KÖŞE YAZARLARI

Enuşirevan İle Bahçıvan

Ersin Selçuk, KÖŞE YAZARLARI, Kültür-Sanat
Enuşirevan İle Bahçıvan Çok eski zamanlarda, bir gün hükümdar Enuşirevan, sahrayı seyretmeye gidiyordu; yolunun üzerinde bulunan bahçelik bir bölgeye uğradı. Bahçelerin birinde görünüşü zayıf ve yorgun olan ama çok çalışan, çukurlar kazıp içine ağaç fidanları diken yaşlı bir adamı gördü. Hükümdar ilerledi, bir an yaşlı adama baktı ve ona “Amcacığım, ne yapıyorsun?” diye sordu. Musa İle Çoban Hükümdarı tanımayan yaşlı adam “Yaptığım işi görmek mümkündür, ama diktiğim ağaç incir ağacı!” dedi. Bahçıvan adam bu sözü nüktedanlığını gösterecek şekilde söylemişti, yani soruyu, cevabının yeni bir konuyu aydınlatacak şekilde sormak gerektiğini anlatmak istiyordu; yoksa malum olan bir şeyin yeniden söylenmesi için değil. “Ne yapıyorsun?” sorusunun cevabı “Fidan dikiyorum”dur ve o da önc...

Musa İle Çoban

Ersin Selçuk, KÖŞE YAZARLARI, Kültür-Sanat
Musa İle Çoban Çok eski zamanlarda, bir gün Hazreti Musa bir yoldan geçiyormuş. Yolun kenarında yanık bir ses duymuş. Sesin geldiği tarafa gittiğinde tepenin ardında rabbine dua eden temiz kalpli bir çoban görmüş. Çoban şöyle dua ediyormuş: “Yarabbi, eğer senin nerede olduğunu bilsem kendim gelir sana hizmet ederim; saçlarını tararım; ayakkabılarını dikerim; elbiselerini yıkarım; İlahi, ben seni çok seviyorum; eğer seni görsem canımı kurban ederim; keçilerimin ve koyunlarımın hepsini sana kurban ederim; İlahi, ben sana yoğurt, peynir, yağlı ekmek ve süt getirmek için nerede olduğunu bilmek istiyorum; her gün yanına gelmek, ne işlerin varsa yapmak ve evini süpürmek istiyorum; eğer hasta isen sana bakmak istiyorum…” ve bunun gibi sözler söylüyormuş. Hazreti Musa çobanın sözlerine öfkelen...

Kadriye’nin anneler gününü kutluyorum

KÖŞE YAZARLARI, EDİTORDEN, Esen Güney
Kadriye'nin anneler gününü kutluyorum Kadriye'nin anneler gününü kutluyorum... O şimdi hayatta değil… Hatta biyolojik olarak hiç anne olamadı. Ama ben kendi adıma bu yılki anneler gününü ona ithaf ediyorum ve canı gönülden kutluyorum. Eğer tanımak isterseniz Kadriye'den size bahsetmek isterim. Tüp bebek tedavisi görerek hamilelik süreci yaşayan bir kadındı. Tedavisinin öneminden dolayı bulunduğu küçük ilçeden İstanbul'a gelmişti. Bu sefer ikinci denemede başarılı olunmuştu. Tüp bebek tedavisini bilenler bilir. Aylarca hormon ilacını kalçadan yaptırmak gerekir. Bu tedaviyi görenler daha fazla fedakarlık göstererek anne olurlar. Bir Tiyatro Seyircisinin Mükemmeli Arayışı Ben de hemşireyim ve yolumuz bu durumda kesişti. Kadriye aylarca bana enjeksiyon yaptırmaya geldi. Ondaki ...

Kendi Kendime Felsefe Yapmalar: Düşünce

EDİTORDEN, Hayati Esen, KÖŞE YAZARLARI, MAKALE-YORUM
Kendi Kendime Felsefe Yapmalar: Düşünce Evrende yer kaplamayan her şey soyut olarak tanımlanır ve evren iki temel şeyden oluşur. Biri boşluk diğeri ise o boşlukta yer kaplayan nesneler. Boşluk; nesnenin görünür olma imkanını sağlayan, fiziksel olarak hesaplanamayan (fiziksel olarak mutlak bir boşluktan söz edilemez) ama matematiksel olarak teoride hesaplanabilir alandır. Evrende en büyük alanlar boşluklardan oluşur. Böylece boşluk nesnenin (maddenin yoğunlaşarak) görünür/vücut olmasını, sağlar. Amacımız elbette gök bilim alanında bir şeyler yazmak değil, sadece bir şeyin ortaya çıkması yani vücut bulması için boşluğun olması gerektiğini hatırlatmaktır. "Boşluk olması gerekir." önermemiz bir zorunluluk ifade etmiyor ama şu ana kadar fizik biliminin gereği olarak kabul edilmiştir. Belki de...

“Bugün Günlerden Kudüs”

Servet Kızılay, EDİTORDEN, KÖŞE YAZARLARI
“Bugün Günlerden Kudüs” Ramazan ayının son Cuma’sı “Kudüs günü” olarak ilan edildi. Genel olarak Türkiye’deki halk bu “ideolojik” durumu bilmez. Günler konusunda sistemin uygun ve meşru gördükleri benimsenir; “anneler günü, babalar günü, sevgililer günü” vb. “Kudüs günü” gerçekten sıradan bir şey olmaktan uzaklaşmayı yani daha fazla “bilinç- refleks-uyanıklık-tepki” vb talep ettiği için ister istemez “ideolojik” kalıyor. Bu durum, aynı zamanda “Sistemin dışına” kaçmayı da tetiklediğinden “ideolojik” karakter koyu biçimde vurgulanmış oluyor. Halklar ideolojinin dışında kabul edilse de (ekstra bilinç -idrak -siyasal pozisyon- bakımından ) aslında sürekli olarak sistemin ideolojisi (anlatıları, kendi geçerli mitleri, metafizik ve tersinden teolojik kabulleri, inançları, imanları) içinden h...

Güzel ve Çirkin

Ersin Selçuk, EDİTORDEN, KÖŞE YAZARLARI
Güzel ve Çirkin Evvel zaman içinde eski zaman padişahlarından birinin ava çok ilgisi vardı ve her birkaç günde bir maiyetinden birkaç kişi ile beraber ava gidiyordu. Bir gün padişah ve beraberindekiler avlanmak maksadıyla şehirden çıktılar ve sahrada odun toplayan bir köylü, atlıları görünce onları izlemek için yolun kenarına geldi ve durdu. Kabaklamadan Para Kesesi Dikmeye, Azerbaycanlıların Ramazan Adetleri O sırada adamın elbisesi eski, rengi solmuş, toza toprağa bulanmış, üstü başı perme perişan idi; yüzü benekli ve zayıf , gözü de şaşıydı; ayrıca çirkin suratlı bir adamdı. Fakat atlıları ve padişahın yanındakileri görmekten hoşlandı ve izlemeye koyuldu. Padişah ve maiyetindekiler o çirkin suratlı adama yaklaşır yaklaşmaz nedimlerden bir tanesi adama doğru “Derhal buradan ...

Kabaklamadan Para Kesesi Dikmeye, Azerbaycanlıların Ramazan Adetleri

Ersin Selçuk, KÖŞE YAZARLARI, Kültür-Sanat
Kabaklamadan Para Kesesi Dikmeye, Azerbaycanlıların Ramazan Adetleri Urumiye’den Erdebil’e kadar ülkenin kuzeyindeki Azerilerin, mübarek Ramazan ayı için güzel adet ve törenleri vardır. Onlar kabaklama adetiyle Ramazan’ı karşılarlar, eve bereket gelsin diye kese dikerler ve Ramazan yemeklerini kurban etinden hazırlarlar. Kabaklama Töreni Yüzlerce yıldır ülkenin kuzeyinde yaşayan Azeriler Ramazan ayının yaklaşmasıyla “Kabaklama” ayini düzenlerler. Bu adete göre onlar Ramazan’dan üç ya da on gün öncesinden itibaren oruç tutarak onu karşılarlar. Bu mübarek ayı karşılamak sadece oruç tutarak değildir. Onlar Ramazan’ın yaklaşmasıyla, temizlik yapmaya başlarlar; evlerini ve camilerini bir aylık ibadet ve kulluk için hazırlarlar. Bu bölgenin özellikle de köylü kadınların arasında ev temizliğ...

Ekmek İle Helva

Ersin Selçuk, KÖŞE YAZARLARI, Kültür-Sanat
Ekmek İle Helva Günlerden bir gün bir kış günü meşhur alimlerden bir tanesi öğle namazı için camiye gitti ve caminin avlusunda bir süre, ısınmak için güneşin altında durdu; güneşli yerin hemen yanında çarşıdaki çıraklardan dört oğlan çocuğu oturmuş öğle yemeği yiyorlardı. Onlardan bir tanesi ekmek ile helva yiyordu. İkincisi ve üçüncüsü ekmek ile peynir yiyorlardı; dördüncüsü ise yavan ekmek yiyordu. Ekmek ile peynir yiyenlerden bir tanesi ekmek ile peyniri olana “Ben de helva istiyorum, bana biraz helva ver” dedi. Helvası olan çocuk “Eğer benim köpeğim olur ve köpek gibi havlarsan helva veririm” dedi. O da köpek gibi havladı ve biraz helva aldı; ardından hepsi güldüler. Karınca İle Eşek Arısı Üçüncüsü “Ben de helva istiyorum, bana da ver” dedi. Helva yiyen çocuk “Eğer benim ...

Boşvermiş Başkaldırı Dada ve Derinlere Tutunmuş Sürrealizm

Mukadder Özdemir Balakoğlu, EDİTORDEN, KÖŞE YAZARLARI, Kültür-Sanat
Boşvermiş Başkaldırı Dada ve Derinlere Tutunmuş Sürrealizm Geçmiş dönemleri anlamlandırmak, kişisel gelişime ve yaşadığımız kültüre katkı sağlayan ve farkındalığımızı arttıran bir bilme biçimidir. Özellikle günümüzde önceden kazandığımız tutum ve davranışların, geçmiş dönem bilgilerinin ve doğal çekim yasalarının yerini alan baskın unsurların dayatması nedeniyle geçmiş deneyimleri gözden geçirmek bize iyi gelebilir. Çağımızın mevcut sorunları, felaketler, küresel ısınma, ekonomik sorunların yanında bir de dünyayı saran salgın; kaygılı, mutsuz ve tatminsiz kitleler yaratmakta, bu durum da endişe duygularını beslemektedir. İnsanın bilincini ve aklını duygu alanına aktaran sanat, şüphesiz bu küresel sorunlardan etkilenmektedir. İnsanlığın dayattığı sorunların en kıyıcısı olan savaş yıll...