesini anlatır.
American History X (Geçmişin Gölgesinde) – 1998
Oyuncu Edward Norton’un yıldızının parladığı filmlerden biri olan Geçmişin Gölgesinde bir Neo-Nazi’nin sokaklardaki sert ırkçılığını göze vuran yapımlardan biri. Asabi bir Neo-Nazi lideri olan Derek mahallesindeki göçmenlere kan kusturur. Bir anda çetenin ilahı haline gelen Derek, hapishaneye girer ve aslında ırkın bazı şeyler yanında değer olmadığını anlar. Filmin yönetmen koltuğunda Tony Kaye oturuyor.
Yeşil Yol – 1999
Tom Hanks ve Michael Clarke Duncan başrolünü paylaştığı sinema filmi Stephen King’in romanından uyarlanmıştır. Yeşil Yol 1920’lerde ABD topraklarında geçiyor. Bir hayli iri bir siyahi olan John Coffey küçük kızlara tecavüz etme suçundan idama mahkum edilir. Özel güçleri olan Coffey’in masumiyeti yavaş yavaş anlaşılsa da idam günü yaklaşmaktadır. Filmde Michael Clarke Duncan’ın harika performansı Tom Hanks ve David Morse’u filmde gölgede bırakmıştır. Yönetmen kolutuğunda Frank Darabont var.
Gran Torino – 2008
Efsane aktör Clint Eastwood’un yönetip oynadığı film yine bizi çete savaşlarına götürüyor. Bir hayli aksi,milliyetçi ve eski asker yaşlı bir adamın uzakdoğululara gösterdiği sertliğin kırılışını ve ailesinden daha yakın davranışlara maruz kalarak kalbinin yumuşamasını anlatıyor. Gran Torino ismi ise kullandığı arabadan kaynaklanıyor.
