İşveren örgütleri ne işe yarar?

8 mins read

Mehmet Akkaya  Aydınlık gazetesinde yayımlanan yazıyla işveren örgütlerini tartışmaya başlıyor. Onların varlığını ve ne işe yaradıklarının sorgulayan yazısıyla fikrikadim’in medya alıntı safasında yerini aldı. “Bugün tersinden bakarak, “işveren örgütlerinin işverenler için ne işe yaradığını” ele alalım.

 

İşveren örgütleri ne işe yarar? 1
Mehmet Akkaya

İşveren örgütlerinin kulak ardı ettiği, işçi sendikalarının ise pek düşünmediği bir durumu tartışıyoruz; “İşçi sendikası sadece işçiyi değil, işvereni de korumaktadır”.

Önceki yazıda başladı, bugün ve sonraki yazıda da sürecek.

Bugün tersinden bakarak, “işveren örgütlerinin işverenler için ne işe yaradığını” ele alalım.

Hangi işveren örgütlerini kastediyoruz?

Şunları;

Türkiye İşveren Sendikaları Konfederasyonu (TİSK), 21 işveren sendikasının üst örgütü. Üye işverenlerin 9.600 işyeri var. Bu işverenler 1 milyon 230 bin işçi çalıştırıyorlar. Hükümetler değişir ama istekleri hükümetlerin programıdır.
Türkiye Sanayici ve İş Adamları Derneği (TÜSİAD), büyük işverenlerin örgütü. 643 üye, onların da 4.500 şirketi var. Örgüt, 1979’da Ecevit Hükümetine karşı tam sayfa gazete ilanları, piyasada yokluklar ve kuyruklarla hatırlanır. Hükümet istifa etmek zorunda kaldı. CIA’nın kışkırttığı terör olaylarının tırmandığı döneme denk gelmesi, arkasından 12 Eylül Amerikan darbesi, çeşitli sorulara yol açmıştı.
Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği’nin (MÜSİAD), 224 şubesi ve patronlardan oluşan 11 bin üyesi var. Bu 11 bin patron, 2 milyon işçi çalıştırıyor.
Türkiye Metal Sanayicileri Sendikası’nın (MESS) 241 üyesi var. 130 bin işçi için toplu sözleşme imzalıyor.
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB), 81 il ve 160 ilçedeki Odaların ve Borsaların üst örgütü. 1,5 milyon işveren üyeleri var. İşverenler daha çok orta ve küçük ölçekli işletme sahipleri.
Anadolu Aslanları İşadamları Derneği’nin (ASKON) 6.000 üyesi var. Üye işverenler 500 bin işçiyi çalıştırıyor.
Başka işveren örgütleri de var. Ama ağırlıklı olanlar bunlar.

İstekleri hükümetlerce emir sayılan, ilanları ile hükümet deviren, uygulamaları salgın gibi yayılan bu koca işveren örgütleri, üyeleri için ne anlam ifade ediyor? Hangi durumlarda birbirlerine destek oluyorlar?


Cevabını basit sanıyordum. Öyle değilmiş. Karıştırdıkça şaşılacak şeyler çıktı.

İşçinin sendikalaşma çabasını boğmak için, evet bu konuda dayanışmaları epeyce iyi.

İşçi önderleri için kara listeler oluşturup, onların iş bulabilmelerini engellemek?

Bu konuda da iyiler.

İşçinin düşük maaşa ve kötü çalışma koşullarına razı edilmesi?

Örgütlerin esas uğraşısı bu neredeyse… İşçinin hayatını karartan çok sayıda kanun çıktı, kanun değiştirildi, ekler yapıldı bu örgütler istedi diye.

İşçinin başına bela olmada epeyce becerikli olan bu örgütler, patronun başı belaya girdiğinde ne yapıyor?

Örneğin fabrikası batana, kapatmak zorunda olana diğer işverenlerden destek duydunuz mu?

Ya da borcu yüzünden tefeciye gitmesini engelleyip, gereken desteği aralarında karşıladıklarını duydunuz mu?

Gazete ve internet ilanları, icra mahkemelerinin satışa çıkardığı fabrikalarla doludur.

Örneğin 27 Haziran 2011 tarihli Yeniçağ Gazetesinin haberi; “İcra ihalelerinin listesini yayımlayan ve icradan mal edinmelere danışmanlık desteği veren bir internet sitesinin yetkilisinden ürküten açıklama: ‘Son 2,5 yılda 700 fabrika sattık. 20 bin işçi çalıştıran bile vardı. Yabancı bankalar icra ihalelerini kaçırmıyor. Bir müşterim 3,7 milyon liraya aldığı fabrikayı 10 milyon dolara satıyor şu anda…”

2015 yılında da, 2019’da da durum aynıdır.

Sahi ne işe yarar bu koca işveren örgütleri?

Başka bir soru;

Fabrikasını yakmak zorunda kalan ya da intihar eden işverenin yarasına merhem olduklarını duydunuz mu?


Sadece İstanbul’da 2017 yılında 166, 2018 yılında 152 fabrika yanmıştı. İşyeri kazası ise bunların tamamı, işverenler arasında tecrübe alışverişi de yok, teknik dayanışma da.

Ayrıca mühendis örgütleri ve sigorta uzmanları, artan yangınlarda “ekonomik sebeplerin” çoğaldığını belirtiyorlar. Türkçesi şu ki, batan fabrika yakılmaktadır.

Bu koca işveren örgütleri ne yapıyor bu durumda?

Arıza yangını da seyrediyor, ekonomik yangını da.

Önceki yazıda Sakarya’da 2007’den beri altı kez patlamanın ve yangının olduğu havai fişek fabrikasını ele almıştık. Üstelik patron MÜSİAD’ın Şube Başkanı idi. Ama ne MÜSİAD, ne de diğer işveren örgütleri, bu yangınlarda ne işçinin yanında olmuşlardı ne de işverenin.

Son patlama ve yangın ile de fabrika kül oldu, patron ise cezaevinde.

Hazin değil mi?

Sahi, bütün bu belalarda işverenin yanında olmayan işveren örgütleri ne işe yarar?

Bunun da Türkçesi şu ki, patron dayanışması denilen şey, sadece işçiye karşıdır. Kendilerini zengin eden gariban üreticiye karşıdır.

Ötesi fasa fiso.

Kaynak : AYDINLIK

FİKRİKADİM

The ancient idea tries to provide the most accurate information to its readers in all the content it publishes.

Leave a Reply

Your email address will not be published.

Comment moderation is enabled. Your comment may take some time to appear.