Eskiden Plaj Yerine “Deniz Hamamları” Vardı

6 mins read
Naim Güney
Naim Güney

Osmanlı döneminde denize girmek ve güneşlenmek için “Deniz Hamamı” adı verilen özel banyo yerleri yapılmıştı. Plajlarda kimseye görünmeden denize girmek isteyen kadınlar için Osmanlı döneminde uygulanmış ve herkesin denizden istifade etmesini sağlamıştı.

Osmanlı döneminde açıkta denize girilmezdi. Günümüzde olduğu gibi plajlar da yoktu. Ancak insanlar denize girmek istiyorlardı. Osmanlı halkı güneş banyosu ve yüzmeden yeterince yararlanamıyordu. Deniz hamamı adı verilen kapalı ve dışarıdan görülemeyen özel banyo yerleri Osmanlı dönemindeki bu ihtiyaca ve o dönem ki İslami anlayışa uygun olarak ortaya çıktı.

Halkın deniz ihtiyacının karşılanması için deniz üzerinde dört tarafı kapalı, ortası havuz şeklinde üstü açık kulübe gibi binalar yapılmıştı. Bunlara deniz hamamı veya derya hamamı denirdi. Kadın ve erkeklerin deniz hamamları ayrı ayrıydı. İnsanlar, buralarda yüzer, eğlenir ve güneşten yararlanırlardı. Deniz hamamlarının kurulup, işletilmesi ilk yıllarda Deniz Kuvvetleri’nin görevleri arasındaydı. 19. yüzyılın ikinci yarısında sorumluluk belediyeye verildi. Deniz hamamları, havuzla etrafındaki bir platform ve onun etrafında yer alan soyunma odalarından meydana geliyordu. Ayrıca yiyecek ve meşrubat satılan bir büfesiyle, suları kirletmeyecek şekilde yapılmış olan bir tuvaleti bulunuyordu. Deniz hamamları genellikle deniz dibine çakılan kazıklar üzerine inşa edilirdi.

 

Eskiden Plaj Yerine "Deniz Hamamları" Vardı 1

Sahilden yaklaşık 15-20 metre açıkta kuruldukları için karadan bir iskeleyle deniz hamamına geçilirdi. İnşaatta kullanılan kazık ve keresteler suya dayanıklı ağaçlardan seçilirdi. Deniz hamamlarının yapıldığı yerler, akıntıdan uzak, dışarıdan görülmeyen, tahtadan yapılmış barakalar şeklindeydi. Deniz üzerinde dört tarafı kapalı hamamın, ortası havuz şeklinde bırakılarak, çevresi ızgaralarla kapatılırdı. Yerleşim yerlerinde üstten görünmemeleri için hamamın üstü branda bezleriyle kapatılırdı.

Deniz Hamamları mevsimlikti.

Sonbahar gelince kapatılır, keresteleri yeniden sökülüp, depolanırdı. Hamamlar eğer sökülmezlerse baharda tahrip edilen kısımlar onarılarak içi ve dışı boyanırdı. Kamuya açık olanların dışında özel deniz hamamları da vardı. Yalı sahiplerinin kendi binalarının yanına yaptırdıkları özel hamamlar sabitti. Deniz hamamları sık sık onarılırdı. Hamamları yapan ustaların gayrimüslim olmalarına karşılık, işletmecileri çoğunlukla Müslüman’dı. Deniz hamamları, belediye tarafından iki veya üç yıl için açık artırmayla ihaleye çıkarılıyordu. Rağbet görmesi yüzünden birçok kaçak deniz hamamı da yapılmıştı. Kaymakamlık ve belediye yetkilileri bu kaçak hamamlarla uzun süre uğraşmışlardır.

Deniz Hamamı

Kadın ve erkekler için ayrı ayrı inşa edilen hamamlar, kadınlar hamamındaki seslerin erkekler hamamından işitilmeyecek kadar birbirinden uzakta olurlardı. Zaman zaman erkeklerin kadınları seyretmeye gelmesi üzerine, güvenlik tedbirleri artırılmıştı. Meselâ, 1850’de Fenerbahçe Mesiresi kenarından denize giren kadınları kayıkla deniz tarafından gelerek seyretmeye teşebbüs eden erkeklerin güvenlik güçleri tarafından engellenmesi için tedbirler alınmıştı.

İstanbul’un işgal yıllarında, açıkta denize giren Rus ve İngilizler’i gören İstanbullular da onları taklit ettiler. Deniz hamamlarının yanında plajlardan denize giren insanların sayısı her geçen gün arttı. Plajlar artarken deniz hamamları giderek azaldı. Nihayet 1970’li yıllarda deniz hamamları tarihe karıştılar.

English read

Naim Güney

Ordu yerel tarih araştırmacısı. Gazeteci, yazar.

"Tarih" geçmişle gelecek arasında köprü kurmaya imkan tanır ve dün ne olduğumuz, gelecekte ne olabileceğimize dair bize fikirler verir"

Leave a Reply

Your email address will not be published.

Comment moderation is enabled. Your comment may take some time to appear.