50 milyon insanı öldüren “İspanyol Gribi”nin dünyaya etkisi

8 mins read

İspanyol Gribi olarak isimlendirilen ve 1918 – 1920 yılları arasında ortaya çıkan salgın; H1N1[1] virüsünün ölümcül türünün yol açtığı grip salgınıydı. 500 Milyondan fazla kişiye bulaşması sonucunda 18 ay içinde 50 ile 100-140 milyon arası insanın ( o dönem dünya nüfusun %15’i) ölümüne sebep olarak insanlık tarihinde bilinen en büyük salgın oldu. Corona Virüs’ün tersine İspanyol Gribi, zayıf, yaşlı ve çocuklardan çok, sağlıklı genç erişkinleri etkilemiş olmasıdır. Birinci Dünya Savaşı’nın son aylarında tüm dünyayı etkisi altına almış, hatta kimi tarihçilere göre dört yıl süren savaşın sona ermesinde önemli bir etken olmuştur. Zira Birinci Dünya Savaşı’ndan daha çok can almıştır daha yıkıcı olmuştur.

50 milyon insanı öldüren "İspanyol Gribi"nin dünyaya etkisi 1

O tarihlerde doktorlar İspanyol gribine bazı mikro organizmaların yol açtığını ve hastalığın insandan insana bulaşabildiğini farketmişlerdi ama hastalığın sebebinin virüs değil bir bakteri olduğunu düşünüyorlardı. Yıllar sonra açılan bazı toplu mezarlardan alınan örnekler sonucunda domuz gribine sebep olan H1N1 virüsünden (birkaç ufak farklılık haricinde aynı) kaynaklandığı anlaşıldı.

Pale Rider: The Spanish Flu of 1918 and How it Changed the World’ adlı kitabında İspanyol gribinin dünyayı nasıl değiştirdiğini anlatan bilim yazarı Laura Spinney “sanayileşmiş ülkelerde doktorların çoğu özel muayenehanelerde ya da yardım kuruluşları veya dini kurumların açtığı hastanelerde çalışıyorlardı ve çoğu insanın doktora ve hastaneye erişmesi mümkün değildi” diyor.

Harvard Üniversitesi’ndan Frank Barro 2020 yılında yayımlanan araştırmasında ABD nüfusunun binde beşinin (550 bin kişi) İspanyol gribinden öldüğünü tahmin ediyor. Hindistan ise İspanyol gribi salgınında nüfusunun yüzde 5,2’sini yani 17 milyon insanı kaybetti.

Peki Neden İspanyol Giribi dendi

Salgın İspanya’da başlamamasına rağmen İspanyol nezlesi olarak adlandırılmasının sebebi ise İspanya’nın, Birinci Dünya Savaşı’nda yer almamış olması ve askerî sansür nedeniyle diğer Avrupa devletlerinde salgından söz edilmezken İspanyol basınının salgın konusunu ilk kez gündeme getirmiş olmasıdır.

1918 Pandemisi’ kitabının yazarı Catharine Arnold “I. Dünya Savaşı ve İspanyol gribinin yol açtığı ölümler geride bir ekonomik yıkıntı bıraktı” diyor.

Arnold’un büyük anne ve babası da İngiltere’de bu hastalıktan ölenler arasında.

“Bir çok ülkede salgından sonra ailenin dükkanını açacak, tarlasını sürecek, hayvanını besleyecek, mesleğini ve ticaretini icra edecek, evlenip ölenlerin yerine yeni kuşaklar yetiştirecek genç erkeklerin çoğu ölmüştü” diyor.

Kamu sağlığı alanındaki ilerlemeler

Salgının yol açtığı büyük yıkım kamu sağlığı alanında, yani tıbbın imkanlarının kitlelere sunulması konusunda büyük adımlar atılmasını da beraberinde getirdi.

Sovyet sosyalist devrimi sonrası Rusya 1920 yılında dünyada ilk merkezi ücretsiz sağlık hizmetini kuran ülke oldu. Onu hızla diğer ülkeler izledi.

Laura Spinney “bir çok ülke 1920li yıllarda sağlık bakanlıkları kurdu ya da varolan sağlık bakanlıklarının gücünü artırdı. Bu doğrudan grip salgınının bir sonucuydu çünkü salgın sırasında sağlık konularındaki yetkililer kabine toplantılarına girememiş, ihtiyaç duydukları fonlar ve yetkiler için başka devlet yetkililerine yalvarmak zorunda kalmışlardı” diyor.

Londra’daki Royal Halloway Üniversitesi’nden antropolog Jennifer Cole, salgın-savaş kombinasyonunun dünyanın bir çok köşesinde sosyal devletin tohumlarının atılmasını getirdiğini düşünüyor.

“Devletin sosyal yardım fonksiyonu bu bağlamda ortaya çıktı. Salgından geriye milyonlarca dul, yetim ve özürlü insan kalmıştı” diyor ve ekliyor: “Salgınlar toplumun mercek altına yatırılmasına yol açıyor sanki. Toplumlar bunlardan daha adil daha eşitlikçi çıkabiliyor.”

O dönemde de Sokağa çıkma yasakları ve sosyal mesafe işe yaradı

Ünlü bir “iki şehrin hikayesi” var.

1918 yılının Eylül ayında Amerikan şehirlerinde savaşı finanse etmek için basılan devlet tahvillerinin promosyonu için geçit törenleri düzenleniyordu.

İspanyol gribi yayılmaya başlayınca iki Amerikan şehri Philadelphia ve St Louis bu konuda çok farklı iki yaklaşımı seçti. Philadelphia geçit törenini planlandığı şekilde yaptı, St Louis iptal etti.

Bir ay sonra Philadelphia’da İspanyol gribinden 10 bini aşkın insan ölmüş, St Louis’de ise ölümler 700’de kalmıştı.

Bu karşılaştırma sosyal mesafe önlemlerinin salgınlarda işe yarayan bir strateji olduğu tezini güçlendiriyor.

1918’de bir çok ABD kentinde alınan önlemleri karşılaştıran bir araştırma da kamusal toplantıları yasaklayan, tiyatroları, okulları ve kiliseleri daha erken kapatan şehirlerde ölüm oranlarının daha düşük olduğunu gösteriyor.

Ayrıca 1918’de alınan sokağa çıkma önlemlerini inceleyen bir grup Amerikalı iktisatçı, dahasıkı önlemler alan kentlerin salgından sonra ekonomik olarak daha hızlı canlandığını ortaya koydular.

FİKRİKADİM

The ancient idea tries to provide the most accurate information to its readers in all the content it publishes.