2021 Uluslararası Sağlık Çalışanları Yılı ve Tıp Bayramı
İnsan sağlığının gerek bedensel gerek ruhsal olarak korunması ve sürdürülmesinin değerinin en iyi anlaşıldığı şu günlerde; gece gündüz çalışan, canı pahasına görevini yapan sağlık çalışanlarının günü… 14 Mart Tıp Bayramı… Bu bayramın anlamını idrak edebilmek, önemine daha hakim olabilmek amacıyla geçmişe ve geçmişten ilhamla günümüze yansımasına bir bakmaya çalışalım…
Geçmişi 1800`lü yılların başına, II. Mahmut Dönemi’ne denk gelmekle birlikte modern tıp eğitiminin başlangıcı olarak kabul edilen “Tıphane-i Amire” ve “Cerrahhane-i Amire” adlı tıp okullarının açıldığı, 14 Mart 1827’e dayanmaktadır. Kutlamalarımızın buna binaen yapıldığını düşünerek gururlanmak üzereyiz ki o altındaki hazin hikayeye rastlıyoruz. İlk kutlama 14 Mart 1919’da; protestonun, mitingin yasak olduğu işgal altındaki İstanbul’dadır. Tıbbiyelilerin bir şekilde işgalcilerin dikkatini çekmeden toplanmak amacıyla geleneksel kutlama olarak gösterdiği bugün, bir kutlamadan ziyade yurt savunma hareketi olarak başlamıştır. Durumu anlayan işgalciler, toplantıyı zor kullanarak dağıtmış ve bu uğurda birçok tıbbiyeliyi de tutuklamışlardır. Ve işte 14 Mart Tıp Bayramı böyle bir başlangıçtan günümüze kutlanagelmiştir.
1929-1937 yılları arasında ise Bursa’daki Yıldırım Darüşşifası’nda ilk Türkçe derslerinin başladığı tarih olan 12 Mayıs günü, Tıp Bayramı olarak kabul edilmeye çalışılmışsa da zamanla bu uygulamadan vazgeçilmiş ve yeniden 14 Mart Tıp Bayramı olmuştur. 1976`dan beri de sadece 14 Mart günü değil 14 Mart’ı içine alan hafta boyunca anma ve kutlama yapılarak devam edilmiştir.
O gün vatan için gözünü kırpmadan büyük bir özveriyle mücadele eden o ruhları, bugün de coronavirüsle canını hiçe sayarak cephenin en önünde savaşırken görmekteyiz. Her yıl 14 Mart günü; sağlıkçıların durumunun değerlendirildiği, sağlık hizmetinin konuşulduğu, sorunların tartışıldığı, bilime katkıların sunulduğu bir anma ve kutlama günü iken bu yıl ayrı bir anlamı olacak. Ayrı bir anlamı olacak diyoruz çünkü görevi başında hayatını kaybeden 400den fazla sağlık çalışanımızın acısıyla doluyuz. Kimimizin annesi, kimimizin eşi, kimimizin çocuğu… 400den fazla can… Can kurtarmak için yitirilen canlarımız…
Öyle ki Dünya Sağlık Örgütü tarafından bu yıl ülkemizin de önerileriyle “Uluslararası Sağlık Çalışanları Yılı” ilan edildi. Sağlıklarından feragat ederek ailelerinden, sevdiklerinden uzak kalarak adeta bir kahramanlık örneği sergileyen sağlık çalışanlarına hem yılın hem günün anlam ve önemini gözeterek tüm dünya olarak çok şey borçluyuz. Bu sebeple bu yıl maalesef kaybedilen sağlık şehitlerimizin acısıyla dolu bir 14 Mart geçireceğiz. Pandemi devam ederken, üstelik ne zaman biteceği de belli değilken, sağlık emekçilerine çok şey borçlu olmaya devam edeceğiz. İnsanlar bir maske ile bile işlerini yapmaya zorlanırken sağlık emekçileri koruyucu ekipmanların içinde terleyerek, maskelerin yüzlerinde bıraktığı izler ve acılarla çalışmaya devam edecekler.
Tekrar üzerinde durmak gerekirse her şeyin başının sağlık olduğunu daha iyi anladığımız şu günlerde sağlık emekçilerine gereken değeri, saygıyı sürdürmeye özenle devam etmeliyiz. Unutmamalıyız ki onlar canlarımız için canlarını ortaya koyan kahramanlarımızdır…
Sağlığı olanın umudu, umudu olanın her şeyi var olur felsefesiyle 14 Mart Tıp Bayramımız kutlu olsun…
