Yunanistan ve Türkiye görüşmelerde anlaştılar ama bunun ötesinde çok az şey var

10 mins read
Yunanistan ve Türkiye görüşmelerde anlaştılar ama bunun ötesinde çok az şey var
Yunanistan ve Türkiye görüşmelerde anlaştılar ama bunun ötesinde çok az şey var
Yunanistan ve Türkiye görüşmelerde anlaştılar ama bunun ötesinde çok az şey var 1
Dr. Dimitris Tsarouhas

Yunanistan ve Türkiye görüşmelerde anlaştılar ama bunun ötesinde çok az şey var

Bu yaz Yunanistan ve Türkiye’de hem kelimenin tam anlamıyla hem de mecazi anlamda alışılmadık derecede sıcak geçti. Aylar süren gerilim, iki tarafı savaşın eşiğine getirdi. Bununla birlikte, başta ABD ve Almanya olmak üzere uluslararası toplumun uyumlu çabaları, (şimdilik) daha fazla tırmanmayı önledi. Türkiye baskıya boyun eğdi ve troublemaker / baş belası etiketini engellemek niyetiyle müzakere masasına geri döndü. Atina ve Ankara, 2002’de başlayan ve 2016’da durma noktasına gelen bir dizi keşif görüşmelerinin 61. turunu yapmayı kabul ettiler. Bu, tarihsel olarak zor olan Türk-Yunan ilişkilerinde yeni bir şafak olabilir mi? Bu pek olası değil.

Yunanistan ve Türkiye görüşmelerde anlaştılar ama bunun ötesinde çok az şey var 2

Birincisi, iki taraf müzakerelerin ne hakkında olduğu konusunda hemfikir değil. Türkiye cumhurbaşkanlığı sözcüsü İbrahim Kalın’a göre gündeminde kıta sahanlığının sınırlandırılmasına yönelik görüşmeler, münhasır ekonomik bölgeler ve Ege üzerindeki hava sahaları var. Aynı zamanda askeri düzeyde, askeri gerilimleri önlemek için güven artırıcı yolları yeniden tesis etmek için paralel müzakere yapılacak. Bu görüşmelere desteği her ikisi ülkeninde üyesi olduğu NATO üstlenecek.

Ancak Atina, tamamen farklı bir notadan şarkı söylüyor. Yunanistan, müzakerelerin sürdürülmesine yol gösterecek şablon ve yöntemi tartışmak olduğunu ileri sürüyor. İki taraf arasındaki tek farkın kıta sahanlığının ve ilgili EEZ’NİN düzenlenmesi olduğunu savunuyor. Yunanistan Ege adalarının askerden arındırılması da dahil olmak üzere Türkiye’nin gündeme getirdiği diğer tüm konuları, Yunan egemenliğini gasp etme girişimi olduğunu söylüyor.

Sonuçta Yunanistan, Türkiye’nin 1995’ten beri Yunanistan’a karşı bir casus belli (savaş nedeni) sürdürerek ve iki taraf arasındaki deniz sınırı anlaşmazlığını çözebilecek 1982 BM Deniz Hukuku Sözleşmesine karşı çıkarak uluslararası hukuku ihlal ettiğini savunuyor. Uluslararası Adalet Divanı’nın konuyla ilgili karar vermesine izin vermeye yönelik önceki girişimleri ise başarısızlıkla sonuçlandı.

İkinci olarak, uyuşmazlık çözümü görüşmeleri her zaman minimum karşılıklı güven ve olası “kazan-kazan” alanlarını belirleme istekliliği üzerine kuruludur. İki taraf arasında güven büyük ölçüde yok. Mevcut krizin nedeni, Türkiye’nin Oruç Reis araştırma gemisini Atina’nın karasuları olarak gördüğü yere gönderme kararı olmasına rağmen, 2020’nin başlarında gergin çoktan yükselmişti.  Mülteciler batıya yönelmişti. Atina, kuvvetlerini sınır bölgesine çağırarak, burayı kapatarak ve tanımladığı şeyi bir “saldırı” olarak geri püskürttü tepki gösterdi. Ankara’nın konuyla ilgili 2016 AB-Türkiye anlaşmasından vazgeçme tehditlerine sert tepki gösterdiği için AB dayanışmasına da güveniyordu. Sonunda gerilim en azından koronavirüs hastalığı salgınının artması nedeniyle dağıldı. Bununla birlikte, olay, bir yıl önce Atina’da hükümet değişikliğinin ardından ilişkilerde iyileşme umutlarını yıkan kavgacı bir retoriğe dönüştü.

Üçüncüsü, iki taraf diğer tarafı caydırmak veya sindirmek için ittifak kurma sürecine giriyor ve devam ediyor. Ancak Türkiye’nin AB adaylığı ve Yunanistan’ın Avrupalılaşması daha liberal bir yaklaşıma izin vermişti. Ancak son birkaç yılda, tablolar yeniden değişti ve güç odaklı yaklaşımlar üstünlük kazandı. Bu hiçbir yerde Türkiye’nin kaslı dış politika anlayışında olduğu kadar açık değil. Başta Suriye ve Libya olmak üzere yurtdışına birçok ülkeye gönderilen askerlerle Ankara, önce sahada gerçekleri belirleme ve daha sonra diplomasi ve müzakerelere dönme hakkını savunuyor. Türkiye, güçlü bir militarist yaklaşım benimsedi ve çatışma çözümüne yönelik çabaları gittikçe daha az olası hale getirdi. Bu, Türkiye’nin kaslı dış politika anlayışında daha belirgindir. Başta Suriye ve Libya olmak üzere yurtdışına birçok ülkeye gönderilen askerlerle Ankara, önce sahada gerçekleri belirleme ve daha sonra diplomasi ve müzakerelere dönme hakkını savunuyor. Türkiye, güçlü bir militarist yaklaşım benimsedi ve çatışmasız çözüme yönelik çabaları gittikçe daha az olası hale getirdi.

Fransa gibi sözde NATO müttefiklerine yönelik ağır suçlamaları dile getiren Türkiye, diplomatik açıdan köşeye sıkışmış durumda. Öte yandan Yunanistan, enerji işbirliği ve yeni bir enerji merkezinin oluşturulması adına İsrail, Mısır ve Ürdün gibi son zamanlardaki ittifakların görkemini yaşıyor. Doğu Med Gaz Forumu’nun 2019’da Türkiye’yi dışlayan oluşturulması bunun canlı bir örneğidir.

Yunanistan’ın diplomatik girişimleri daha da genişliyor. İtalya ve daha da önemlisi Mısır ile bir deniz sınırı anlaşması imzalayarak Atina, Doğu Akdeniz konusunda daha önceki Türkiye-Libya anlaşmasını dengelemeye ve müttefik ve ortaklar ağını etkinleştirmeye çalıştı. Bu, hiçbir yerde Türkiye’ye karşı olası yaptırımların bir listesini belirlemek ve böylece Ankara’nın halihazırda karşı karşıya olduğu baskıyı ikiye katlamak için bu haftaki AB Konseyi zirvesine ulaşma çabalarından daha açık olamaz.

Sadık bir Yunan müttefiki olan Fransa, Türkiye ile olan anlaşmazlığa diplomatik destek gösterdi ve Atina, geçtiğimiz günlerde Paris’ten 18 Rafale F3R savaş uçağı satın aldı.

Washington saygınlıkla karşılandı. Dışişleri Bakanı Mike Pompeo bu hafta Kıbrıs ve Yunanistan’ı ziyaret ederek anlaşmazlıkları barışçıl yoldan çözme gereğine işaret etti ve kuzey Kıbrıslı liderlerle hiçbir görüşme yapmadı. ABD’deki Kasım seçimleri öncesinde, her oy önemlidir ve Yunan Amerikan toplumu kesinlikle Pompeo’nun söyleminden ve eylemlerinden memnun.
Şimdilik her iki taraf da konuşmayı kabul ediyor. Yürüyüş başladı fakat bu tamamen farklı bir hikaye ve gerçek bir uzlaşma olasılığı çok zayıf.

Kaynak Site İçin TIKLA 

FİKRİKADİM

The ancient idea tries to provide the most accurate information to its readers in all the content it publishes.