/

Haberi nereden/nerenizden tutarsanız/tutturulursanız sizindir

5 mins read

Ve evet, bugün hemen hemen bütün muhalif medya tarafından atılan başlıklar yine çok ilginçti.  T24’de atılan başlık “Türkiye ilk kez “otokrasi” olarak sınıflandırıldı”  Diken sitesi “Dönüşüm endeksi: Türkiye ilk kez ‘otokrasi’ olarak sınıflandırıldı”, Cumhuriyet;  ‘Dönüşüm Endeksi’nde Türkiye ilk kez ‘otokrasiler’ sınıfında yer aldı”

Farkında mısınız verilen manşet başlıkları tamamen bir algının oluşturulması üzerine kurulu ve birbirinin benzeri manşetleri. Bütün muhalif medyayı tarasak bu başlıkların birbirinin benzeri olacağını göreceğiz. Ayrıca oluşturulan algıda şöyle bir yön var; sanki bu tanımlamanın yani Türkiye’nin ““otokrasi”  otokratik bir devlet olduğu” BM veya AB gibi teşkilatlar tarafından yayınlanan bir rapora göre… Hayır Almanya’da bir vakıf bunu yayınlıyor; Bertelsmann Vakfı… Almanların bu tutumları her zaman ilginçtir.  Özellikle Türkiye’ye demokrasi ihraç etme merakları ve bunda çok büyük gayret içinde olmaları da. Gerçekten ben Almanya’nın neden bu kadar Türkiye’ye demokrasi ihraç etmek istediğini anlamış değilim. Mesala Neden Mısır veya; “Mısır da ne? Önemsiz bir devlet kim ne yapsın Mısır’ı” diyecek arkadaşlar için mesela neden Rusya’ya ihraç etmeye çalışmıyor? Öyle değil mi? Mesela bu Alman vakfı neden Rusya hakkında bir demokrasi raporu yayınlamaz.  Sahi Rusya çok mu demokrat bir ülke.

Rapor ayrıca bu otokratik rejimin başkanlık sistemiyle oluştuğunu söylüyor.

Alman vakfı bunu yaparken aslında Türkiye’nin farklı alanlarda da değerlendirmelerini yapıyor. Örneğin “Devletin temel işlevlerini yerine getirme kabiliyetinde” 10 üzerinden 7″ gibi bir değer veriyor.  Yani devlet vatandaşına iyi hizmet ediyor. Şuraya da dikkat edin bir oran daha vereceğim. “Siyasi katılım” alanında 5,80 ve “siyasi ve toplumsal entegrasyon” alanında 5,30 puan” veriyor.  Şimdi aslında bu puanlar gayet yüksek puanlar.

Farkındayım habere sanki Alman vakfını yerden yere vuracağım, kötüleyeceğimi ve şimdi size bu vakıfların Türkiye’de yapmak istedikleri hedefleri komplo teorilerini anlatarak; Türkiye’nin aslında ne kadar başarılı bir ülke olduğu propagandasını bekliyorsunuz. Hayır.

Aslında Bertelsmann Vakfı gibi pek çok vakıf dünyanın çeşitli ülkeleriyle ilgili raporlar yayınlar ve devletlerin kimi konularda liberal demokrasi, serbest piyasa ekonomisi üzerinden analizler yayınlar. Ama benim en çok merak ettiğim; Bertelsmann Vakfı’nın Almanya’da yükselen nazizim ve devlet bürokrasisinde ve kurumlarında yükselen nazi taraftarlığının, analizini yapıp yapmadığı. Veya Türkiye’deki vakıfların bu alanda ne tür araştırmalar yapıp, yayınladıkları.

Bertelsmann Vakfı, aslında “demokratik kurumların istikrarlılığı” kalemlerinde Türkiye 3,50 ve 3 puan veriyor. Evet işte ben de aynı şeyi soruyorum Alman vakfına, Almanya’daki “kurumların demokrasi alanında” gösterdikleri istikrar ne kadar?

Sahi bu muhalif medya ne zaman habercilik yapacak. Tamam iktidar medyası bir habercilik yapmıyor. Propaganda yapıyor. Ama raporda pek çok olumlu değerlendirme de var. Raporun olumlu yanları çok daha fazla aslında.

Kurumların demokrasisi meselesi, Türkiye’de gelişirken Avrupa’da yerlerde sürünüyor. Bunu nereden çıkarıyoruz. Corona virüs salgını pratik olarak bize gösterdi.

Biliyorum bu haber verişimiz biraz kafa karıştırdı. Ama bu işler böyle haberi nereden/nerenizden tutarsanız/tutturulursanız sizindir. 

 

 

Hayati Esen

In 2005, he published his first book "Why Sufism". Then in 2012, he published essays on theology, politics and art in various magazines and newspapers. In 2014, he founded the website fikrikadim. The website is published in Turkish and English. In 2023, he wrote a post-truth novel called "Pis Roman". He still publishes his articles on fikrikadim.

Leave a Reply

Your email address will not be published.

Comment moderation is enabled. Your comment may take some time to appear.