Benim yaşadığım 15 Temmuz / Ahmet Meral

10 mins read
Benim yaşadığım 15 Temmuz / Ahmet Meral 1
Ahmet Meral

İstanbul Kültürünü Yaşatma derneğinde birkaç arkadaşımla sohbet ediyor ve çaylarımızı yudumluyorduk. Kaderde ve tasa da beraber olduğumuz kırk yıllık kadim dostlarımızla bir arada olmak, tutkudan öte anlam taşıyan bir alışkanlığımızdı. Kısacası “gönül ne kahve ister ne kahvehane gönül muhabbet ister kahve bahane”ydi.

Saat 22.00 sularında derneğimizde ki TV haber akışlarında bazı anormallikler belirdi. Bu arada Ufuk Meral isimli yeğenim beni telefondan arayarak; “amca bir şeyler oluyor galiba köprüye girişler yasaklanmış, askerler köprüyü kapatmışlar ne düşünüyorsun? ” diye sordu. Bende heyecanlı bir tabiata sahip yeğenime “yok evladım sıkıntılı bir durum yoktur inşallah söylentiye bakılırsa sabotaj ihtimaline karşı güvenlik önlemi alınıyordur diye kendisini yatıştırmaya çalıştım.

Saat 23 sularında TV kanallarındaki haber akışları yavaş yavaş ciddi bir bir askeri hareketlenmenin ipuçlarını göstermekteydi. Oysa darbeler görmüş ve darbe öyküleriyle büyümüşler olarak, ihtilalların gece 02-03 itibarıyla gelişeceğini bilirdik. Bu sonradan prematüre olduğu anlaşılan darbe saat 12’lerde uç vermeye başlamıştı.

TV kanalında ihtilal bildirisinin okunması ve diğer kanallardan da bu bildirinin teyit edilmesi üzerine artık bir askeri darbeyle karşı karşıya olduğumuzu anlamıştık. Askeri hareketlilik giderek artmakta, İstanbul ve Ankara üzerinde uçan jetler gecenin huzur ve sükûnetine bir isyan niteliğinde acı acı sesler yaymaktaydı. Saat 24’ü geçerken Cumhurbaşkanı Erdoğan, sosyal medya üzerinden halkı direnişe çağıran bildirisi, normal TV kanallarında da okundu. Gerçekten de R.Tayyip Erdoğan’ın halkı ana arterlere ve meydanlara çağırması beklenenin çok üstünde etkili oldu. Bu durum darbeyi kadük hale getiren sonun başlangıcıydı.

Dernekte endişe içinde beklerken saat 01 sularında Selamsız’dan on civarında tanktan oluşan zırhlı birlikler Üsküdar meydanına doğru korku ve ürküntü yayan palet sesleriyle inmeye başladı. Hareket halindeki birliklerin sayısı ve muhtemel hedefleri konusunda fikir yürütmek oldukça güçtü.Ama çok net bir şey vardı ki kahredici sesler çıkartan tanklara birkaç metre mesafedeydik. Bu arada meydana gelen beklenmedik bir gelişme oldu. Derneğe geç saatte gelen bir zat eline aldığı çay tabakları ve birkaç nesneyi pencereden aşağıda tankların üzerine fırlattı.

Bu gecenin sessizliğini bozan ve tankta bulunanları oldukça tedirgin eden bir durumdu.Bu eylem pekala saldırı kabul edilebilirdi.Bu tanklar, içindekiler ve silahları tam bir muamma idi. Bu tedbirsiz ve sorumsuz hamleyi yapan zata ne yapıyorsun?Yaptığının sonuçlarını kestirebiliyor musun? Şeklinde ki çıkışlara şu manidar cevabı vermişti; “hayatım boyunca böyle bir günü bekledim. Üstelik abdest alarak geldim.” Bu yanıttan da anlaşılan şuydu daha çok bedel ödemeye hazırım demekteydi. Ben de gayri ihtiyari şu sözleri söylediğimi hatırlıyorum; “sen abdest alarak gelmiş olabilirsin ancak bizler burada gusül abdestiyle duruyoruz. ”Oysa belirsizlik o kadar fazla idi ki;
Bir kere darbeyi kim yapıyordu?
12 Eylül’de olduğu gibi emir komuta zinciri işliyor muydu?
Yurt dışı ve içi bağlantıları kimlerdi?

İhtilalın başını kim çekiyordu?

Kimse bir fikir yürütecek durumda değildi. Bilinen sadece meşru hükümetin zorla alaşağı edilmek istendiğiydi. İşin Fetö boyutu çok sonra anlaşılacaktı.
Aramızda bir milletvekili arkadaşımızda vardı ve darbenin birinci derece de muhatapları kabul edilebileceğinden hareketle kendisine, “bu belirsizlik atlatılana kadar kalabileceği uygun nitelikte bir ev var isterseniz oraya sizi götürebilirim” önerisine teşekkür ederek cevap vermiş ve adeta olacaklara karşı kaderci ama cesur bir tarzı benimsemişti.

Tanka dernekten atılan ve ses getiren bu eylemin ardından arkadaşlarımla biraz da tedbir mahiyetinde dışarı çıktık. Allah’tan tanklardan birileri inip derneğe gelmemişti. Eğer böyle bir girişim içine girseydiler 250 civarındaki 15 Temmuz şehitlerinin arasına 8-10 kişi daha eklenebilirdi.
Üsküdar meydanına indiğimizde içimizi ferahlatan ve endişelerimizi dağıtan bazı manzaralarla karşılaştık. Tanklar yürümüyordu ve bir kısmının üstüne halk çıkmış zafer şarkıları söylüyordu.

Bir kısım tankta etkisiz hale gelmiş/getirilmiş kafasını dışarıya çıkaramayan personeliyle adeta teslim olmayı bekliyordu. Hayatımda kahramanlara hep öykündüm ama hiçte kahramanlığın ciddi bir öznesi olamamıştım. Bu duygumu tatmin edecek imkândan yararlanarak tankın tepesine çıkmaktan da geri durmadım. Üsküdar Ticaret lisesinden Kanaat lokantasına kadar uzanan tankların üzerindeki insan cümbüşünü izledikten sonra Hasan Gündüz’ün Balıkçı çarşısının girişinde şimdi yıkılmış çayevine ulaştık.

Bu arada ürperti veren sesleriyle jetler İstanbul semalarında fink atıyordu. Nitekim bu durum sabahın ilk ışıklarına kadar devam etti. Bir büyük sıkıntı da köprüde yaşanıyordu. Sonradan Fetö terör örgütünün bir parçası olduğu anlaşılan gözü dönmüş bazı askerler köprüyü tutmuş ve onları etkisiz hale getirmek için her iki yakadan köprüye akan binlerce insanın üzerine makineli tüfeklerle ateş etmekteydi. Oğlumun ve kızımın dayılarıyla birlikte köprüye gittiklerini işitince bir baba tedirginliğiyle evlatlarım adına endişe etmiş, yaklaşık beş saat boyunca soğuk terler dökmüştüm. Makineli tüfeklerin rastgele halkın üzerine ateş etmelerini işitmiş biri olarak kimilerinin ağız bükerek “ Yahu kardeşim kontrollü darbe” sözlerinin ne denli talihsiz bir açıklama olduğunu, akla hakaret olarak sayılması gerektiğini düşünmeden edemiyorum. Bir küçük tarihçi olarak soruyorum acaba Cumhuriyet tarihi boyunca 250 kişinin öldüğü bir darbe yâda girişimini hatırlıyor musunuz?
Sabahın ilk ışıklarıyla birlikte, Selanikliler camiinin önünde yavrularımı sağ salim kucaklamak, dünyaların benim olması için yetmişti. Allah akıllarını kiraya veren, her ne sebeple olursa olsun körü körüne bağlılıklara yol açan akıl tutulmalarından herkesi korusun.

FİKRİKADİM

The ancient idea tries to provide the most accurate information to its readers in all the content it publishes.

Leave a Reply

Your email address will not be published.

Comment moderation is enabled. Your comment may take some time to appear.