“Bahçeli tarzı siyaset” İşte Bahçeli’nin özet portresi..

14 mins read

Son dönem Türk siyasi tarihinin önemli figürlerinden biri olan Devlet Bahçeli kimdir?  “Bahçeli tarzı siyaset” pek çok kritik konuda belirleyici olmuştur. Başkanlık sistemine geçiş bu hamlelerin en önemlisi olarak sayılabilir. İşte Bahçeli’nin özet portresi..

"Bahçeli tarzı siyaset" İşte Bahçeli'nin özet portresi.. 1

Devlet Bahçeli, 1948 yılında Osmaniye dünyaya geldi. Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) taraftarı ve İsmet İnönü hayranı olmasıyla bilinen, varlıklı bir babanın oğlu olarak… Bahçeli’nin ailesi, Fettahoğulları’na mensup geniş bir Türkmen aşiretiydi . İlköğrenimini memleketinde okuyan Bahçeli, başarılı bir öğrencilik geçirdi. Ortaokula ise ağabeyi Servet ile birlikte Adana’da ailesinden uzakta devam etti. Lise eğitimini sürdürmek amacıyla İstanbul’a gitti. Akgün Koleji’nde başlayan lise hayatı, Etiler’deki Ata Koleji’nde tamamlandı. Üniversiteye kadar hep özel okullarda okuması nedeniyle, ileride kendi siyasi camiasında ‘kolejli’ olarak anılmasına yol açtığı yorumu sıkça dile getirilir.

Bahçeli’nin milliyetçi düşünceyle tanışmasında, dönemin 1. Ordu Komutanı Cemal Tural’ın eşi olan lisedeki edebiyat öğretmeni Suna Tural’ın tavsiyesiyle okumaya başladığı kitaplar büyük rol oynadı. Şimdiki adı Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi olan Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisi Dış Ticaret Bölümü’ne 1967’de kaydını yaptırdığında, Türk milliyetçiliğini büyük ölçüde benimsemişti.

Türkeş ile tanışmas

Bahçeli, gençlik dönemlerinde Cumhuriyetçi Köylü Millet Partisi genel başkanı Alparslan Türkeş’in seminerlerine gitmeye başladı. CKMP’nin adı 1969’da Milliyetçi Hareket Partisi oldu. MHP, ‘Türk-İslam Ülküsü’ (ülkücülük) şeklinde formüle edilen ve geleneksel değerler ile devletin korunmasını temel alan bir Türk milliyetçiliğini savunuyordu. MHP’nin temsil ettiği siyasi hareket, tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de 70’lerde yükselişe geçen sosyalizm karşısında Orta ve Doğu Anadolu ile Karadeniz bölgelerindeki gençler arasında etkinlik kazanmaya başladı. Sosyalist akımlarla mücadeleye girişen ülkücü hareketin bir neferi olan Bahçeli, 1967 yılında Ankara İktisadi ve Ticari İlimler Akademisinde öğrenci iken Ülkü Ocakları Kurucusu ve yöneticisi olarak görev aldı. . Ülkücülerin, sosyalistlerin kontrolündeki okulu geri almalarına yönelik işgal hareketine önderlik etti. 1970-71 yıllarında Türkiye Milli Talebe Federasyonu Genel Sekreterliği yaptı.

Akademisyenlik yıllarında Ülkücü Maliyeciler ve İktisatçılar Derneği’nin (ÜMİD-BİR) kurulmasında rol oynayan Bahçeli, Üniversite Akademi ve Yüksekokullar Asistanları Derneği’ni (ÜNAY) kurdu ve genel başkanlığını yaptı. İktisat alanındaki doktorasını, Gazi Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde tamamlayan Bahçeli, aynı üniversitenin İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Politikası Ana Bilim Dalı’ndaki öğretim üyeliğini 1987’ye kadar sürdürdü. 12 Eylül 1980’deki askeri darbenin ardından derneklerin çoğu kapatılırken, Bahçeli’nin ÜNAY’ına dokunulmadı.

1980 Darbesi’nden sonra cezaevine giren Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ve Ülkücü kuruluşların yöneticileri ile mensuplarının davalarının her platformda savunulmasına dair çalışmalarda bulundu

‘Başbuğ’un daveti

Askeri müdahale sonrasında diğer partilerle birlikte MHP de kapatıldı; Bahçeli de siyasi faaliyetlerine ara vermek zorunda kaldı. 6 Eylül 1987’deki referandumla eski siyasetçilerin önündeki siyaset yapma yasağı kaldırıldı. 1985’te kurulan Milliyetçi Çalışma Partisi’nin (MÇP) başına geçen Türkeş, gelecek vaat eden bir isim olarak gördüğü Bahçeli’yi MÇP’ye davet etti. MHP Genel Başkanı Alparslan Türkeş tarafından göreve çağrılması üzerine Milliyetçi Çalışma Partisi (MÇP) Büyük Kurultayı’nda parti yönetimine seçildi ve Genel Sekreterlik görevine getirildi. MÇP ve MHP’nin yönetim kadrolarındaki görevi uzun yıllardır sürdüren Bahçeli, çeşitli zamanlarda Genel Sekreterlik, Genel Başkan Yardımcılığı, Merkez Yürütme Kurulu Üyeliği, Merkez Karar Kurulu Üyeliği, Genel Başkan Başdanışmanlığı görevlerinde bulundu.

Türkiye’nin siyasi tarihinde değişimlerde onadığı roller

Başörtüsü yasağının kaldırılması

Meclis’e döndükten sonra Bahçeli’nin en önemli çıkışlarından biri ise “başörtüsü yasağının kaldırılması” ile ilgili oldu. AK Parti, özellikle üniversitelerdeki yasağı kaldırmak istiyor ancak milletvekili sayısı yetmiyordu. Dönemin Başbakanı Tayyip Erdoğan bir yurtdışı gezisinde “Velev ki bir siyasi simge olarak taktğını düşünün. Bir siyasi simge olarak takmayı suç kabul edebilir misiniz? Simgelere bir yasak getirebilir misiniz?” çıkışı hiç bitmeyen başörtüsü tartışmasını yeniden başlattı. Bahçeli, Anayasa’daki eşitlik ilkesine atıfta bulunarak yasağın kaldırılması için AK Parti’ye destek vereceklerini açıkladı. Bu teklifi değerlendiren AK Parti ile MHP masaya oturdu. Başörtüsü yasağı kalktı.

7 Haziran’dan 1 Kasım’a…

MHP 7 Haziran 2015 Genel Seçimleri’nde yüzde 16,2 oy alarak 80 milletvekili çıkardı. MHP 7 Haziran öncesi seçim kampanyasında ağırlığı ekonomik vaatlere vermişti. Ancak yine de MHP hakkında “Hiçbir şey yapmadan oylarını arttıran parti” yorumları yapıldı.

Seçim sonrası hiçbir parti tek başına iktidar olamayınca, koalisyon seçenekleri tartışıldı. Bahçeli, daha seçim gecesi kendi partisini dışarıda tutarak tüm koalisyon ihtimallerini sıraladı, ardından da şunu söyledi:

“Böyle bir yapılanma içerisinde Milliyetçi Hareket Partisi şerefi ve haysiyeti ile çok güzel bir ana muhalefet görevini de üstlenmeye hazırdır. Bunların hiçbirinden sonuç alınamıyorsa, en erken seçim ne zaman olacaksa, o zaman da seçim olur.”

Devlet Bahçeli sonraki günlerde koalisyon seçeneklerinin hiçbirine yanaşmadı. Özellikle de AK Parti ile olası bir koalisyon için 4 şart öne sürdü: Çözüm sürecinin bitmesi, Cumhurbaşkanı’nın yasal sınırlara çekilmesi, 17/25 Aralık’ın araştırılması ve Anayasa’nın ilk dört maddesinin korunması.

7 Haziran’dan seçimlerin tekrarlandığı 1 Kasım’a kadar Bahçeli “Her şeye ‘hayır’” demekle itham edildi.

MHP üyesi ve Alparslan Türkeş’in oğlu Tuğrul Türkeş’in de Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun teklifini kabul ederek seçim hükümetinde bakan olarak görev almasına çok sert tepki gösterdi. Türkeş MHP’den ihraç edildi, AKP’den aday oldu.

MHP 1 Kasım seçimlerinde büyük bir oy kaybı yaşadı, partinin oyları 4,5 ayda yüzde 12’ye geriledi. Aldığı oy oranının daha yüksek olmasına rağmen, milletvekili sayısı açısından MHP, HDP’nin ardında kalarak meclisin dördüncü partisi oldu.

15 Temmuz’a karşı tavır ve başkanlığa giden yol

15 Temmuz’da Gülen örgütünün darbe girişimi Bahçeli’nin siyasi hayatında önemli dönüm noktalarından biri. Bahçeli, darbe girişimi gecesi, daha darbenin âkıbeti belli olmadan Başbakan Binali Yıldırım’ı arayarak seçilmiş iradenin arkasında oldukları mesajını verdi. Bahçeli, Yıldırım’ı ilk arayan isimlerdendi. Gülen yapılanmasının darbe girişimi MHP için başka bir değişimi de beraberinde getirdi.

15 Temmuz’dan 4 ay sonra, bir grup toplantısında MHP lideri, ülkede yönetim sisteminin fiilen değiştiğini söyleyerek hükümete başkanlık sistemi ile ilgili tekliflerini Meclis gündemine getirme çağrısı yaptı. Bahçeli’nin bu sözleri Türkiye’de yıllardır konuşulan ancak AK Parti’nin gerekli çoğunluğu olmadığı için bir türlü Meclis’e getiremediği başkanlık sistemini ülke gündemine yeniden taşıdı. AK Parti ile MHP arasında yapılan görüşmeler sonrasında “Cumhurbaşkanlığı sistemi” olarak da tanımlanan yeni yönetim sistemine ilişkin anayasa değişikliği Meclis’te kabul edildi.

Özel hayatı kapalı kutu

Birçok liderin aksine, özel hayatını gözlerden uzak yaşayan Bahçeli, mesafeli tutumunu bu alanda daha da sertleştiriyor. Ankara’daki yaşantısı siyasi kimliği dışında basına yansımayan Bahçeli hiç evlenmedi. Arkadaşları, Bahçeli’nin asistanlığı sırasında yaptığı aile kurma planlarını, o dönemdeki siyasi faaliyetleri nedeniyle yerine getiremediğini söylüyor. Bahçeli’nin bir röportajındaki şu sözleri, onun evlilik konusundaki tavrını ortaya koyuyor: “Benim hayatım dümdüz ülkücü bir çizgidir, zikzak yok ki renkli olsun.”

FİKRİKADİM

The ancient idea tries to provide the most accurate information to its readers in all the content it publishes.